~Contact~

21. ~Gıdık Canavarı~

Sonraki birkaç gün Hermione'nin kulağına Dean'in Hastane Kanadındaki iksirleri içip intihar ettiği gibi dedikodular geliyordu.

Kendini kötü hissediyordu çünkü kendisi yüzünden olmuş gibi de bir his vardı içinde.

Başta Draco'dan da şüphelenmişti ama sonra bu düşünceyi kafasından sildi. Draco bir katil değildi ve olamazdı.

İki gün sonra tatil bitecekti ve bu olaya diğer öğrencilerin ne tepki vereceğini merak ediyordu.

Öğle yemeğinden sonra Draco ile ihtiyaç odasında buluştukları zaman
aklındakileri ona da söylemek istedi ama sonradan onun da canını sıkmak istemediğini düşündü.

"Neden burada buluştuk?" Dedi Draco yüzündeki büyük sırıtma ile.

"O yüzündeki sırıtmayı sil. Sadece yalnız kalmak istedim."

"Ozaman seni öpmem de bir sakınca yok değil mi?"

Draco Hermione'nin ellerinden tutup çekerek dudaklarını birleştirdi.
Bu ilk değildi ama Hermione'nin içinde birşeyler dans ediyordu.

Bir süre sonra Hermione geri çekildiğinde gülmeye başladı.

"Komik olan nedir?" Diye sordu Draco.
"Kıpkırmızı olmuşsun."
"Normaldir. Burası çok sıcak."
"Eminim ondandır."
"İnatlaşmaya devam edersen olacaklardan sorumlu değilim."
"Öyle mi? Ne yapacaksın?"

Draco Hermione karnını gıdıklamaya başladı. Hermione kaçmaya çalışıyordu ama Draco bırakmıyordu.
(Büyük klişe geliyor!)

Draco Hermione'nin üstüne yürürken ikisi bir anda arkalarındaki siyah deri koltuğa düştüler. Hermione, Draco üzerine düşünce kısa bir an için nefessiz kaldı.

"Şey Draco. Nefes alamıyorum."
"Pardon." Diyerek ayağa kalktı Draco.
Sonra ikisi de koltuğa düzgünce oturdu.

"Hermione benim aklıma çok güzel bir fikir geldi."

Sizce Draco'nun aklına ne geldi?
Gerçekten beş yaşında gibiler. 😺