Draco sabah uyandığında Hermione'nin eli yanağındaydı ve başını göğsüne koymuştu.
Dün akşam ne olduğunu pek hatırlamıyordu. Beni affetti mi acaba diye düşündü.
On onbeş dakika sonra Hermione de gözlerini açtı. Gülen Draco'yu görünce doğruldu.
"Dün gece ateşin vardı. İyi misin?" Dedi ateşini kontrol ederken.
"İyiyim. Benimle kaldığın için teşekkür ederim."
"Gece ateşin çıkarsa diye yanındaydım. Elindeki bezi değiştirirsin." Draco elini unutmuştu bile.
"O geceden sonra ağrın oldu mu? İyi misiniz?"
"Olmadı. İyiyiz. Ben kahvaltı hazırlıyorum. Seslenirim sana."
Kahvaltıdan sonra Draco salonda oturmuş canı sıkılıyordu. Hermione dinlenmesini söylemişti. Biraz da midesi bulanıyordu.
Telefonunu çıkarıp karıştırmaya başladı. Hermione ile çektikleri komik resimlere baktı. Gülmeden edemedi. Bir sürü vardı.
"SEN HÂLÂ UTANMADAN KİME GÜLÜYORSUN?!" Diye bağırdı Hermione.
Sinirden kıpkırmızıydı olmuştu. Yanında durduğu raftan kitapları alıp Draco'ya fırlatmaya başladı.
"Hermione. Hermione sakin olur musun lütfen!"
Draco kalkıp kolundan tutarak durdurdu.
"Hermione kafayı mı yedin? Sadece fotoğraflarımıza bakıyordum."
"Fotoğraflarımızda bukadar komik ne var acaba?"
Draco ona gözlerini devirerek baktı ve telefonunu aldı. Birkaç fotoğraf gösterdi. Draco haklıydı. Hermione kendi haline gülmemek için kendini zor tuttu. Boş yere patlamıştı. O kızın öpücüğüne saysın diye düşündü.
"Evet bekliyorum." Dedi Draco.
"Ne bekliyorsun?"
"Özür dilemeni bekliyorum. Sonuçta bana saldırdın."
"Özür falan dilemeyeceğim."
"Emin misin?"
"Eminim. Ne olmuş?"
Draco Hermione'nin üzerine gitmeye başladı.
"Draco ne yapıyorsun? Üç yaşında mısın?"
"Açık konuşayım. Seni öpmek için sıkıştırıyorum."
"Beni öpmeni istemiyorum."
"Bence istiyorsun."
Hermione'nin sırtı duvarla birleştiğinde Draco yüzüne bir sırıtma yerleştirdi. Hermione'nin boynunu öperken saçını parmağına doluyordu. Hermione onu hafifçe itiyordu. Güldüğünün farkında değildi.
Dudağını öpeceği sırada zil çalınca istemsizce küfür etti. Hermione, Oh iyi oldu der gibi bakarak kapıya gitti. Kapıyı Draco açınca pek hoş şeyler olmuyordu.
"Bayan Malfoy?" Dedi Hermione şaşkınlıkla.
Narcissa oğlunu çok özlemişti. Ve açıkçası gelinini görmek istiyordu.
Draco bunu duyunca Hermione'nin yanına geldi.
"Anne?"
"Ne o? Beni gördüğünüze sevinmediniz mi? İçeri davet etmeyecek misiniz?"
Hermione Narcissa Malfoy'un diğerleri gibi olmadığını biliyordu ama yine de çekiniyordu.
"Demek meşhur Hermione sensin. Güzel kızmışsın." Dedi Narcissa gülümseyerek.
"Bebek bekliyoruz." Dedi Draco elini Hermione'nin karnına koyup.
Narcissa'nın şaşırdığı her halinden belliydi. Hermione bu onun için kötü bir haber mi acaba diye düşündü.
"Büyükanne olmak için çok gencim."
Hepsi Cissy'nin bu lafına güldü. Draco annesi burada olduğu için çok mutluydu. Babasını soracaktı ama ortamı germemeye karar verdi.
Sizce de Cissy büyükanne olmak için çok mu genç? 😀💙
Hamile olduğu için Hermione'nin patlamasına hak veriyor musunuz? 😂
Narcissa'dan sonra kaldıkları yerden devam etmeliler mi? 💙
Bölüm nasıldı? 💙🌼
Artık güzel yazamadığım ve final mi yapsam diye düşünüyorum. Normalde mutlu oldukları bölümler yazarak birazcık uzatmayı düşünüyordum ama size de sormak istedim. Sizce final olmalı mı? Belki yeni bir hikayeye başlarım ama klasik yazmayısevdiğimiçinçokfarklıbirşey olmaz. Yine peşinden koşmalı falan filan 😁 Ne diyorsunuz?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
