0.5

14.9K 1K 304
                                    

2011(Kutlama Gecesi)

Ön grup olarak sahne alacakları tur için kutlama yapıyorlardı. Tuttukları mekan kırık dökük, pis ve soğuktu. Ashton'ın garajına benzediği falan yoktu. Orasıda pisti ama ortamı sıcacıktı.

Ayağımla yerdeki kağıtları iterek duvara ulaştım ve sırtımı yasladım. Elimde ki kırmızı bardakta, etraftaki kalabalığın bardaklarında bulunan sıvının aksine su vardı. Bana bira içirtecek değillerdi. Özellikle Ashton'ın tembihi vardı. Küçük arkadaşı bira içemezmiş.

Bunu hatırlayarak suratımı büzdüm. Şu 'küçük' olayı sinirimi bozmaya başlamıştı. 

"Hey." dedi bana doğru gelen siyah saçlı uzun çocuk. Boyu gerçekten uzundu. Çocukların da uzun olduğunu düşünürsek bu çocuğa ne demem gerektiğini bilmiyordum. "Ruth? Değil mi?" dedi kaşlarını kaldırarak. Sadece başımı sallamakla yetindim.

"Çocuklar," arkasındaki kapıyı işaret ederek, "seni çağırıyorlar." dedi. Yaslandığım soğuk duvardan kendimi çekerek kapının olduğu yöne doğru bir adım attığmda uzun çocuğun bakışlarını üzerimde hissettim. Tam yanından geçerken kolumu tuttu ve ona bakmamı sağladı. "Bu arada..." dedi tekrardan beni süzerken. Gözleri aldığı alkolden kıpkırmızı olmuştu. "Ben Will."

Ashton'ın arkadaşıydı. Onu tanıyordum. "İsmimi biliyorsun zaten." diyerek kolumu ondan kurtarıp ilerlemeye başladım. Kapını önüne gelene kadar beni izlediğini biliyordum. Kapının kolunu benden önce biri çevirip açtığı için neredeyse çarpışıyorduk. "Ariana..." dedim şaşkınlıkla.

Güzel olan sarı saçları birbirine karışmış, gözleri kızarmıştı. Düşündüğüm şeyi yapmamış olabileceklerini diledim. Bana, kaşları çatık bir bakış yolladı ve beni kenara iterek ilerlemeye çalıştı. "Sen iyi-" sözümü tamamlamama izin vermeden bağırdı. "Çekil şurdan!" 

O, hızla çıkış kapısına doğru ilerlerken arkasından bakakaldım. Bakışlarımı biraz sola getirerek Will ile göz göze geldim. Bana göz kırpıp kapıyı gösterdi ve gülerek Ariana'nın peşinden gitti. Ne olduğunu anlamayarak kapıdan içeri girdim. Ashton, yerde oturmuş birasını yudumluyordu. Bakışları yerde bir noktaya sabitti. 

Oda da Will'in dediği gibi çocuklar yoktu. Sadece Ashton vardı. "Ashton?" dediğimde başını yavaşça kaldırdı ama bakışları hala aynı noktaya takılıydı. Arkamda ki kapıyı kapattığımda gözlerinide bana doğru çevirdi. Beni görünce gülerek ayağa kalkmaya çalıştı ama tökezledi. Elimi uzatarak onu tutmaya çalıştım, sanki becerebilirmişim gibi.

Eli, elime değince ne kadar üşümüş olduğunu farkettim. Elimi geri çekmeye çalışırken buna izin vermedi. Dengesini zorda olsa sağlayarak ayağa kalktı. Sonra yanındaki koltuğa oturdu ve benide oturttu. Yerde duran bira şişesini bana doğru uzatınca sarhoş olduğunu anladım. Başımı iki yana sallayarak onu reddettim. 

Omuzlarını silkip birasından büyük bir yudum alırken ben, hala ellerimize bakıyordum. Sıkıca tutmuştu. Büyük ihtimal -kesin- Ariana ile kavga etmişlerdi. Ariana pürüz çıkartan bir kız değildi. Neden kavga etmişlerdi ki?

"Kavga mı ettiniz?" dedim elimi tekrar geri çekmeye çabalayarak ama bırakmıyordu. Başını salladı ve bana baktı. Gözleri sulanmıştı ama duygudan dolayı değil. Gerçekten fazla içmiş olamlıydı. "Kıza bir şey mi söyledin?" 

Bu söylediğime sanki şaka yapmışım gibi gülmeye başladı. Kaşlarımı çatarak elimi hışımla kendime çekmeye çalıştım. "Hey, hey, hey... Sakin ol. Hemen kızma. Ben sadece..." Tekrardan güldü ve başını aşağı eğdi. "Beni tanıyorsun." dedi. İster istemez gülümsedim. Böyle olduğunu biliyordum. "Ben genelde insanları üzerim. Ailemide üzdüm. Kız arkadaşımıda üzdüm. Bundan öncekileride." dedi kıkırdayarak. "Arkadaşlarımıda üzdüm. Hatta hayal kırıklığına  uğrattım." dedi bakışlarını bana çevirerek.

Me And My Baby // a.i (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin