32. ~Dönüş~

1.9K 95 148
                                        

Hermione bütün gün otelden çıkmamıştı. Bu yüzden Draco da.
Akşam Hermione'yi zorla bir gece kulübüne götürdü. Eğleneceğini düşünüyordu. Rahatlaması lazımdı.

"Bundan haberin var mıydı Draco?"
"Neyden?"
Hermione karşıdan gelen Chole'yi işaret etti. Şaka mıydı bu şimdi? 

"Ah Draco. Tesadüfün böylesi." Dedi Chole.
"Yaa. Dimi." Dedi Hermione de.
Draco da rahatsız olmuşa benziyordu.

"Ozaman size içki ısmarlayayım."
"Siz için. Ben istemiyorum."
"Sen bilirsin tatlım."
"Aslında bende içmes-" diyordu Draco.
"Aa Draco lütfen. Hadi gelin."

Draco ilk kadehte normaldi ama ikincisinin sonuna doğru Chole ile gülüşmeye başladı ve sohbete daldı.

Hermione ne dese ne yapsa bilmiyordu. Bu onun balayı mıydı Chole'nin mi belli değildi.

Bir süre sonra;
"Draco sence beşinci kadeh biraz fazla değil mi?" Diye fısıldadı.
Draco onu duymadı bile.

Burası çok fazla içki kokuyordu. Hermione çok fazla bunalmıştı.
"Draco gidelim mi artık? Biraz kötü old-"
"Hermione bir sus!" Diye bağırdı Draco. Sonra Chole ile konuşmaya ve gülmeye devam etti.

O ne demişti ki şimdi? Gözlerinin dolduğunun farkındaydı. Ağlamamak için yukarı doğru baktı. Gerçi ağlasa kim görecekti ki? Draco'nun sırtı dönüktü. Onun sarhoş olup olmaması umrunda değildi. Bukadarı fazlaydı.

Chole Draco'nun kolundan tutup kalabalığa doğru çekti. Draco dönüp Hermione'ye öpücük gönderdi.
İyi danslar dedi kendi kendine.
Çantasını alıp kapıya doğru ilerledi.

Telefonunu açtı ve kısa süre sonraya bir dönüş uçağı olması için Tanrıya dua etti. Onlara daha fazla katlanmak istemiyordu. Draco da balayını Chole ile tamamlar diye düşündü.

Bir buçuk saat sonraki uçakta dört kişilik boş yer olduğunu görünce hemen bir bilet aldı. Eşyalarını toplamak ve havaalanına yetişmek  için aceleyle otele gitti.

Bavulunu topladı. Hemen bir taksi çağırdı. Neyse ki havaalanına okadar uzak değildi. Yirmi dakika içinde orada olurdu. Şuan da yarım saat vakti vardı.

Draco kalabalıktan kopup kendini Hermione'nin yanına atmayı umdu.
"Ben geldim." Dedi.
Ama Hermione yoktu. Etrafına bakındı. Hava almak için dışarı çıkmıştır diye düşündü.

Draco dışarı çıkıp çevreye bakındı ama orada da yoktu. Aradığında ise önce meşgule bastı ve sonra telefonunu kapadı.

Hava yüzüne vurunca oksijen beynine gitmiş olacak ki yaptığının farkına vardı. 
Chole ile konuşmaya dalıp onu unutmuştu. Herhalde bana çok kızgın ve otele gitti diye düşündü.
İyice ayılmak için ve otel yakın olduğu için yürüyerek ilerledi.

Geldiğinde Hermione'yi bulamadı. Eşyaları da yoktu. Görevliye sorduğunda onun çıkış yaptığını söyledi. Banyoya gidip birkaç kez yüzüne su vurdu. Ne yapacağını düşündü. Hemen Hava Yolu Şirketini aradı. Hermione'nin bindiği uçağın onbeş dakika önce kalktığını öğrendi.

Sinirlenmiş miydi üzülmüş müydü bilmiyordu. Hemen eşyalarını topladı. Bir sonraki uçak sabah altıdaydı.
Burada daha fazla durmak istemiyordu. Havaalanına gitti ve bir koltuğa oturup uçak saatini beklemeye koyuldu.






Kim haklı diye sormama gerek var ?

Bu sarı şeyin Hermione'ye bağırması hakkında ne düşünüyorsunuz? (Küfür serbest)

Peki ya sarhoş olup Hermione'yi unutması? 😬 Birde gidip dans ediyor aptal!

Hermione hemen affetmeli mi yoksa biraz küs mü kalmalılar?

Bölüm nasıldı? 💛

~Contact~ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin