Emre Fel - Merhabalar
9.Bölüm: Yağmur
Kalbim kırılmıştı.
Kalp kırılmadan atamaz mıydı?
Melih oradaydı. Uzağımda duruyordu ve karşısındaki kıza bakarken gülümsüyordu. Yanında arkadaşları da vardı. Sahilde bu sessizlik kalbimin kırılma seslerini daha iyi duyayım diye miydi yoksa? Olduğum yerde ayaklarım kuma saplanmıştı ve hayatımda ilk defa birine karşı beslediğim duyguların ilk acısını yaşıyordum. Bu acıyı çekmeye hakkım var mıydı onu da bilmiyorum fakat acımıştı işte kalbim. Melih, elini soğuk sodasına götürdü ve birkaç yudum alıp onu yerine bıraktı. Arkamı dönüp gitmem gerekti ama yapmamıştım bunu, yapamamıştım. Nisan, koluma dokunarak, ''Yasemin,'' diye dürttü. ''İyi misin?''
''Hıhım.''
''Emin misin?''
''Evet,'' diye cevapladım dudaklarımı yalarken. Gözlerimi irileştirip gülümsemeye çalıştım. ''Gidelim mi?'' dedim Nisan'a dönüp.
Kaşlarını çatarak, ''Saçmalama,'' dedi. ''Bunu neden yapacağız ki?'' Sustum. Ekledi. ''Melih yüzünden mi? İyi de belki her şey farklıdır. Hem sen... Sen ne sandın ki?''
''Hiçbir şey,'' diye geçiştirdim. ''Meşgul şu an görmüyor musun? Benimle konuşacak hali yok ya?''
''Ne demek seninle konuşacak hali yok?'' diye sordu ciddiyetle. ''Ağzına ederiz öyle bir şey yaparsa! Kim kızım o ya?''
Güldüm. ''Tamam sen de kavgaya yer arama hemen!''
''Ondan değil ama ne demek seninle konuşmayacakmış?'' diye sordu gözlerini irileştirerek. ''Öyle bir şansı yok. Yürü oraya gideceğiz.'' Kolumdan tuttu ve beni önüme çevirdi. Bunu sevmedim ve kendimi onun ellerinden kurtardım. ''Nisan saçmalama. Ne yapıyorsun?''
''En azından sana bir açıklama yapmalı,'' dedi. ''Belki kız arkadaşı değildir. Belki kız kardeşidir.''
''Kız kardeşi yok.''
''O zaman yanındaki salak çocukların manitasıdır ya da okuldan biridir ya da yoldan geçen biri işte. Ay bildiğim tüm teorileri kurdurtma bana burada. Sherlock ayarlarım kapalı şu an.''
''Nisan cidden istemiyorum,'' diye derin bir nefes alıp verdim. Yüzümü tekrar Melih'in olduğu yere çevirdiğimde, ''Hem baksana ne kadar mut...'' Cümlemi tamamlayamadan Melih kafasını buraya çevirdi ve gözleri beni buldu. Nutkum tutuldu. Beni görür görmez duraksadı ve elindeki sodayı usulca masaya bırakıp adımı zikretti. Bunu dudaklarından okuyabildim. Yutkunarak afalladım. ''Gördü beni,'' diye mırıldandım çaresizce. Nisan, ''Görsün görsün bırak,'' dediğinde hızla arkamı döndüm ve yürümeye başladım.
Nisan, ''Salak mısın buraya gel!'' diye seslendi.
Hayır şu an onunla konuşamazdım. Konuşsam ne diyecektim ki sanki? Gitmek istiyordum ama bir yanım da kalmak istiyordu ama gitmek isteyen yanım daha ağır basıyordu. Kuma saplanarak ilerlemeye devam ederken Melih'in, ''Yasemin,'' diye seslendiğini işittim. Kalp atışlarım da hızlandı. Ona bir dönüş yapmazken koşmaya başladığını hissettim zira adımı telaffuz ederken titreyen sesi, sesinin yüksekliği yakınımdaydı. ''Yasemin bekler misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler ve Yasemin
Teen FictionYasemin, kendine ait dünyasında ona bu dünyayı veren birçok dostuyla beraber yaşayan, kalbi yaralı ama yaralarından en güzel çiçekler inşa eden bir kızdır. Sonra biri çıkar gelir. Yaralardan inşa edilen o çiçeği görür. Koparmaya kıyamaz, koklamaya d...