1.1

22K 1.1K 460
                                    

2011 (Kutlama Gecesinden 2 Gün Önce)

Garajdan içeri girerken burnuma dolan toz kokusunu görmezden gelmeye çalıştım. Neredeyse tüm vakitlerini burada geçiriyorlardı ama hiç temizleme girişiminde bulunmuyorlardı. En son ne zaman rafların tozu alınmıştı gerçekten merak ediyordum.

İçeride kimse yoktu. Köşedeki küçün tuvaletin ışığı yanıyordu. "Merhaba!" diye seslendiğimde ses gelmedi. Tam kapıya doğru ilerleyeceğim sırada arkamdan biri, "Selam." dedi. Yerimden neredeyse sıçrayarak arkamı döndüm.

Harry mahçup bir şekilde bana bakıyordu. "Üzgünüm..." dedi mavi gözlerini kısarak gülümserken. Bende elimi göğsüme koyarak sakinleşmeye çalışıyordum.

"Pekala... Sorun değil, tatlım." dediğimde gülümseyip elimi sarı saçlarının arasına geçirdim. Bununla birlikte kollarını belime dolayıp bana sarıldı. Ashton'ın kardeşleriyle iyi anlaşabilmek güzeldi. Annesiyle tanışmamıştım ama eminim o da çok cana yakın biriydi.

"Hey! Sadece beş dakika yoktum ve... Naber Ruth." Sesin olduğu yöne baktığımda Ashton'ın yarısı tıraş köpüğü olan yüzüyle karşılaştım. Kaşlarımı çatıp gördüğüme anlam vermeye çalıştım. "Ne yapıyorsun?" dediğimde gülerek yanımdan geçip ışığı açık tuvaletin kapısını açtı. "Tıraş oluyorum."

Kaşlarımı havaya kaldırarak, "Ne?" dediğimde garip kıkırdaması dudaklarının arasından döküldü. Bunu duymak hoştu. "Ruth. Bilmem farkında mısın ama ben bir erkeğim ve sakallarım çıkmaya başladı." Bakışlarını gözlerime çevirmek için kafasını kapıdan dışarı çıkardı. "Kendimi tıraş etmem lazım."

Yüzümü buruşturduğum sırada Harry, "Bunu sadece ben mi yanlış anladım?" dediğinde kahkaha attım. Bu pek yaptığım bir şey değildi. Ashton'ın yanında hep kibarca gülümser yada en fazla diğerleri eğer gülüyorsa gülerdim. Ashton'dan bir nevi çekiniyordum. Ariana'yı görüyordum ve beni beğenmesi için elimden geleni yapıyordum. Onun gibi güzel bir kahkaham yoktu. Bu yüzden, genelde bu şekilde gülmezdim.

Ashton'ın şaşkınca bana baktığını farkettiğimde gülüşümü biraz daha alt seviyeye indirdim. Gözlerimi başka yöne çevirdiğimde, "Neden burdasın Harry?" dedi.

Kollarımın arasındaki küçük oğlan mımızlanarak, "Lauren sana yaptığı keki getirecekti. Sabahtan beri mutfağa sokmadı beni. Neler yaptığını görmek istiyorum." dediğinde kendime engel olamayarak başının üzerini öptüm. Kafasını kaldırıp bana gülümsediğinde ne kadar sevimli bir çocuk olduğunu düşünerek bende ona gülümsedim.

Yüzümde asılı kalan gülümsemeyle Ashton'a doğru döndüğümde suratındaki garip ifadeyle karşılaştım. Bize bakıyordu ama gözleri başka şeyleri görüyor gibiydi. Gözlerini birkaç kez kırpıp boğazını temizlediğinde kendimi farklı hissederek ürperdim. Üzerime bıraktığı etki pahabiçilemezdi.

Ashton yarım yamalak, "Bence o başkasına hazırladı ama..." diyerek önünde döndüğünde kaşlarımı çatarak Harry'e baktım. Garajın çıkış kapısına doğru bakıyordu. Lauren elinde bir tepsiyle bize doğru geliyordu. Tepsinin içinde büyük bir tabak vardı ve üzeri beyaz bir peçeteyle örtülmüştü.

Garajdan içeriye girerken beni farketti ve gülümsedi. "Selam Ruth." Bende ona karşılık verirken o çoktan bakışlarını garajın içinde gezdirmeye başlamıştı bile. Yüzündeki gülümseme giderek solarken, "Çocuklar nerde?" dedi.

Ashton, suratının yarısı hala tıraş köpüğüne bulanmış bir şekilde tuvaletten çıkıp yanımıza geldi. "Birazdan gelirler." dedi Lauren'e hiç bakmadan büyük tabağın üzerindeki beyaz peçeteyi kaldırırken. Lauren elini abisinin elinin üzerine koyarak onu durdurduğunda Ashton kaşlarını çatarak, "Ne var?" dedi.

Me And My Baby // a.i (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin