#Multimedia : Depo..
***
Gözlerimi açtığımda biraz ışık vardı. Herhalde gündüz olmuştu. Başımın ağrısı az da olsa geçmişti. Odadaki sessizliği karnımın guruldaması bozdu. Acıkmıştım. Neyse şu an kafam sakin ve düşünebilirim. Öncelikle.. Ben kimim? O adamın söylediğine göre adım Amanda. Peki ya buraya nasıl geldim? Neden getirildim ve o adam kim? Galiba kaçırıldım. Ve.. o adam beni öldürecek. Ama bir dakika.. Eğer beni öldürmek isteseydi bunu şimdiye kadar çoktan yapmış olurdu. Demek ki amacı öldürmek değil.. Peki ya o zaman ne?
Hatırla.. Hatırla.. Hatırla.. Ben hatırlamaya çalıştıkça başım zonkluyor, ben kovaladıkça o kaçıyordu. Kim olduğumu, daha önceden neler olduğunu hatırlamam lazım.. Amanda... Adımı bile başkasından öğrenmişken, geçmişimi nasıl hatırlayayım?
Bu düşünceler başımı ağrıttı.. Hem halsizdim, hem de aç.. Neyse, belki o adam gelince ona sorardım her şeyi. Belki de gelip beni öldürürdü? Kapı açıldı, işte yine o adam.
"Selam, Amanda.."
"Ne istiyorsun?"
Sesim çok boğuk çıkmıştı. Hem boğazım kuruydu, hem de sesimi çıkaracak gücüm yoktu.
"Aç mısın?"
Soruma soruyla cevap vermişti. Ama bu soruyu sormasına gerçekten sevindim.
"Hmm-hmm.."
Yanıma yaklaştı. Uzun boyluydu. Onu görmek için kafamı kaldırdım. Genç ve düzgündü. Yani hiç de öyle kötü adam tipi yoktu. Hafif sakalları çıkmıştı. Eğildi, elini bana yaklaştırıınca zarar verecek diye korktum, geri çekildim.
"Şşş.. Sakin ol."
Bana yaklaştı ve bir elini diz boşluğuma, diğer elini de belimin altına koyarak beni kaldırdı. Başımı omzuna koydum. Birden ışıklı bir yere girince gözlerim kamaştı, yumdum. Beni yumuşak bir yere yatırdı. Çok güzel bir his, yumuşacık.. Sonra gitti.
Burası büyük bir odaya benziyordu. Yani büyüktü. Güzeldi de. Yatak tek kişilik küçük bir şeydi. Üstü çeşitli oyuncak ve süs eşyalarıyla dolu bir masa vardı. Sonra perdeler güzeldi.
"Çorba getirdim. İçtikten sonra banyoya gir."
Tam gideceği sırada "Dur!" dedim. Peki neden? Hiçbir fikrim yok.
"Noldu?"
"Şeyy.. teşekkür ederim yemek için."
Tamam, biraz saçmalamıştım. Beni kaçıran adama teşekkür etmek gerçekten salakçaydı. Ama.. başkası olsa kaçırdığı kızı yumuşak yatağa oturtup ona sıcak çorba getirmezdi, öyle değil mi?
Bir şey demeden çıktı. Çorbamı içtim. 2 gündür, hatta belki de daha fazla, hiçbir şey yememiştim. Tam doymasamda kalktım ve odadaki beyaz kapıya yöneldim. Evet, tahmin ettiğim gibi banyo burasıydı. İçerisi çok güzeldi. Beyaz ve kocaman. Üzerimi çıkardım. Ah, çok kirliler. Ben o depoda ne kadar kaldım? Herhalde çok fazla. Sıcak suyu açıp girdim. Çeşit çeşit şampuan vardı. Saçlarım o kadar kirliydi ki 3 kere yıkadım. Sonunda banyom da bitti. Aslında şu an çok rahatım. Tanımadığım bir adamın evinde olmama rağmen.. Gerçi daha ben bile kendime yabancıyım..
Dolapları karıştırdım. Bir havlu bulup kurulandım. Sanki her şey özel gibiydi. Evet kesinlikle bana özel olmalı çünkü burada eşofman buldum. Altıma siyah eşofmanı giyinip mavi badiyi, onun da üstüne takımı olan ceketi giyindim. Ah, bu iyi gelmişti. Saçımı tarayıp, kuruttuktan sonra çıktım. Şimdi ne olacak? Yatağa uzandım. Battaniyeyi üzerime örtüp dinlenmeye başladım. Acaba ne zaman gelecek? Peki onun gelmesini neden bekliyordum? Ah, evet. Ona soracağım bir milyondan fazla soru var. Ve.. ilki şu olacak, ben kimim?
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMANDA
Mystery / Thriller"Dur! Amanda, dur! Sakın, sakın o tetiği çekme!" Korkuyordum. Ellerim titriyor, vücudum terliyordu. Ama bunu yapmalıyım.. "Amanda bırak o silahı! Amanda, Amanda özür dilerim!" Ah.. çok geç. Intikam vakti.. Bana yaptıklarından sonra ölmesi gerek.. "D...