Randevu

50 4 2
                                    

Banyoda onu gördüğüm zaman ağlamaya başladım. Ne kadar süre orada kaldığımı hatırlamıyorum. Isaac kapıyı çaldı.
"Prenses iyi misin ? Hazırladığım şeyler soğudu." Hemen göz yaşlarımı sildim.
"Hemen geliyorum."
Yüzümü tekrar yıkadım ve banyodan çıkıp aşağıya indim. Oturdum direk iyi görünmeye çalışıyordum.
"Beğendin mi bunları senin için hazırladım." Masaya bakıyordum. En sevdiğim şeylerden hazırlamıştı. Pişi, patates kızartması.
"Sen bir harikasın Isaac "dedim.
"Bunu biliyorum." Dedi ve güldük.
"Isaac düşünüyorum da ben biraz bu şehirden uzaklaşmak istiyorum annemin yanına gitmeliyim hem onu çok özledim."
"Çok iyi bir fikir Lori bu sana iyi gelecektir biraz izin kafanı rahatlatır."

Kahvaltımızı ettikten sonra Isaac televizyonu açtı. Dün yaşanan olay haberlere çıkmıştı. Ben onu gördüğümde Isaac televizyonu direk kapattı.
"İzlemesek bir şey kaybetmeyiz." Dedi.
"Yukarı çıkıp eşyalarımı hazırlayayım anneme süpriz yapmak istiyorum."
Yukarı çıktığımda bavulumu aldım herkesten uzak durmalıydım. Sevdiğim insanları riske atamazdım. Ortalıktan kaybolacaktım. O sırada telefonuma bir mesaj geldi. Açtım. Bugün saat 21.00'da geçen konuştuğumuz yerde ol kimsenin haberi olmasın. Bide mesaj mı atıyordu bana.
"Buradasın biliyorum. Beni rahat bırak sevdiklerimi rahat bırak defol hayatımdan duydun mu beni!" Hiç bir ses gelmemişti cevap olarak. Eşyalarımı hazırlamıştım. Aşağıya indim.
"Hazırlandın mı ?"
"Evet eşyalarımız hazırladım ama akşam çıkacağım yola."
O sırada Isaac'in telefonu çaldı. Açtı bir süre dinledi rengi değişti. Bir şey olmuştu sanki. Telefonu kapattığında telefona bakıp düşündü bir süre.
"Ne oldu önemli bir şey mi?"
"Ne kadar önemli bilemiyorum beni çağırıyorlar ama seni havaalanına bırakmadan hiç bi yere gidemem."
"Isaac sorun değil sen git ben Fiona'yı arayıp onunla giderim."
"Pekala. Ama indiğinde beni arayacaksın anlaştık mı ?"
"Tabi ki."
Sarıldık birbirimize. Evden çıktık arabasına bindi . Bende onun gidişini izledikten sonra eve girdim. Koltuğa uzandım tekrar uyumuşum. Uyandığımda saat 20.30'du. Onun çağırdığı yere gidecek miydim ? Evet gitmeliydim onunla konuşmalıydım. Eşyalarımı da alıp arabaya bindim. Ve dediği yere gittim. Daha kimse yoktu ortalıkta. Ama biliyordum beni izliyordu. Arabadan indim ve beklemeye başladım. Ve göründü.
"Niye öldürdün onu ? Neden bana acı çektiriyorsun?" Dedim üzüntüyle.
Bana baktı. Yaklaştı elini yanağıma koydu.
"Niyetim onu öldürmek değildi bir kaza oldu ve öldü."
"Beni neden tehdit ediyorsun peki? Sen tam bir canavarsın." Canavar dememe güldü.
"Tehdit etmesem gelmeyecektin ve ayrıca onlardan uzak durmanı istiyorum çünkü kıskanıyorum bana izin ver niyetimi göreceksin." O bana dokunduğu andan beri bi sıcaklık vardı içimde tarif edilemez duygular vardı. Beni öpmek istiyordu. Buna izin vermem için bana dokunuşuyla bir şey yapmamı engelliyordu. Hareket edemiyordum. Dudakları beni bulduğu zaman zihnimde bir şeyler canlanmaya başladı. Neler yaşadığını görebiliyordum. Tehdit edildiğini herkesle savaşmak zorunda kaldığını.. Beni öldürmekle tehdit etmişler.. Beni bıraktı. Nefes nefese kalmıştı sanki onları tekrar yaşamıştı. Korkuyla ona bakıyordum. Ne diyeceğimi bilememiştim.
"Seni korumalıyım Lori."
"Sen hep benim yanımda mıydın yani?!"
Bunu kızarak söylemiştim. Güldü.
"Evet her anında yanındaydım." Sonra gülmeyi bıraktı bana baktı.
"Bana bir şans verir misin?"
"Ne yani sapık bir ruhla birlikte mi olacağım hemde kimsenin görmediği bir ruhla?"
"İstediğin buysa görünürüm "
Ne diyeceğimi bilemiyordum içimde ona karşı bir sıcaklık oluşmuştu üstelik bizim gibi biriydi sadece gözleri kırmızıydı. Onu inceliyordum. Yüzü, vücudu harikaydı. Tek bir pürüz yoktu.
"Lens takmalısın " dedim ve ikimizde güldük.
"Lens gözüme sadece bir gün dayanabiliyor gözlerim onu eritiyor ama bundan sonra takacağım." Dedi.
Ve sanki bunu diyeceğimi biliyormuş gibi cebinden lens kutusunu çıkartıp gözlerine takmıştı. Ve şimdi çok daha iyi olmuştu. Kendi kendime düşünüyordum ben ne yapıyorum o bir insan bile değil. Ama içimde ki hisler beni ona sürüklemeye başlamıştı. O sırada karnımın guruldadığını duydum. Sadece kahvaltıyla duruyordum. Bunu oda duydu ve güldü.
"Yemekte konuşalım ne dersin ?"

RuhaniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin