YAZAR'IN AĞZINDAN
Genç kız sessizce evin kapısını açtı ve aynı yavaşlıkla da içeri girdi. Saat çok geç olmuştu ve inşallah abisi, babası falan uyanmazdı.
Armina'yı evine kadar takip etmişti sağ salim gittiğinden emin olmak için. Ama onun girdiği evi görünce de çok üzülmüştü. Keşke ona yardım edebilseydi. Ama Armina böyle bir şeyi kabul edecek miydi ki?
Bu düşüncelerle birlikte yavaş adımlarla merdivenlere doğru ilerlemeye başladı. Ama abisinin sesiyle birlikte irkilerek durmak zorunda kaldı.
"Pırıl."
Eyvah! Şimdi ne yapacaktı? Abisinin uyuduğunu düşünmüştü o. Yavaşça arkasına döndü genç kız.
"Efendim abi." dedi şirin olduğunu düşündüğü bir sesle.
"Bu saate kadar neredeydin sen?" diyen abisinin değil, babasının sesiydi. Babası da uyumayıp onu beklemişti demek ki. Babasına doğru çevirdi başını. Kaşları çatıktı. Çok korkutucu görünüyorlardı ikisi de. Tabiki şu zamana kadar ne abisi, ne de babası ona el kaldırmamıştı. Ama bu, yine de onların korkutucu göründüklerini engellemiyordu. Fakat haklılardı da. Genç kız onlara elbette ki hak veriyordu. Sonuçta saat çok geç olmuştu ve haliyle endişelendirmişti onları da.
Ama nereden bilebilirdi ki karşısına o lanet adamın çıkacağını. Eğer Armina tam zamanında yetişemeseydi genç kıza tecavüz edecekti o pislik adam.
"Eee, şeyy, abicim, babacım." diye söze başladığında abisi sözünü kesti.
"Eveleyip geveleme de söyle. Neredeydin sen? Çabuk cevap ver!" dedi. Babası da;
"Seni çok merak ettik kızım. Annen de çok merak etti. Onu zorla yatağına götürdüm. Yoksa ki o da uyumayacaktı. Neredeydin sen kızım? Söyle bize."
Genç kız bir şey söylemek için tam ağzını açmıştı ki, bu sefer de annesinin sesini duydu.
"Pırıl, gelmişsin sonunda. Seni çok merak ettik güzel kızım. Nerede kaldın sen? Sabah okula giderken arabanı da almamışsın zaten, şoförle de gitmemişsin."
Sesinde ki endişe çok net bir şekilde belli oluyordu.
Genç kız kendine lanet etti. Onları bu kadar endişelendirmeye hakkı yoktu ki. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.
"Bugün hava çok güzeldi. Ben de okula yürüyerek gitmek istedim. Okul çıkışı da Ahmet abiyi okulun önünde gördüm. Sizin gönderdiğinizi söyledi. Ama ben onu eve gönderdim. Çünkü yine yürümek istiyordum."
Zaten o arabayı da abisi zorla almıştı. Pırıl istemiyordu ki araba falan. Abisi de onun haberi yokken almıştı o arabayı. Ama genç kız da fazla kullanmıyordu onu. O, temiz havada yürümeyi seviyordu çünkü. Karşısında ki üç çift göz de merakla onun devam etmesini bekliyordu.
"İşte ben de yürümeye başladım. Ama sonra şey oldu." diyip sustuğunda kaşları çatıldı üçününde. Genç kız nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. Böyle bir şey ilk defa başına geliyordu sonuçta.
Genç kız sessiz kalmaya devam ettiği için babası sinirli bir sesle;
"Ne oldu?" diye sordu. Aynı zamanda da kaşları hâlâ çatıktı. Abisininde öyle. Ama söylemek zorundaydı. Başka bir yerden falan öğrenirlerse çok kötü olurdu onun için. Hem o ailesine hiç yalan söylememişti ki. Yine doğruyu söyleyecekti. Onlardan bir şey saklayamazdı. Saklamakta istemiyordu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ArYa (KİTAP OLDU)
ChickLitBu sefer ki çirkin olduğu kadar fakir bir kızın hikâyesi. O hem burslu, hem ezik, hem çirkin, hem de fakir bir kız. Ama bunlara rağmen bir kolej de burslu olarak okuyan bir kız. Fakir ve çirkin olduğu kadar dersleri de bir o kadar iyi. Okul 1.'si...