~Contact~

2. Bölüm Güven

Hermione ilk dersinden sonra, ikinci dersi boş olduğu için önce Ron'un yanına gidip sonra kütüphaneye gitmeye karar verdi.
"Senin dersin ne?"
"Kehanet."
"Hm. Kolay gelsin ozaman."
"Sen kütüphaneye mi gideceksin çalışkan sevgilim benim."
Hermione birazcık kızarmıştı.
"Evet. Ödevlerimi tamamlamayı düşünüyorum."
"Tamam ozaman. Ben bu taraftan gidiyorum. Görüşürüz."
Ron Hermione'nin yanağına bir öpücük kondurup gitti.
(Dudağına diyecektim ama içim almadı öşöfhdjsj)
"Oh sonunda kızıl kafa gitti."
Hermione artık aşina olduğu bu sesi duyunca arkasını bile dönmedi. Yürümeye devam etti.
"Beni umursamadığını mı söylüyorsun Granger? Çocukça davranıyorsun."
"Neden anlamak istemiyorsun? Seni sevmiyorum. Beni rahatsız ediyorsun. Düş yakamdan. Hogwarts'ta kız çok."
"Hiçbiri senin kadar güzel ve zeki değil."
"Böyle sözlerle beni kandırabileceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun."
O sırada Draco karşıdan Ron'un tekrar geldiğini gördü.
"Şimdi gitmem gerekiyor. Ama en kısa sürede yanında olacağım."
Draco bunları söyledikten sonra Hermione'ye sarıldı.
Daha Hermione onu itmeden kendi bırakıp gitti zaten.

"Hermione ne oluyor burada?"
Hermione ne diyecekti şimdi. Yaa yok birşey Malfoy bana aşık olmuş mu diyecekti?
Draco bunu kesin bilerek yapmıştı.
"Yok birşey. Sinirlenmene gerek yok."
"O adam neden sana sarıldı? Hemde düşmanımız."
"Şundan dolayı; geldi benden özür diledi. Artık iyi biri olduğunu söyledi. Onu affetmem için yalvardı. Bende dayanamadım affettim. O da mutlu olduğu için sarılmıştır herhalde."
"Kimden bahsettiğimizin farkında mısın? Draco Malfoy'dan. O ve iyi biri olmak? Gerçekten buna inandın mı?"
"Herkez bir şansı hakeder sevgilim. Sen neden döndün?"
"Kıtabım senin çantanda kaldı."
"Ah evet ya. Al bakalım. Görüşürüz."

Birkaç gündür Ron'un canını sıkan birşey vardı.
Draco Malfoy. Onu sürekli Hermione'nin yakınında görüyordu. Ne yapmaya çalıştıklarını bilmiyordu ama bu onu gerçekten rahatsız ediyordu.
Bu konu hakkında konuşup Hermione'nin canını sıkmak istemiyordu. Konuşursa Hermione, ona güvenmediğini de düşünürdü.
"Hermione benimle ihtiyaç odasına gelebilir misin?"
Hermione oraya hiç mi hiç gitmek istemiyordu.
5. Seneden beri adım atmamıştı.
"Orada ne işimiz var Harry?"
"Gel işte."

Harry Hermione'yi ısrarla ihtiyaç odasına getirdi.
"Yarın Ginny'nin doğum günü."
Hermione olayı anlamıştı. Harry'nin Ginny'e karşı boş olmadığını biliyordu.
Harry cebindeki kolyeyi çıkarıp Hermione'ye doğru uzattı. 
"Nasıl? Güzel mi?"
Hermione birazcık sırıttı.
"Güzel. Güzel de bunu göstermen için mi buraya geldik?"
"Evet. Ginny'nin görmediğinden emin olmam gerekiyordu."
"Harry kafan hiç mi hiç çalışmıyor."

"Ne oldu? Yüzün düştü buruştu sanki."
"Kolyeyi kıskandım."
"Gerçekten mi?"
"Şaka yapıyorum. Sadece içerisi çok bunaltıcıydı."

Nihayet hafta sonu gelmişti. Hermione o dersten bu derse koşarken çok yorulmuştu. Bütün hafta sonu uyuyabilirdi.
Kuleye doğru ilerlerken önündeki Ron'un yanına doğru koştu.
"Nasılsın? Yorgun musun?"
"Hemde nasıl. Aslında iyi bir masaja ihtiyacım var."
Yani Hermione'nin elinden bir masaj istiyordu.
"Benimde aynı şekilde."
O sırada Hermione Draco'nun o tarafa geldiğini gördü.
Sabahki olayın acısını çıkarmak istiyordu.
Tam yanlarından geçerken, Hermione Ron'un dudaklarına bir öpücük kondurdu.
Draco kan donduran cinsten bir bakış atmıştı.
"Eh bu yorgunluğunu almıştır herhalde."
Ron sırıtarak "Beni şaşırtıyorsun Hermione." Dedi.
:
Ginny'nin doğum gününü Hogsmeade'de kendi aralarında kutlamışlardı. Güzel olmuştu.
Ginny Harry'nin hediyesini görünce adeta bir domates olmuştu. Tabi Ron Harry'e hayırdır gibisinden bakışlar atıyordu. Ortada gerçekten komik bir durum vardı.

Draco yanında bir kızla kakara kikiri etrafta dolaşıyordu. Hem geliyor seni seviyorum diyor, 2 gün sonra da başka kızlar ile fingirdemeye başlıyordu.
Hermione onun böyle karaktersiz biri olduğunu biliyordu. Geçerken bir de utanmadan Hermione'ye el sallamıştı. Neyse ki kimse görmemişti.