27.Bölüm Güvende Miyiz?

55 6 10
                                    

Sabahı sabah etmiştim bir uyuyup bir uyandım. Sabahın ilk ışıkları gözlerime vuruyordu. Yavaş yavaş ayağa kalktım Helin uyanmış pencere dibindeydi. Berk halen uyuyordu. Uyandığımı fark eden Helin.

-Günaydın Ekin, nasıl uyuyabildin mi?

-Eh biraz ya pek uykumu alamadım ama yorgunluğumu attım. Sen uyuyabildin mi?

-Bir gram uyku girmedi gözüme Sefa'yı düşünmekten.

-Bende onu düşündüm bir uyuyup, bir uyandım.

-Umarım iyidir.

Bizim sesimize uyanan Berk konuya dahil oldu.

-Bebeğim günaydın.

-Günaydın Ekin'im.

-Günaydın Berk.

-Günaydın Helin. Ne konuşuyorsunuz hararetli hararetli.

-Aman be ne konuşacağız Sefa'nın durumu aynı keza bizim durumumuz.

-Peki biz bu adamlara sadece bugünlük kalacağız dedik. Bugün bizi dışarı atarlarsa napacağız?

-Başımızın çaresine bakmak zorundayız.

-Sefa'yı ne zaman alacağız acaba.

-Bilmiyorum ki.

O sırada kapı çaldı.

-Buyrun.

-Ekin merhaba günaydın.

-Günaydın Mehmet.

-Bir dakika konuşabilir miyiz seninle?

-Evet dinliyorum arkadaşlarımdan gizlim, saklım yok benim.

-Peki madem, Sefa denilen arkadaşınız dönüşmedi hatta şuan gayet sağlıklı. Ayağını sardık, ağrısını kesmek için ağrı kesici serum bağladık buraya gelirkenki durumundan daha iyi. 2.olarak eğer sizde isterseniz bu evde kalabilirsiniz. Ki ayağı kesik bir arkadaş ile dışarda dolaşmak çifte tehlike.

-Biz bunu kendi aramızda konuşalım öyle sana yanıt verelim olur mu?

-Olur Ekin keyfinize bakın ben aşağıdayım.

-Teşekkürler Mehmet.

-Rica ederim görüşürüz.

Mehmet kapıyı kapattıktan sonra uzun bir sessizlik oldu lakin pek uzun sürmedi.

-Ne yapmalıyız sizce? Adamın dedikleri bir yandan doğru.

-Ben burda kalma taraftarı değilim bilesiniz.

-Başka bir şey düşünelim o zaman Berk.

-Bilmiyorum ki Helin?

-Arkadaşlar bence Sefa'yı görmeye inelim sonra onun da fikrini alalım.

-Haklısın Ekin.

-O zaman inelim.

Berk kapıya doğru yöneldi. Kapıyı açtı etrafta sessizlik vardı ama kıyamet öncesi sessizlik gibiydi. İç ürpertiyordu bu sessizlik, herkes birbine bakıyordu sürekli. Fakat herkes kendinden emin bir şekilde aşağıya inmeye başladı. Helin elini sıkmış vaziyetteydi bir yandan korkuyor fakat kimseye belli etmemeye çalışıyordu. Berk elini elimden ayırmamıştı 2 merdiven sonra aşağıya inmiştik. Yukarısı ile aşağısı arasında dağlar kadar fark vardı. Aşağısı şenşakrak, yukarsı uzay boşluğu gibi sessiz.

-Hoşgeldiniz umarım karar vermişsinizdir.

-Sefa'yı görebilir miyiz?

-Tabiki beni takip edin.

İlk girdiğimiz zamanki gibi naylon bir yoldan geçtik. Bir iki adımdan sonra 20ye yakın sedye gördük. Numaralanmıştı 1i geçtik 2yi geçtik 3ü geçtik. Sanırım bu yol bitmeyecekti. 7yi geçtik 8de durduk.

-Buyrun bakalım ama uyanmamış olabilir.

-Teşekkür ederiz.

-Rica ederim kapıda bekliyorum ben.

Perdeyi açtık. Sefa boş gözler ile etrafa bakıyordu. Bizi fark edince gözyaşlarına hakim olamadı.

-Hayır hayır ağlama koca bebek.

-Helin, Ekin sizi çok özledim.

-Bizde seni Sefa. Nasılsın kuzum iyi misin?

-Olabileceğimden daha iyiyim Ekin sizin sayenizde. Sizi kaybetmekten çok korktum.

-Burdayız yanındayız bence bandana çok yakışmış.

Bu lafımın üzerine ufak bir tebessüm gösterdi. Bende ona aynı tebessümü ilettim. Mutlu olmasına sevinmiştim.

-Bu arada seninle bir şey konuşmamız lazım Sefa.

-Buyur kuzum.

-Şimdi burası askeri bir üsmüş. Burdan sorumlu kişide bize burda kalmayı teklif etti ama pek emin olamadık. Sana da danışmak istedik.

-Size bir şey söylicem ama burda söylemem ne kadar doğru olur bilemiyorum.

-Taşıyalım mı?

-Varya çok iyi olur.

-Tamam bir dakika.

-Mehmet bakar mısın?

-Buyur Ekin?

-Sefa'yı odaya taşıyabilir miyiz?

-Yani bilemiyorum doktor ile konuşmamız lazım.

-Konuşabilir miyiz?

-Tabiki ben çağırıp geliyorum o zaman.

Arkasını dönüp gitti. O sırada Berk yanıma geldi.

-Ekin, Sefa ile çok içli dışlı değil misin?

-Birtanem moral olması açısından. Ki şuan yaptığın şey hoş değil çocuk canıyla cebelleşiyor. Büyütme bu olayı lütfen sevgilim.

-Ekin! Sana Sefa ile mutluluklar.

-Berk buraya gel.

Orta parmağını kaldırıp arkasını dönüp gitti.

-Sen ciddi misin şuan?

Arkasını dönmeden gitti. Arkasından gitmeye çalışırken beni biri omuzumdan tuttu.

-Doktorumuz geldi.

-Oh iyi bakalım. Merhaba ben Ekin.

-Merhaba bende Serdar.

-Sefa'yı odaya alma şansımız var mı?

-Buyrun içeride konuşalım.

-Peki olur buyrun önden.

Perdeyi açtık Helin, Sefa ile sohbet ediyordu.

-Ooo Sefa Bey napıyorsunuz, nasılsınız bakalım.

-Bomba gibiyim siz nasılsınız?

-Teşekkür ederim efendim.

-Duyduğuma göre burdan sıkılmışsın taburcu olmak istiyormuşsun doğru mu?

-Baya baya doğru.

-İyi hissediyorsun yani kendini dimi?

-Evet evet burdan çıksam daha iyi hissedecem.

-İyi bakalım bugün taburcu ediyoruz o zaman seni.

-Teşekkür ederim.

-Teşekkür ederiz doktor bey.

-Rica ederim efendim görevimiz.

Doktor gülümseyip dışarı yöneldi. O sırada Mehmet doktorun arkasından gitti. Helin, Sefa'nın kalkmasına yardımcı oluyordu. Bense Berk'i düşünüyordum. Helin, Sefa'yı sedyeden kaldırıp yavaş adımlarla yürütmeye başladı. Onlar öndeydi bense arkalarında sedyeli bölümden çıkıp salona geçtik. Merdiven basamaklarına yürürken Mehmet geldi...

Bir Zombi Aşkı (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin