CECILIA
Lanet olası zindana yine gelmiştim. Pis kokulu,karanlık ve oldukça rahatsız olan zindana. Benden ne istiyorlardı? Benim tek isteğim Stanleylerden çok uzaklarda yaşamak. Kimsenin bebeği de prense olan aşkı da umurumda değildi.Buz gibi olan yere yattım. Soğukluğu bedenime işliyordu. Gözümden tane tane yaşlarken akarken gözlerimi kapattım ve sarayımızı düşündüm. Köpüklerle dolu küvetimin içindeyim sıcak su tüm vücudumu gevşetirken yardımcım başıma hafif hafif masaj yapıyor ve şarabımı yudumluyorum. Banyonun verdiği rahatlıkla huzur bulurken uyku bastırıyor. Banyodan çıkıyorum. Yardımcım havlumu veriyor. Kıyafetimi getiriyor ve ve paravana geçip üzerimi giyiniyorum. Islak olan saçlarımı yardımcım tarıyor bir yandanda bana övgüler yağdırıyor
"Prensesim çok güzelsiniz. Saçlarınız, yüzünüz her şeyinizle bir bütünsünüz."
Hafifçe kıkırdayıp teşekkür etmekle yetiniyorum. Sonra saçıma en sevdiğim örgü modelini yapmaya başlıyor. Bir yandan devam ediyor.
"O kadar güzel prensessiniz ki Tanrı sizi korusun her zaman büyüleyicisiniz. Prens William ile kendi sarayınızda mutluluk içinde olun."
"Ahh Tanrım umarım dediğin gibi olur her şey"
Saçımın örgüsünü bitirdikten sonra tatlı gülümsemesini bana gösterip "İyi geceler prensesim. Diyerek odamdan ayrılması. Kuş tüyü yastığıma kafamı koymam ve banyonun verdiği rahatlıkla uykuya yenik düşmem. Kendi sarayımda ailemle olduğum huzurla uykuya daldığım o sıradan günlerden sadece birisi.
NORMAN
Zindanın önündeydim. Cecilia'nın kapısını açtım. Uyuyordu. Sarı parlak saçları yine dağılmış bukle bukle olan saçları yüzüne düşmüş. Uzun elbisesine rağmen iki büklüm yatmış belli ki üşüyordu. Yanlış mı görüyordum? Gülümsüyordu. Onu ilk kez gülümserken gördüm. Uykusunda hem de onun gülümsemesi sebepsizce beni de güldürdü. O sıra bir şeyler mırıldanmaya başladı yanına yanaştım ve ne dediğini anlamaya çalıştım.
"William seni seviyorum."
Yine William. Bu adamdan umudu kesmesi gerektiğini artık benim kadınım olduğunu ne zaman anlayacaktı acaba? Öfkeyle uyanması için ses yaptım biranda gözlerini açtı şaşkınlıkla etrafa baktı sonra üzerine ardından gözlerini bana dikti. Umutsuz bir yüz ifadesi ile.
"Kahretsin"
"Ne oldu Cecilia?"
Yüzünün önüne düşen saçlarını geriye attı. Ellerini birbine doladı ve
"Kurtulmuştum buradan sarayımdaydım. Huzurluydum. Kuş tüyü yastığımda yatmıştım ah ne kadar da gerçekciydi. Benden çaldığınız hayatım... Yine bu lanet zindanda gözümü açtım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP SALTANAT
Fiksi SejarahPrenses olarak doğduğunuz bir hayatı bir köle olarak devam ettirebilir miydiniz?Bir ülkeye, imparatorluğa hükmederken hiçbir hükmü olmayan köleler olmak bu üç kız kardeşin kaderi miydi? Yoksa onların yeniden doğuşu mu olacaktı? Hayatlarını değiştirm...