çok oy ve çok yorum bekliyorum.
üzmeyin beni..•◇•
"Dikkat et Tony, düşeceksin." diyerek uyardı Steve, elinde bir yığın koliyle kapıyı aşıp içeriye geçmeye çalışan sevgilisini.
Daha iki gün önce kiraladıkları evlerine taşınmak için epey efor sarf etmişlerdi. Hala sarf ediyorlardı fakat Bucky ve Natasha sağ olsun, işin büyük ve zor olan kısmını halletmeyi başarmışlardı. Tony'nin ikinci el dükkanından bulduğu iki kişilik petrol yeşili kanepe, dört kişilik mutfak masası ve sandalyeler, yatak ve birkaç ıvır zıvırı daha onlarla yerleştirmişlerdi. Şimdi geriye mutfak-banyo gereçleri, Steve ve Tony'e ait özel eşyalar, Steve'in ellerinden çıkma tablolar ve birkaç halı ve kilim kalmıştı. Steve ve Tony de bundan sonrasını kendilerinin yapabileceklerini söyleyip ikiliyi göndermişti.
Aslında göndermemeleri gerektiğini Tony çok iyi biliyordu.
Mutfak gereçlerinin olduğu iki koli ve bir kilimi yere bırakırken sıkıntılı bir nefes bıraktı havaya, sonra terden alnına yapışmış birkaç tutam saçı geriye itti. "Sanırım- onları göndermek iyi bir fikir değildi." dedi doğrulurken. Aynı zamanda ağrıyan belini tutuyordu.
Steve Tony'nin taşıdığı araçlara kıyasla daha ağır üç koliyi yere bırakırken hiç yorulmuşa benzemiyordu.
"Sana annemlerin bu konuyla ilgilenebileceğini söylemiştim ama ısrarla geri çevirdin. Katlanacaksın Stark."
Beş yaşında bir çocuk gibi dudaklarını büzen Tony, dışarıdan birkaç tane büyük poşet alıp gelirken tekrar söylendi. "Bazen beni dinlememen gerektiğini düşünüyordum Steve. Cidden." Poşetleri, mutfağın merkezine konumlandırdıkları masaya koydu ve tekrar salona geçti.
Steve'in elinde bir koli ve birkaç poşetle geldiğini gördü.
"Bunlar sondu değil mi?" dedi kapı eşiğinden kafasını çıkartarak. Görünürde koli ya da herhangi bir eşya yoktu.
"Hı hı." diyerek onayladı sarışın adam sevgilisini. Ama bu pek tatmin edici değildi çünkü Steve, evlerine gelecek olan en güzel eşyayı sona saklamıştı ve bundan Tony'nin haberi dahi yoktu.
Kapıyı kapatıp içeriye giren Steve mutfağa yönelerek poşetten çıkarttığı karpuzlu sodalardan ikisini açtı ve birisini, kanepeye yığılmış sevgilisine uzattı. Tony adeta çölde su bulmuş bir bedevî gibi karşıladı, normalde sevmediği gazlı içeceği.
O karpuzlu sodasını içerken Steve oturmak niyetinde bulunmuyordu. Üstelik Tony'nin aksine terden yüzü gözü dağılmamış, gayet çevik ve beş kaplan gücünde görünüyordu.
Esmer adam içeceğini içmeye devam ederken gözleriyle sevgilisini becermedi dese yalan olurdu. Hafif, bayağı bir hafif terliyken neden fazla ateşli göründüğünü anlamadı Tony. Ama bundan şikayetçi de değildi.
Göz hapsine uzun süredir alınan Steve "Ne?" dedi gülümseyerek. Tony'nin bakışlarından asla rahatsız olmazdı fakat bu sefer bir başka bakıyordu. Sanki avını yakamamak için doğru zamanı kollayan bir çıta gibiydi.
Tony içtiği soda şişesinin temasını dudaklarından çekti ama gözlerini karşısındaki adamın vücudundan çekmedi. Beyaz t-shirtü, gri ve bileğe doğru daralan eşofman altıyla sade ama çekici görünüyordu. Onun dış görünüşü ile alakalı anlamadığı diğer pek çok şey gibi, bunu da anlamadı. Kendisinin ölü gibi koktuğuna emindi. fakat Steve bunun tam tersi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
west coast • stony
FanficSteve Rogers, yedi senedir ölü zannettiği sevgilisinin aslında bir odaya hapsedildiğini öğrenir. • şiddet ögeleri ve tetikleyici unsurlar barındırır, etkilenecek olanlar lütfen okumaya başlamasın. • tamamlandı.