5.Bölüm: ''Adımlar''

39.5K 4.8K 4.2K
                                    

Pinhani - Yitirmeden

5.Bölüm: ''Adımlar''

Cebimdeki parayı çıkarıp karşımdaki kadına uzattığı paranın üzerini verdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cebimdeki parayı çıkarıp karşımdaki kadına uzattığı paranın üzerini verdim. ''İyi günler,'' diyerek uzaklaşan kadına tebessüm ederek karşılık verdiğimde soluklanarak hemen iki adım kadar uzağımda, yanımda duran Melih'e baktım. Önünde birazcık marul ve üzüm vardı. İşin acı yanı kimse almıyordu ama işin tuhaf yanı da Melih bundan zerre şikayetçi değildi çünkü maksadının para kazanmak değil bana daha yakın olmak için olduğunu söylemişti. En azından dürüsttü.

Elimi belime koyarak gülümseyerek gözlerimi kıstım. ''Ama biraz bağırmazsan kimse almaz ki,'' dedim. ''Heykel gibi durmakla olmaz öyle.''

Melih yüzünü bana çevirerek, ''Bağıramam ki,'' dedi. ''Ne diyeceğim?''

Gülmeye devam ederek ellerimi ağzıma götürerek çok yüksek olmayan bir sesle ona gösterdim. ''Marullarım var, üzümlerim var. Kilosu artık kaç liraysa bağıracaksın. Reklam yapmadan olmaz.''

Melih, bu halime bakıp güldüğünde, ''Yasemin amacımın para kazanmak olmadığını biliyorsun,'' dediğinde kaşlarımı çattım. ''O zaman ne diye bir kasa üzüm getirdin?''

Afalladı ve önündeki üzümlere baktı. ''Bilmiyorum.''

Melih'in bu halleri beni tekrar gülümsettiğinde derin bir nefes alarak yanına gittim ve dudaklarımı ıslatıp çekerek, ''Bak şimdi nasıl müşteri çekiyoruz?'' diye söylendim. Melih hayretler içinde bana bakmaya başladığında tezgâhının başına geçtim. Kollarımı hafifçe açarak, ''Gel vatandaş gel, Muğla'nın en güzel üzümleri burada, yemeyen pişman olur o kadar söylüyorum size!'' diye bağırdım.

Buradaki insanlar beni tanıdığı için sürekli bağırmazdım ama Melih'e öğretmem gereken şeyler vardı.

Birkaç sefer bunu tekrarladığımda Melih'in bana olan hevesli ve şaşkın hallerine bakarak, ''E böyle yapman gerek,'' dedim. ''Hadi sen de bağır!''

Elini boğazına götürdü. ''Biraz üşüttüm galiba.''

''Bu havada?''

''Bünyem terstir.''

Kafamı iki yana salladığım gibi tezgâhın başından hafifçe kenara çekilerek elimle ona gelmesi gerektiği yeri işaret ettim. ''Şöyle buyur lütfen. Sen bağırmazsan ürünlerin elinde kalır, akşama kadar sinekler, arılar mahveder burayı.''

Melih çekimser bir tavırla yanıma gelerek bana baktı. Ona biraz cesaret vererek gülümsedim. Tavrı düzdü. Bu işlerden anlamadığını elbette ki biliyordum ama yapması gerekti. Nihayetinde sağına ve soluna bakınarak sesini yükseltmeye başladı. ''Muğla'nın en iyi üzümleri burada! Bakın beğenmezseniz söz paranızı geri vereceğim. O kadar iddialı konuşuyorum! Allah'ını seven gelip bir tadına bakar!''

Çiçekler ve Yasemin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin