Arkadaşlar şu son 2 bölümü geciktirdiğim için üzgünüm.. Vizeler finaller derken ilgilenemedim.. Ama artık daha sık gelecek bölümler bekletmeyeceğim.. Umarım yeni bölümleri beğenirsiniz..Evin önünde durur durmaz ben arabadan inip anahtarla açmaya çalışıyordum. Elim o kadar titriyordu ki bir türlü açamıyordum kapıyı. O sırada kapı açılmıştı. Kapıyı açan ben değil annemdi.
"Lori?"
Hemen atıldım boynuna ağlıyordum.
"Anne sen iyi misin ? Bir şeyin yok değil mi ? Sana bir şey yapmadılar değil mi ?"
Jackson ise arkamda duruyor bizi izliyordu.
"Hayır tatlım nereden çıkardın bunu ? Kim bana ne yapacak ?"
"Sen aramadın mı beni ağlıyordun Lori dedin sesin çıkmıyordu ."
"Anlaşılan biri size eşek şakası yapmış kıyamam sana ağlama bebeğim ben iyiyim bak."
O sırada annem Jackson'a gözlerini dikti.
"Anne bu Jackson arkadaşım. Tatile birlikte çıktık bahsetmiştim sana telefonda."
"Demek beni ekmenin sebebi Jackson'dı." Dedi gülerek ve elini sıkmıştı Jackson'ın.
"Hadi çocuklar içeri geçelim bugün hava soğuk üşütmeyin."
"Ben bavulları alıp geliyorum." dedi Jackson. Biz annemle içeri geçmiştik.
"Demek birine aşık oldu benim kızım ." Dedi gülümseyerek.
"Anne telefonuna bakabilir miyim?"
"Tabi buralarda olacaktı." Telefonu uzattı bana. O sırada Jacksonda gelmişti bavulları koyup yanımıza geldi. Son aramalara bakıyordum bende. Ve işte gerçekten de annemin telefonundan aranmıştım. Jackson anlamıştı.
"Anne neden bize gitmiyoruz ?" Burada sıkılmışsındır ve benim sana orada ihtiyacım var.
"Neler oluyor Lori ? "
"Anne o arama senin telefonundan yapılmış. Burası belki de güvenli değil. Burada kalmasak daha iyi olacak." Annem telefonu aldı ve son aramalara baktı. Gözleri büyüdü.
"İyi de nasıl olur ben seni hiç aramadım." Jackson'a baktım.
Jackson ise düşünüyordu.
"Anne hadi eşyalarını topla."
"Tatlım burayı bırakmak istemiyorum."
"Anne lütfen sana da iyi gelecek."
Annem kalkıp odasına gitti. Bense Jackson'ın yanına gitmiştim.
"Bizle oynuyorlar ve giderek tehlikelileşiyorlar Lori."
"İyi de onların derdi seninle ve benimle ailemi ve yakınlarımı bunlara dahil edemezler! Bak bu bana yazdığın yazıyı sil ve anneme ve eve yaz ona bir şey olmasına dayanamam anlıyor musun ? O benim sahip olduğum tek şey."
"Lori annene ve eve yaparım ama sendekini silemem. Sana bir şey olmasına izin veremem."
"Ama bendekini silmezsen benim yüzümden çok insan ölecek oteldekileri hatırla hiç biri ölmeyi haketmiyordu."
"Seni bu yüzden SOUL'a götürmeyi istiyorum tek başımıza halledemeyiz."
"Tamam istediğin zaman gidelim ama annemi eve götürelim ilk."
Annem aşağı indiği zaman biz konuşmayı kesmiştik. Jackson onun eşyalarını be benimkileri alıp arabaya koydu. Arabaya binip yola çıktık. Jackson annem anlamasın bir şey diye yavaş sürmeye çalışsada beceremiyordu. Eve geldiğimizde Jackson bavulları aldı biz ise eve geçiyorduk. Isaac ise tam oradan geçiyormuş ki bizi gördü be arabayı park edip indi.
"Lori erken dönmüşsünüz. Ve Lorinin güzeller güzeli annesi de buradaymış hoşgeldiniz."
"Hoşbuldum canım Lori'nin ısrarlarına dayanamadım ve buradayım."
Isaac mutlu gibi gözüküyordu ama sanki geldiğimizden memnun olmamıştı.
"Erken oldu dönüşün ."
"Beni istemiyor musun Isaac ?"
"Öyle bir şey mümkün değil seni özledik."
O sırada Jackson yanımıza geldi. Isaac bu kim der gibi ona bakıyordu.
"Isaac , Jackson ." Diyerek tanıştırdım onları. Sanki Isaac memnun olmamıştı bu durumdan. Eve girerken Isaac'ide davet ettim fakat işleri yoğun bahanesiyle reddetti.
"Bir kaç gün daha izinlisin Lori biliyorsun annenle dolu dolu vaktini geçirebilirsin." Diyerek gitti.
Biz ise içeri geçmiş oturuyorduk. Mutfağa gidip yemek hazırlamıştım karnım zil çalmaya başlamıştı iyice. Bugün tek lokma girmemişti ağzıma.
Jackson ile annem içeride sohbet ediyorlardı. İyi anlaşmışlardı. Bu durum benimde hoşuma gitmişti. Yemeği hazırladığımda hep birlikte oturmuştuk. Jackson bizim yediğimiz şeyleri yemediği için bir bahane uydurdu. Ama bizimle birlikte oturuyor ve gözlerini benden çekmiyordu. Bu durumu farkeden annem gülümsedi. Ben ise utanmıştım.
"Ben bir su içeyim." Diyerek yanlarından kalktım. Arkamdan Jackson'da geldi.
"Bu gece gitmeliyiz."
Ona baktım başımı salladım. İçeri masaya geçtik tekrar.
"Annecim bugün bizim Jacksonla bir işimiz var. Yemekten sonra çıkmamız gerekiyor. Fiona'yı arayacağım bugünü o seninle geçirecek yalnız geçirmeni istemiyorum. Üstelik Fionayla birbirinizi çok sevdiğinizi biliyorum. O yüzden itiraz yok."
Anneme diyecek söz bırakmamıştım. Yemekten sonra Fionayı arayıp durumu anlattım. Oda seve seve kabul etti. Jackson eve ve anneme o yazıyı yazdığı için içim rahattı. Gelemezlerdi buraya.
Fiona geldiği zaman onu da Jacksonla tanıştırmıştım. Ondan sonra ikisini baş başa bıraktık.Jackson beni ıssız bir yerde küçük bir kulübeye götürdü. Çok soğuktu ve soğuktan titrediğimi farketmiştim. Bunu Jackson'da farkedip üstüme kalın bir kaban verdi. Bana çok büyük gelmişti ama yinede iyiydi.
"SOUL buradan daha da soğuk hemde baya bunu hesaba katmamıştım. Soğuk seni kötü etkiler, dayanamazsın. Seni bu şekilde nasıl götüreceğim bilmiyorum."
"Daha da kalın giyinirim. Bunu yapmalıyız Jackson artık geri dönüşü yok.."
Elini tutmuştum. Bana baktı. "Dayanamayacak kadar kötü olursan bana söyleyeceksin ben de seni oradan çıkartacağım bana söz ver."
Başımı salladım. Kırmızı bir lens takmıştım. Ama bizim lensler gibi değildi onların gözlerine çok benziyordu. Aynada kendime öylece bakakalmıştım.
"Bir ruh olmalıydım bana çok yakıştı." Dedim gülerek.
Tenime daha da beyazlaması için beyaz pudra sürdüm. Artık hazırdım.
"Hazırım ."
"Pekala gel benimle." Elimden tutarak götürüyordu beni. Mezarlığa gelmiştik.
Ve bir mezarın önünde durduk.
Kapalıydı mezar ama Jackson ayağını attığında içine girmişti. Biraz duraksadım.
"Korkma Lori yanındayım sana bir şey olmasına asla izin vermem."
Adımımı bende attığım an sanki bir suya sokuyormuşum gibi hissettim. Ve buz gibiydi. O soğuğu bütün damarlarıma kadar hissetmiştim. Yavaş yavaş iniyorduk. Ben zorlanıyordum çünkü acayip soğuktu ama belli etmemeye çalışıyordum.
"Lori buna zorunlu olmadığını biliyorsun eğer dayanamıyorsan çıkalım başka bir çözüm buluruz."
"Hayır devam edelim."
Onun elini tutmak biraz olsun içimi ısıtıyordu. Tam olarak indiğimiz zaman burasının hiç hayal ettiğim gibi olmadığını ve çok ürkütücü bir yer olduğunu gördüm. Daha çok sokulmuştum Jackson'a. Ama kimsenin bizi görmemesi gerekiyordu. SOUL tam olarak terk edilmiş gibi duruyordu. Harabeler vardı yıkık dökük. Ve sis vardı. Yoğun bir sis olmasına rağmen etrafını kolay görebiliyordun. Ama artık vücudum soğuktan sızlamaya başlamıştı. Jackson bana bakıp "seni hemen götürmeliyim kendini iyi hissetmiyorsun."dedi.
"Jackson ailene götür beni hadi.."dedikten sonra beni kucağına aldı. Gizlice gitmeye çalışıyordu. Her yerde olabilirlerdi çünkü. Ve çok sessizdi. Artık hiç bir yerimi hissetmiyordum. Uykum geliyordu. Göz kapaklarım kendiliğinden kapanmaya başlamıştı. Sonrasını hatırlamıyorum..Uyandığımda bir odadaydım. Her yer bembeyazdı. Yatak, oda, eşyalar ne varsa. En son neler olduğunu düşünüyordum. Soğuktan bayılmış olmalıydım. Jackson neredeydi. Odada 4 tane kapı vardı. Üstünde numaralar yazıyordu. İlk kapıda 333 sonra 567,743,1025 ti. Acaba numaralar neden sırayla değil de bu şekilde devam ediyordu. 333 numaralı kapıyı denemek istedim. Kapıyı yavaşça açtım. Çok karanlıktı hiç bir şey göremiyordum. Geri dönüp fener yada onun gibi bir şey aramaya başladım. Uzun çabalarıma rağmen hiç bir şey bulamamıştım. Aklıma sonra cep telefonumun olduğu geldi. Cebimden flaşını açtım. Bu şekilde iyi görebilirdim. Ama gitmeden önce diğer kapılarıda merak etmiştim. Onlara da bakmalıydım. Belki bu iyi bir şey değildi. Belki kapılar tuzaklarla doluydu. Jackson neden gelmemişti ki . Belki de yakalanmıştık. Bizi buraya hapsetmişlerdi. Diğer kapıları da yavaşça açtım. Hepsi aynıydı karanlıktı. 333 numaralı kapıdan gitmeye karar verdim. Merdiven vardı aşağı iniliyordu. Yavaşça inmeye başladım. Önüme bir kapı daha çıktı. Biraz zor oldu ama sonunda başarmıştım onu da açmayı. Burası çok geniş bir yerdi. Biraz zor görüyordum etrafı. Biraz ileriden ses gelmeye başladı. Yan taraftaki çıkıntının arkasına saklanmıştım. Sesler daha da yakınlaşmaya başlarken karnıma tarifi olmayan bir sancı girmeye başladı. Çok şiddetliydi duramıyordum. Sessizliği bozmak zorunda kalmıştım. Ve acıyla birlikte bağırmaya başladım. O sırada kırmızı gözlü bir kız yanıma geldi. Ve beni aldığı gibi götürdü tekrar odaya. Biz girdiğimizde başkalarıda gelmişti. Jackson nerede haber verin diyordu kız. Sonra bir tane iğne vurdu. Bu iğnenin içindeki sıvı damarıma girer girmez her yerimin uyuştuğunu hissettim. Karnımdaki acı hafiflemişti. Jackson'ın geldiğini gördüm. Elimi tuttu ve diğerleriyle bir şeyler konuşuyordu. Anlamıyordum. Ve sonra uykuya dalmıştım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhani
Mystery / ThrillerÇok güzel bir kız ve ardında onu bırakmayan ruhani bir varlık.. Hepsi bir sahneden sonra başlar.. Lori nasıl başa çıkabilecek..