Gizemli gözler

243 5 2
                                    

Merhaba arkadaşlar :) yazdığım bu hikayeyi umarım beğenirsiniz sizlerle birlikte devam ettiririz bu hikayeyi okuyan arkadaşlarımın hepsinin yorumlarını bekliyorum gidişat nasıl veya nasıl olsa iyi olurdu yorumlarınız önemli.. Şimdiden hepinize teşekkür ederim :)

"Bu kızda kim ?"
"Lori Will. 21 Yaşında, annesi burada yaşamıyor.. Babası küçükken bir kadın için onları terk etmiş kıza bu yüzden üzülüyorum.. Ama sesi çok güzel ve piyanoyu da çok iyi çalıyor değil mi ?"
"Ben böyle bir güzelliği kimsede görmedim bu kızla tanışmalıyım.."

Herkes beni konuşuyordu sahnedeyken duyabiliyordum. Rahatsız oluyor muydum hayır alışmıştım artık. Şarkıyı bitirdiğimde herkes ayakta alkışlıyordu beni. Küçük bir tebessüm edip hafif eğilip kalktım ve sahneden inip hazırlandığım odaya gittim. Beni hazırlayan ekip geldiler yanıma.
"Tatlım her zaman ki gibi yine harikaydın ortalığı duman ettin yine bir çok hayranın seninle tanışmak ve görüşmek için yalvardı." Bunu diyen bayan Carol'dı.
"Teşekkür ediyorum ayrı ayrı hepinize sizin sayenizde hepsi" dedim çünkü onlar sayesinde ben buralara gelebilmiştim hepsinin bende ayrı bir yeri vardı. Onlar beni tebrik edip çıktıktan sonra kapı çaldı.
"Girebilir miyim prenses ?"
Bu gelen Isaac'ti. "Tabi."
"Bugün yine çok güzelsin seni çok kıskanıyorum herkesten." Diyerek bana bir kolye taktı.
"Bunu takmanı istiyorum sana çok yakışacak." Dedi.
"Isaac buna hiç gerek yoktu keşke..."
"Şşt. Prenses içimden geldi lütfen kırma beni." Böyle dediğinde tek kelime edemedim ve aynada kolyeye baktım.
"Çok güzel sağol Isaac " biraz tebessüm ettim ve arkamdan beni tutarak kendine çevirdi.
"Sen daha iyilerine layıksın prenses " diyerek bana yaklaştı o sırada kendimi çektim.
"Artık gitmem lazım eve perşembe görüşürüz." Dedim. Biraz bozuldu bunun farkındaydım ama onun hislerine karşılık veremiyordum yine de onu kırmamaya çalışıyordum çünkü o benim için değerliydi.
"Evine bırakmamı ister misin ?" Dedi.
"Teşekkür ederim ama bugün kendim yürüyerek gitmek istiyorum." Arabayı bu yüzden evde bırakmıştım.
"Pekala istediğin gibi olsun eve geldiğinde beni lütfen ara merakta bırakma senin gibi bir kızın bu saatte dışarıda olması iyi değil biliyorsun.. Kendine dikkat et."
"Merak etme." Dedim ve mantomu giyip oradan çıktım.
Saat 23.00 civarıydı.
Kimseler yoktu etrafta ama arkamdan ayak sesleri geliyordu. Dönüpte arkama bakma tenezzülü göstermedim nasıl olsa bir ara kesilecekti sesler. Evim ne çok uzak ne de çok yakındı. Ama bir an önce eve gidip ılık bir duş almak istiyordum bu beni çok rahatlatıyordu. Eve yakınlaşmıştım ki ayak seslerinin kesilmediğini farkettim. Sanki beni takip ediyordu. Arkamı döndüm hemen duvarın arkasına geçti. Korkmuştum aklıma Isaac geldi. Tabi ya beni yalnız bırakamadı takip ediyordu başıma bir şey gelmesin diye.
"Kim var orada ? Isaac eğer bu sen isen hiç hoş değil bunu bil sana kendim gidebileceğimi ve kendime dikkat edebileceğimi söylediğimi sanıyorum bundan hoşlanmadığımı biliyorsun!"
Ses gelmemişti. Yavaş yavaş oraya yürümeye başladım. Duvarın arkasına baktığımda kimse yoktu. Tam arkamı döndüm ki uzaktan bir çift kıpkırmızı göz bana bakıyordu. Kırmızı mı dedim ben e evet kırmızıydı. Sonra kayboldu. Gördüğümün bir hayalden ibaret olmasını istedim kırmızı gözlerin gerçek olabileceğini aklımın ucuna bile getiremiyordum. Yorgunluktandı evet. Yürümeye devam ettim. Arkamdan ayak sesleri tekrar duyulmaya başladı. Biri bana kötü bir şaka mı yapıyordu. Kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı ben hızlandıkça seslerde hızlanıyordu arkamı tekrar döndüm arkamda kimse yoktu. Önüme döndüğüm de tam önümdeydi. Sonrası karanlık..
Sabah olduğunda odamdaydım. Kapı açıldı Isaac içeri girdi bir kahvaltı tepsisiyle. Uyandığımı görünce mutlu oldu. Senin ne işin var gibi bakarken anladı.
"Seni dün baygın halde buldum. Evine geliyordum çantanı unutmuşsun. Seni gördüğümde çok korktum direk eve getirdim bir doktor çağırdım. Seni kontrol ettikten sonra gitti. Bende seni yalnız bırakmamak için bütün gece burada kaldım. Sen iyi misin ?" Dedi
Bende sordum bunu kendime başım çok ağrıyordu. Aklıma dün gece geldi yaşadıklarım o korku anları ve sonra bayılmış olmalıyım. Ama bunu Isaac'e anlatamazdım.
"Iyiyim beni merak etmene hiç gerek yok."dedim.
"Seni merak etmeme gerek yok öyle mi? Dün de bunu bana söylemiştin ama seni yolun kenarında baygın halde buldum!" Bunu söylerken benim için ne kadar endişelendiğini anladım. Pencereye doğru baktım.
"Şey üzgünüm bağırmak istemedim sadece başına bir şey gelsin istemiyorum benim için çok kıymetlisin." Bunu biliyordum.
"Bak Isaac sorun değil ne kadar endişelendiğini görebiliyorum ama gerçekten iyiyim sadece yalnız kalmak istiyorum lütfen." Kendim yalnız kalıp kafamı dinlemem gerekiyordu.
"Yalnız bırakacağım ama bir şartla başına ne gelirse kendini kötü hissedersen beni hemen arayacaksın söz mü ?"dedi.
"Tamam söz veriyorum."
"Pekala kendine iyi bak " çıktı odadan aşağıdan kapının kapanmasını dahi duymuştum. O gittiğinde aşağı indim kahvaltı yapmak istemiyordum. Kendime bir viski doldurup içmeye başladım ve dünü düşünüyordum. İçim bir ara ürperdi. Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmem gerekiyordu. Banyoya girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra havluyla kuruladım. Aynada solmuş yüzüme baktım. Kendimi kötü hissediyordum viskiden bir yudum daha aldım. Ve işte yine oldu.. Hayal değildi bu. Aynada arkamdaydı. Çığlık attım. Arkamı döndüğümde yok olmuştu. Nasıl bişeydi bu deliriyor muydum ? Hemen çıktım oradan üstümü değiştirdim ve evden çıktım.

Gece eve geldiğim de daha iyiydim. Mantomu astım. Odaya çıkıp yatmalıydım çok yorulmuştum. Odaya girdiğimde çığlığı bastım. Kanla yazılmış bir yazı gördüm duvarımda. Ağlıyordum. Yazıda sana nefesinden bile yakınım benden korkma yazıyordu. Telefonu aldım. Titriyordum. Isaac'i aradım.
"Lori?"
"I..." Konuşamıyordum ağlıyordum. Yere çökmüştüm.
"Lori iyi misin neredesin?" Isaac korkmuştu.
"Burada bişey var Isaac nolur gel hemen gel!" Telefonu kapattı.

RuhaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin