Bölüm 6: AŞK

1.1K 35 1
                                    

Not: Merhaba YARALI okurları

Lütfen vote ve olumlu ya da olumsuz yorumlarınızı belirtin ki bende sizlere okuyacağınız daha güzel bölümler yazabileyim. Hadi bakalım hepinizi burada görmek istiyorum :)

İyi okumalar :*

Kış ayında olmamıza rağmen bu sabaha ılık,ferahlatıcı bir esintiyle uyandım. Gökyüzü pudra mavisiydi ve güneş kumral renkli saçlarımı adeta altın sarısına çeviriyordu. Önceki geceyle ilgili hala şaşkındım ve henüz Akant'la konuşacak cesareti kendimde bulmaya çalışıyordum. Akant dün gece benimle uyumak yerine salonda yatmayı tercih etmişti ve bu tavrının uzun süreceğini biliyordum. Parmak uçlarımda ilerleyerek odadan çıkıp salona doğru yürüdüm. Boydan boya camlarla kaplı, geniş, ferah bir solunu vardı bu evin. Duvarda asılı olan tablolar benim seçimimdi. Her ne kadar Akant'a hitap etmeseler de benim onlara hayran kalmam üzerine tabloları almak zorunda kalmıştı. Salonun ortasında dikilip onu bir süre izledim. Uyurken küçük, savunmasız bir çocuk gibi gözüküyordu. Sinirli haliyle oluşturduğu bu tezat karşısında şaşırdım. Salonun perdelerini yukarı doğru kaldırdım ve gün ışığının içeri girmesine izin verdim.

Gözlerine vuran yoğun ışıkla irkildi. Başını hafifçe kaldırdı ve gözlerini kısık bir şekilde açarak bana baktı.

''Seni uyandırdığım için üzgünüm.'' dedim ellerimi birleştirip bir çocuk havasına bürünerek.

Homurdanarak, ''Bunu beni uyandırmak için yaptın zaten üzgün olduğunu sanmıyorum.''

Cevap vermeden önce bir an tereddüt ettim. Yanına gittim ve onu hafifçe ittirerek oturdum.

''Kalk hadi.'' Kolundan tutarak o iri cüssesini hareket ettirmeye çalıştım.

''Uyumak istiyorum perdeleri kapat. Gün ışığından nefret ederim. Her yer karanlık olmalı.''

''Hayır, uyumanı istemiyorum. Birlikte kahvaltı yapalım.''

Derin bir nefes bırakıp başını tekrar yastığa bıraktı ve gözleri kapalı bir şekilde konuşmaya devam etti.

''Perdeleri indir ve kapıyı kapat.''

Onun bu kısa ve net cümlesini dinlerken içimi soğuk, ürpertici bir his kapladı. Neredeyse fısıldar bir şekilde ''Peki.'' dedim ve perdeleri indirip onu karanlığıyla baş başa bıraktım.

Artık onunla kalmanın bana acı vereceğini hissediyordum...

Taksiciye parasını uzatıp arabadan indim ve karşımda duran kasvetli eve girmek için kendimi hazırladım. Her zamankinden farklı olan şey babamın arabasının garajda durmasıydı. Eve gelmiş olmalıydı. Onun hangi yüzle gelebildiğini merak ediyordum açıkcası.

Kapının açıldığını duyar duymaz annem üst kattan indi ve bana sıkıca sarıldı. Hala gücünü toplayabilmiş gözükmüyordu. Merdivenlerden gelen ayak seslerinin babama ait olduğunu hemen anladım. Bu onun terliklerinin sesiydi. Beni görür görmez yüzünde hafif bir huzursuzluk ifadesi belirdi, ardından kayboldu. Bana doğru yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı. Annem bir adım geri çekildi ve bizim yüz yüze gelmemize izin verdi.

Elini koluma koyduğunda irkildim ve arkamda duran tırabzana tutundum.

''Hoşgeldin kızım.'' dedi soğuk ve yorgun bir sesle.

''Teşekkür ederim.'' diyebildim sadece. Bu bile beni şaşırtmıştı.

Bana tuhaf sorgulayıcı bir bakış attı.

''Senin evde olmadığını öğrenince merak ettim. Akant'ın yanında olman beni rahatlattı. O nasıl?''

''Gayet iyi.''

YARALIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin