Cevap bekliyordu Isaac anlamsız bakışlarla bana bakıyordu.
"Niye geldin ?" Dedim.
"Seni öylece bırakacağımı düşünmedin heralde." Dedi.
"Ben 21 yaşındayım . Aklımı kaçırdığını düşünsende başımın çaresine bakabilirim ve inan bir bakıcıya ihtiyacım yok." Dedim. Bana yaklaştı ve ellerimden tuttu. O sırada o ruhani varlık bunu gördüğünde kayboldu. Kızdığını hissetmiştim ve kendini zor tuttuğunuda bu yüzden gitmeyi tercih etmişti.
"Biliyorum Lori. Seni kıracak bir şey yaptıysam özür dilerim sadece seni seviyorum biliyorsun çok değerlisin benim için."
"Eve götürür müsün beni?" Dedim ve gülümsedi Isaac. Birlikte Isaac'in arabasına bindik. Evin önüne geldiğimizde teşekkür ettim.
"Isaac iyi ki varsın sana söylediğim şeyler için özür dilerim."
"Bunları unutalım prenses yarın yeni bir başlangıca ne dersin?" Gülümsedim kafamı evet anlamında salladım. Ve artık evime girdim. Karşımda o duruyordu. Korkmuştum. Sinirliydi ama korktuğumu görünce yumuşadı.
"Benden korkma sana zarar vermem veremem." Bana bir adım atmıştı ve bende geriye bir adım atmıştım.
"Benden uzak dur." Böyle dediğimde gitmişti. Yere çömelip ağlamaya başladım. Neye bulaşmıştım böyle aklım ermiyordu. Hala delirdiğimi düşünüyordum. Bilinç altımın bana oyunuydu belki de. Odaya çıktım uyumaya çalıştım. Sonra uyuyabildim.Geceydi. Issız bir ormanda yürüyorum. Bir hastane evet bir hastaneye girdim. Biri çıktı birden karşıma bir kız. Tuhaf tuhaf bakıyordu. Kahkaha attı ilk. "Neye bulaştığından haberin yok peşini bırakmayacaklar." Dedi. Sonra o ruhani kırmızı gözlü varlık kızın kafasından iple asıp kopardı. Kaçmaya başladım önümdeydi. Kaçacak yer kalmadı ne yapacaktım şimdi, saklandım. Seslerini duydum sonra birden önümde buldum onu. Hayııır hayıır! Zilin çalmasıyla uyandım.
Kapıyı açtığımda çiçekçi karşımda duruyordu. "Lori Will ?"
"Evet benim."
"Bu çiçekler size efendim bir imza alayım."
"Teşekkür ederim." Çiçekleri aldım ve içeri girdim. Üstünde küçük bir not vardı.
"Sizin gibi güzel bir bayanla tanışmak isterim. James."
Ahh. Bir de bu eksikti. Adresimi nereden bulmuştu. Çöpü açtım ve çiçekleri içine attım. O sırada telefonum çalıyordu. Açtım.
"Alo ?"
"Merhaba güzel bayan ben James."
Ohh olamaz birde numaramın onda olması eksikti.
"Buyrun sizi dinliyorum."
"Çiçeğimi almadınız daha heralde."
"Aldım. Teşekkür ederim ama hiç gereği yoktu."
"Sizin gibi bir bayan için az bile ve gerçekten sizinle tanışmak istiyorum eğer isterseniz bu akşam sizi evinizden alıp yemeğe çıkalım ?"
"Bakın ben kimseyle görüşmek tanışmak istemiyorum lütfen beni bir daha aramayın." Telefonu yüzüne kapattım. Bu ne cürretti. O gün sakin geçmişti akşama kadar film izlemiştim kafam biraz olsun rahatlamıştı. O sırada kapı çaldı. Açtım.
"Buyrun ?"
"Ben James lütfen kapıyı kapatmayın beni dinleyin."
"Siz kim oluyorsunuz sizinle konuşmak istemediğimi belirttim değil mi evime kadar gelme cesaretini nereden buluyorsunuz? Gidin buradan yoksa polis çağıracağım."
"Peki. Ama sizi bırakabileceğimi sanmıyorum zamanla bana alışacağından ve beni kabul edeceğinden eminim şimdilik gidiyorum."
Kapıyı yüzüne çarptım. Ve koltuğa uzandım. Bir kaç dakika sonra cama bir şeyler vuruyordu. Yağmur olamazdı hava açıktı. Pencereyi açtığımda gördüğüm manzara karşısında çığlık attım. James'in boğazı kesilmiş halde evimin hemen yanındaki ağaca asılmış şekilde buldum kanları da pencereme akıyordu. Çığlık atarak ağlamaya başladım.Polisler gelmişti. Haberi alan Isaac'te yanımda bitti. Bayan Carol ve Fiona da gelmişti. Fiona benim kardeşim gibi gördüğüm yakın dostum. Bayadır iş için yurt dışındaydı bugün gelmişti.
Korkumdan ne yapacağımı bilmiyordum. Polislere ifademi vermiştim.
"Bu gece yanında kalacağım." Dedi Isaac.
"Tamam." Dedim başka bir şey diyemedim itiraz edemezdim çünkü çok korkmuştum.
"İstersen bizde kalalım seni yalnız bırakmak istemiyoruz" dedi Fiona.
"Gerek yok ben iyiyim gerçekten hem Isaac yanımda olacak endişelenmenize gerek yok benim için teşekkür ederim yine de."
"Tamam dostum. Ama eğer ihtiyacın olursa bir telefon yeterli hemen kapındayım." Dedi .Herkes gittikten sonra girdik.
"Hadi artık uyumalısın. Baya geç oldu saat. Ben yanındaki odada kalırım eğer bir şey olursa bana seslenmen yeterli."
"Isaac senden bir şey isteyebilir miyim?"
"Tabi ki."
"Bu gece benimle yatar mısın ?" Bunu beklemiyordu Isaac ama hoşuna gitmişti. Yine de belli etmemeye çalıştı.
"Sen nasıl istersen tabiki." Dedi. Odaya geçtiğim de üstümü değiştirdim. Isaac'te başka odada değiştirmişti. Sonra kapıyı tıklatarak içeriye girdi.
Ben yatağa girdiğimde ona ne bekliyorsun bakışı attım.
"Lori emin değilim rahat edecek misin bundan istersen ben yerde yatayım ?"
"Isaac sana ihtiyacım var yalnız kalmak istemiyorum lütfen gel."
Yanıma yatmıştı ve ben ona sıkı sıkı sarılmıştım. Bu gece rahat uyumak istiyordum. Oda bana sıkı sıkı sarılmıştı. Kokumu içine çektiğini hissediyordum.
"Hadi uyu artık ben yanındayım."Sabah olduğunda yanımda Isaac yoktu telaşlandım.
"Isaac? Neredesin ? Isaac!" Aşağıdan ses geldi uyandın mı prenses buradayım sana leziz bir kahvaltı hazırladım hadi yüzünü yıka ve aşağıya in." İçim rahatlamıştı. Banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Kendime baktım aynada ve bir şey farkettim. Sanki aynaya bir şey yazılmıştı. Hemen buharlaştırdım aynayı. Aynada şöyle yazıyordu.
"Eğer Isaac ve diğer sevdiklerinin James gibi ölmesini istemiyorsan onlardan uzak dur ve bundan kimseye bahsetme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhani
Mystery / ThrillerÇok güzel bir kız ve ardında onu bırakmayan ruhani bir varlık.. Hepsi bir sahneden sonra başlar.. Lori nasıl başa çıkabilecek..