4.Bölüm Yeni Başlangıç

207 12 0
                                    

Hakan ile hemfikirdik kasabadan ayrılma kararı aldık. Karar verdiğimiz gece toplanmaya başladık kıyafet bir kaç özel eşya yetti de arttı. Evdeki çiçeklerime son kez su verdim.

-Umarım benim size baktığım gibi bakar bu evin yeni sahibi.

-Kimle konuşuyorsun hayatım?

-Çiçekler ile sevgilim vedalaşıyordum.

-Ölürüm sana be çocuk. Gelde böyle iyi kalpli birine aşık olma.

-Şımartıyorsun beni.

-Eee hakediyorsunuz Ekin Bey.

-Hadi, hadi daha çok işimiz var birtanem. Ben valizleri çıkarıyorum dışarıya.

-Tamam hayatım bende geleceğim hemen.

Yatak odasında bulunan tekerlekli valizlerin en üstündeki kolu yukarı kaldırdım sağ elimde benim, sol elimde Hakan'ın valizi vardı. O sırada şöyle bir göz ucu ile baktım sürekli girip çıkmaya alışkın olduğum eve. Kapının yan tarafın da duran saksıya, ektiğim çiçeği daha açmadan bırakıp gidiyorum ya en çokta o koymuştu bana. Elinde bir sırt çantası ile Hakan çıktı kapıdan.

-Onlar ne sevgilim?

-Su falan aldım hayatım ya acıkırız diye de bir şeyler koydum içine.

-İyi yapmışsın sevgilim.

-Hazır mısın?

-Evet yani sanırsam.

-Var mı başka almak istediğin bir şey?

-Yok birtanem yok hadi gidelim artık.

Yok dedim ama içim el vermiyordu o çiçeği burda bırakmaya. Bir anda Hakan ile göz göze geldik. Gözleri dolmuştu o da haklı doğup büyüdüğün yeri bırakmak kolay mı öyle hemen. Daha fazla üzülmemesi, acılarını daha çabuk unutması için elini tutup yola baş koyduk. Bizim için iyi mi olacaktı? Bilmem belki evet, belki hayır. Uçsuz, bucaksız bir yola cıkmış gibi hissettim kendimi. Daha önce ne bu kadar uzun yolculuk yapmıştım, ne de uçağa binmiştim. Çok heyecanlıydım aslında. Ama bir yandan kırgın ve üzgün kasabada bulunan ve şehir merkezine götüren 2 saatte bir geçen ufak minibüs durağına doğru yürüdük. Neyseki çok beklemeden tam saatinde varmıştık o minibüse. Bagaja valizlerimizi koyup yerleşmiştik sürekli cam kenarında oturduğum için Hakan o yeri bana verdi. Cama başımı yaslayıp, uyuyakalmışım.

-Birtanem hadi uyan vardık.

-Ne? Bu kadar hızlı mıydı?

-Değildi tabiki uyudun ya hani 3 saat geçti.

-Hadi ya özür dilerim seni tek bıraktım.

-Olur mu öyle şey birtanem iyi oldu bende seni izledim.

-Yolcu kalmasın lütfen.

-Hadi sevgilim inelim.

-Tamam hayatım.

Gözlerimi ovuşturup kendime geldim bir nebzede olsa. Valizlerimizi muavin çoktan indirmişti. O mavi denizin büyüsüne kendimi kaptırmış. Gemiye binmiştik bile. Sanırsam gemi bizi Avusturya'ya sefer yapan havaalanına götürecekti. Bu seferde Hakan başını cama yasladığı gibi uyumuştu. Ben ise maviliğin büyüsüne kendimi kaptırmışım. 1 saat sonra havaalanına gelmiştik. Benim uyandırmama gerek kalmadan kendisi geminin düdüğüne uyanmıştı.

-Ne çabuk geldik ya.

-Dimi, dimi uyuduğun için olmasın o.

-Olabilir.

Ufak bir tebessüm ve göz kırpması ile içimi neşelendirmişti. Uçağın kalkmasına son 20 dakika kala yetişmiştik. Havaalanı içinde bulunan bilet satış noktalarından 2 yetişkin bileti alıp. Kapı açılış zamanından 10 dakika geçmiş olan uçağa binmeye doğru yola koyulduk. İlk seferim olduğu için çok heyecanlıydım. Uçak kalkış için hazırlanmıştı gerekli talimatları anlatan hosteslerin dediğini tek tek yaptım. Ve uçak kalkmış ama sanki ben uçakta değilim bir kuş gibi özgürce uçuyor gibi hissediyordum. Uykuya yenik düşmüştüm. Hakan'da öyle omuzuna başımı koyup bende uykuya dalmıştım.

-Sayın yolcularımız Avusturya seferli olan uçağımız şuan da inmiş bulunmaktadır. Bizi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz.

Ve gelmiştik arkamızda onca acıyı bırakıp yeni bir sayfaya başlamaya adım atmıştık. Bu bir son muydu? Başlangıç mıydı? Hakan'ın önceden ayarlamış olduğu uber taksi bizi havaalanından alıp yeni evimize getirmişti...

Bir Zombi Aşkı (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin