Perdenin Ardındakiler - Kendime
15.Bölüm: ''Aile''
Kış bana her sayfanın sonunda görmek istediğim o güzel cümleyi hatırlatıyordu. Gitmek istediğim yolları, içmek istediğim sıcacık çayı, giymek istediğim patikleri ve örgü kazakları, sevmek istediğim her şeyi ziyadesiyle veriyordu. Yazı da apayrı seviyordum ama kış işte; beş yıl boyunca kar yağmasını beklediğim kadar beklememiştim başka şeyi.
Melih hariç.
Onu hiçbir şeyler kıyaslayamazdım. Aslında insan değer verdiği şeyleri kıyaslama içine girmemeliydi. Her şeyin farklı bir yeri olmalı ve o yerde yalnızca onlar olmalıydı.
Kar dinmişti fakat hâlâ kardan adam yapabilecek kadar vardı.
Bugün Melih gelecek ve biz kardan adam yapacaktık. Daha önce hiç kardan adam yapmadığını söylemişti, bu yaşına kadar nasıl hiç yapmamıştı merak etmiyor değildim ama sormaya da çekiniyordum. Bunu söylerken gözleri hiç görmediğim bir şehirde geziniyormuş gibi hissettirmişti ben de o şehirde kaybolmaktan korktuğumdan sormamıştım. Korku da sayılmazdı aslında, ben onu incitmek istemiyordum.
Öyle güzel, öyle hoş biri ki o; kalbini kimse kırsan istemiyordum.
Fakat bilirsiniz; kalbi kırılmayan insan yoktur.
Elimdeki içi yarıya kadar dolu güğümü tutmaya devam ederken Adem Bey, Sütlaç'ın kontrollerini yapıyordu. Karnı da epey büyümüştü. Doğuma iki buçuk ayı vardı. ''Bir sorun yok değil mi?'' diye sordum sakince.
''Hayır,'' dedi Adem Bey elindeki yeşil eldivenlere bakarken. ''Her şey yolunda.''
''Çok sevindim,'' dedim tebessümle. ''Birkaç gündür sanki biraz iştahsız gibi geldi bana, o yüzden endişe ettim.''
''Merak etme gayet sağlıklı,'' dedi gözlerime bakarken.
''Teşekkür ederim,'' diyebildim ve sonra olduğumuz yerden ayrılıp dışarı çıktık. Hava çok yumuşaktı ve soğuk değildi. Adem Bey ile arabasına doğru ilerlerken elimdeki güğümü kapının ağzına bıraktım sonra da cebimdeki parayı kontrol ettim. Evet, buradaydı. Yanına gittim. Eldivenlerini çıkarıyordu. Uzun boyu beni yanında daha da küçük bırakmıştı. Mesafemi koruyarak eldivenlerini çıkardıktan sonra elimdeki bir miktar parayı ona uzattım. Adem Bey parayı alırken gözlerime bakmayı ihmal etmedi fakat ben gözlerimi hızla kaçırdım ve zoraki bir tebessümle parayı teslim ettikten sonra elimi çektim. ''Teşekkür ederim, Yasemin,'' dedi parayı aldıktan sonra.
''Ben teşekkür ederim,'' dedim bir şey demem gerekiyormuşçasına.
Bagajın kapağını kapatırken gözlerini kısarak etrafa bakındı. ''Bizim orada pek kar yok ama burada epey var.''
''Öyle, evet.''
''Her sene yağmıyor değil mi?''
''Hayır, beş sene sonra ilk kez yağdı.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçekler ve Yasemin
Novela JuvenilYasemin, kendine ait dünyasında ona bu dünyayı veren birçok dostuyla beraber yaşayan, kalbi yaralı ama yaralarından en güzel çiçekler inşa eden bir kızdır. Sonra biri çıkar gelir. Yaralardan inşa edilen o çiçeği görür. Koparmaya kıyamaz, koklamaya d...