• 7| " ÖLÜM KOKAN KADIN "
♍
Büyük bir yas ilan edildi, idam edilen masumiyetlere.
Acı dolu ağıtların sardığı şehir kimsesizdi.
Kimsesiz olan şehirde yalnızca tek bir ayak izi vardı.
Ayak izini oluşturan kurumuş kan, katledilen bir kadına aitti.
Sessizce can veriyordu. Peki ama neden ölüm hâlâ çok uzaktaydı.
Peki ya ruhu?
Kendi kurduğu tahtadan çarmağa kendini çoktan asmamış mıydı?
Izdırap çeken ruh bedeni terk etmek istiyordu.
Göğü ikiye ayıracak kudrette olan çığlık, sahipsiz olan gecede defalarca yankılanmıştı.
Sahipsiz gecede atılan her çığlık kimsesizdi.
Hicran etlerin sardığı zihninde dayanılmaz bir acı hissetti.
Gözlerini aralamak istesede vücudunda hissettiği ağırlık inlemesine neden oldu.
Usulca aralanan gözleri ilk önce buğulu bir bakışa ev sahipliği yapmıştı. Yukarıya doğru kayan gözlerini bir kaç kere yumup açmıştı.
Kulaklarını saran uğultuyu delip geçen hıçkırarak ağlayan bir bebek sesiydi. Bir çığlık misali dökülen ses kadının şakaklarındaki ağrıyı tetikliyordu.
Vücudunu saran ağrı dayanılmazdı. Bedeninin buz gibi betonda olduğunu fark ettiğinde kendini yukarıya doğru kaldırmak istemişti.
Lakin karnında hissettiği keskin sızı azda olsa yukarıya kaldırdığı bedeninin tekrar yere serilmesine neden olmuştu.
Ağzının içini saran metalik tat yüzünü buruşturmasına neden oldu. Hemen yanındaki yerde kurumuş kan göz bebeklerine bir cam parçası gibi düşmüştü.
Hicran kemikli parmaklarını karnına doğru götürerek yattığı yerden zorlukla doğruldu.
Saç diplerindeki sızı, kafasını ateşe verildiğini düşündürüyordu.
Titreyen bacakları kırılgan vücuduna zorluk çıkartıyordu. Hemen kenardaki küçük masadan destek alarak ayağa kalktı.
Kanlanmış göz bebekleri koltuğun üzerinde ağlayan oğluna gittiğinde titreyen dudaklarını ayırdı.
Evde yalnızca o ve oğlu vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAYAN İZLER
Teen Fiction"Korhan git artık." Dudaklarından dökülen sözler ruhuna ağır geliyordu. "Kıyamıyor musun ona." Adamın sözleri birer zehir gibiydi. Korhan iğrenerek dudaklarını ayırdı. "Kıyamadığın için mi yok sayıyorsun sana yaşattıklarını!" Korhan artık ne söyleye...