2011 (Kutlama Gecesinden 1 Gün Önce)
Mutfakta, bulaşıkları yıkarken arkamda duyduğum ses ile neredeyse elimdeki bardağı düşürüyordum. Korkarak arkamı döndüğümde Ariana'nın kızarmış gözleriyle karşılaştım.
"Ariana..."
Ellerimi yıkayıp üzerime sildim. "İyi misin? Rengin atmış. Ve dudakların..." dediğim sırada dudaklarının kanadığını farkettim. Yüzümü buruşturdum. Patlamış gibiydi. Dudaklarını saran ince derinin altındaki eti görebiliyordum. Midemin harekete geçişini hissettim. "Ne oldu sa-"
"Sen yaptın."
Kaşlarımı çatıp anlamayarak ona baktım. Ona bir adım attığım sırada o da bana bir adım attı. Yüzünü şimdi daha net görebiliyordum. Sarı saçları artık ışıl ışıl parıldamıyordu. O kadar solgun ve matlardı ki neredeyse beyaz denebilecek kadardı.
"Anlamıyorum... " dedim başımı iyi yana sallayarak. Yüzü gittikçe solgunlaşıp, beyaz teninde mavi damarlar belli olmaya başladığında korkuyla bir adım geri attım. "Be-Bence oturman gerek." dediğimde gözlerini gözlerime sabitledi.
"Sen yaptın."
Yavaşça yutkunarak bir adım daha geri attığımda kalçam tezgaha değdi. Yüzünde gittikçe solan güzelliğe rağmen ilgi çekici bir şekilde sırıttı. Dudakları hareket edince etleri daha da dışarıya doğru belirginleşti. Midemin boğazıma doğru, yokuş yukarı çıktığını ağzıma gelen garip tatdan anlayabiliyordum.
Dudaklarında dökülmeye devam eden kan çenesinden aşağıya doğru damlarken eliyle onu yakaladı. Sonra yavaşça çenesini sildi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan tekrar etti.
"Sen yaptın. Benim suçum değil."
Kaşlarımı çatmak istedim ama yapamadım. Vücudum buz kesmişti. Korku damarlarımdan geçerek kalbime ulaşırken değdiği yeri donduruyordu. "Ben bir şey yapmadım." dediğimde aslında ağzımıda hareket ettiremediğimi farkettim. Sadece ona bakıyordum ve olaylara anlam vermeye çalışıyordum.
"Ashton'ı ben kaybetmedim. Sen aldın." dedi birden sertleşen ifadesi ile. Gözlerimi kapatıp açtığımda görüntüsü değişti. Çok güzeldi. Yüzünde matlaşma veya saçlarında beyazlama yoktu. Hatta eskisinden daha güzeldi. Saçlarını hiç bu kadar parlak görmemiştim. Dudakları düzelmişti. Ortada dışarıya taşan bir et yığını yoktu.
Ama bir şey farklıydı. Kusursuz görüntüsündeki bir kusur. Gözleri. Yeşil gözleri parlamıyordu. O kadar üzgün bakıyorlardı ki eski korkunç ifadesini geri istedim. "Ben kaybetmedim." dedi gözünden bir damla yaş düşerken.
Suratına bir şey diyemeden üzgünce bakarken omzuna dokunan bir el gördüm. Dokunuşu hissettiği an irkildi ve sarı bir ışık saçtı. Sonra ortadan yok oldu. İçimden korkarak çığlıklar atarken, dışarıya sadece bakıyordum. Gözlerim ela gözlerle buluştuğunda bacaklarımdaki güç boşaldı.
Yere doğru düşerken Ashton'ın hareket eden dudaklarından çıkan kelimeleri işittim.
"O yaptı." Ve sert bir şekilde mutfak zeminine düştüm.
***
Hızlıca gözlerimi açarak yatakta doğruldum. Derin nefeslerim arasında bir elimi göğsüme götürerek kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Diğer elimi yatağın baş ucundaki konsola uzatıp su bardağını aldım. Bardaktan bir kaç yudum alırken olanları kavramaya çalıştım.
Gözlerimi tanıdık odamda gezdirirken kaslarımın gevşediğini hissettim. Sonunda gözlerimi kapayarak sırtımı yatağın başlığına yasladım. Derin bir nefes alarak, "Sadece bir rüya." dedim. Çenemin kasılmaya başladığını anladığım an yavaşça yutkundum. "Hayır. Sadece bir rüya, Ruth."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me And My Baby // a.i (ASKIDA)
FanfictionBir zamanlar nefesimi kesen ela gözlerini benim üzerimden çekip kucağımdaki küçük vücuda çevirdiğinde içim titredi. Böyle olmamalıydı. "İşte bu güzellik de benim küçük kız kardeşim, Ashlyn." dedim kızımı saran kollarımı sıkılaştırarak.