Yasemin, kendine ait dünyasında ona bu dünyayı veren birçok dostuyla beraber yaşayan, kalbi yaralı ama yaralarından en güzel çiçekler inşa eden bir kızdır. Sonra biri çıkar gelir. Yaralardan inşa edilen o çiçeği görür. Koparmaya kıyamaz, koklamaya d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üç hafta olmuştu.
Melih gideli bugün tam tamına üç hafta olmuştu ve yaz bitmek üzereydi. Onu o kadar çok özlemiştim ki, bazen odama kapanıyor ve pencere kenarına oturup yolu izliyordum. Gözlerim doluyordu ama kalbimin deli gibi çarpmasına da mani olamıyordum. Üç hafta içinde her şeyden emin olmuştum. Kendimden, ondan ve hislerimden. Ben onu seviyordum. Ben ona âşık olmuştum.
Evet gitmişti ama her gün konuşuyorduk. Kabul bazen konuşamıyorduk ama Melih muhakkak bunu telafi ediyordu. Tavrı hiç değişmemişti. Hep aynıydı ve kilometrelerce uzak olmasına rağmen sesinin, kalbinin ve ruhunun sıcaklığıyla hiç gitmemiş gibi hissettiriyordu. Hani elimi uzatsam tutacaktı sanki ellerimden...
Melih, seni çok özledim ama bunu sana hiç söylemedim.
Bir gün söyleyeceğim.
Ağıldaydık ve Adem Bey, Sütlaç'ım ile ilgileniyordu. Birkaç gündür tuhaftı ama bir şeyler olduğunu tahmin edebiliyordum. Ellerimi ovuşturarak Adem Bey'e baktım. O da neredeyse üç gündür buradaydı. Daha önce sadece bir kez gelmişti. Dudaklarımı ısırarak beklemeye devam ederken Adem Bey elindeki mavi eldivenleri çıkarırken gülümseyerek gözlerime baktı. ''Endişelenecek bir şey, Sütlaç çok sağlıklı hatta tebrik ederim, kendisi gebe.''
''Ne?'' dedim şaşkınlıkla ve Sütlaç'a baktım. ''Gebe mi?''
''Evet,'' diye salladı kafasını gülümsemeye devam ederken. ''Dün tam anlayamadım ama bugün oturdu her şey. Sütlaç'ın bir kuzusu olacak.''
Tahmin ettiğim şey az çok buydu ama ilk kez bunu yaşadığım için fark edip, konduramamıştım pek. Heyecandan titreyen ellerim, dudaklarım ve gözlerimle Sütlaç'a baktım. Her şeyden habersiz önündeki otları yemeye devam ediyordu. Adem Bey sakince, ''Altı aylık bir süreç sizi bekliyor,'' dedi. ''Ben yine ara ara gelir kontrollerimi yaparım.''
''Çok teşekkür ederim,'' dedim ne söyleyeceğimi bilemezken. ''Bu başımıza ilk defa geldiğinden ne yapacağımı şaşırdım ama çok da sevindim.''
Adem Bey gülümsemeye devam ediyordu, bu arada kendisi yirmi beş yaşındaydı.
''Ne demek,'' dedi Adem Bey nazikçe. Ninem kapının önüne çıktığında biz de yanına gittik hayır ben nineme koşup sarıldım. ''Kuzumuz oluyor nineciğim kuzumuz.''
Ninem şaşkınca bana sarıldığında gülerek, ''Aa,'' dedi. ''Senden bir tane daha mı olacak yani?''
Kızaran yüzüm ve sersem halimle ondan ayrıldım. İçim içime sığmıyordu. Çok mutlu olmuştum cidden. Adem Bey bizi izlerken ninem ona bir miktar para uzattı. ''Sağ olasın oğlum.''
''İşimiz bu,'' dedi Adem Bey uzatılan parayı alırken.
''Olsun olsun,'' diye ekledi ninem. ''Kaç gündür üzülüyordu Yasemin ters giden bir şey oluyor diye. Aslında ben de anlamıştım da kafam gidip geliyor oğlum, eskisi gibi değiliz.''