1.Bölüm: ''Panayır''

128K 7.2K 9.4K
                                    

        Yaralı Adımların Bitmeyen Yolları
                                                                     01.01.2020

Yüksek Sadakat - Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer

1.Bölüm: ''Panayır''

Bazı adımların sonu yoktur, bazı yollar ise yaralı adımlarla doludur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazı adımların sonu yoktur, bazı yollar ise yaralı adımlarla doludur.

Hayatımı bitmeyen bir yola benzetiyordum. Sürekli yürüyor, sürekli ileriyi görmeye çalışıyordum. Fakat nereye gittiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Belki de yürümeyi çok seviyordum hepsi bu, yoksa ben bir seyyah değildim ya da gezecek kadar vaktim yoktu. Neyse, yollar da beni seviyordu ki, bana hiç bitmeyen bir şeker gibi geliyordu.

Ha! Ben mi?

Yasemin benim adım.

Kendimden bahsetmeyi pek sevmem pek de beceremem aslında. İnsanları tanıdıkça anlamak gerekir çünkü kelimelerin hisleri olmaz bazen ve hissedemediğim şeyleri anlayamam. Sevemem. Ama sevdiğim şeyler var, hem de çok. Tabii başta da dediğim gibi tanıdıkça anlaşılır bir insan. Tanımak isterseniz satırlarım sizin için, sizi de severim.

Hoş geldiniz o halde.

Elimdeki süt kovasını kenara bırakırken Sütlaç'ın önüne otlarını bıraktım. O sırada Tarçın bana yaslanmaya başladı. Gülerek, otları serpmeye devam ettim. ''Bir izin verir misin acaba?''

Sütlaç ve Tarçın; benim koyunlarım.

Dostlarım da denebilir.

Tarçın inatla bana yaslanmaya devam ettiğinde arkamı dönerek elimde kalana otları onun önüne bırakarak, ''E sana da vereceğim biraz beklesene,'' diye konuştum. Tarçın direkt beni bırakıp otlara yöneldi. Kıkırdadım. ''Çok iştahlısınız yine maşallahınız var.''

Tarçın ve Sütlaç otları yemeye devam ederken ellerimi çırptım ve süt kovasını alıp ağıldan çıktım, sonra da kapısını kapattım. Süt kovasını ilerideki taş mermerin üzerine koyduktan sonra arka taraftaki kümese girdim. Tavuklarımın kapısını açıp onları dışarı saldım. Büyük lastiğin içine baktığımda dört tane yumurta gördüm. Yumurtaları aldım ve elbisemin ceplerine koyarak kümesten ayrıldım. Süt kovamı tekrar elime aldığımda birkaç adım ilerideki tek katlı evimizden içeri girdim. ''Yasemin,'' diye seslendi ninem. ''Sensin değil mi kızım?''

''Evet nine,'' dedim kapıyı kapatırken. ''Ben geldim.''

Direkt mutfağa giderek süt kovasını tezgâha, yumurtaları da kutusuna yerleştirdim. Ninem içeri girerek, ''Çayı demlemiştim,'' dedi. ''Canın bir şey istiyor mu? Yapayım mı sana?''

''Yok nineciğim benim,'' dedim tebessümle cevap verirken. Tezgâhtakileri kenara bırakarak ellerimi yıkamaya başladım. ''Ben şimdi hazırlarım sofrayı. Sonra da şehre gider, bunları satarım.''

Çiçekler ve Yasemin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin