2. Bölüm - KORKULAR

1.5K 81 14
                                    

Kurtarıcım olan alarmın sesiyle uyanıyorum . Kurtarıcım ; çünkü bütün gece gördüğüm o lanet kabuslara son veren tek şey . Bana yaşadığımı gösteren tek işaret .
Hepiniz kabus görürsünüz . Doğal bir şey , Bilinçaltı . Siz kötü rüya görürsünüz ancak ben hissederim . Her gece dipsiz bir kuyuya düşerken yüzüme çarpan rüzgârdan tutun da kor ateşlerde duyduğum sıcaklık hissine kadar . Bağırsaklarımı parçalayan Yılanlar ve nefes kesen , her hücremi yakan kokular . Bütün bunları sadece Görmüyor yaşıyorum .
Askılıktaki kıyafetler adeta üşengeçliğimi yüzüme vuruyor. Annemin soğuk ve tiz bir şekilde adımı haykırdığını duyuyorum .

- Lucis yine servisi kaçıracaksın . Okula yürümek istemiyorsan acele et.

Tanrım ... Okul evet . Uykuyu tercih edebileceğim tek şey .
Sakın beni önyargılı olarak görmeyin . Okul sahte yüzlerle dolu bir yuva gibi . Mezar daha doğru bir tabir olurdu galiba . Plastik bebekler ve yontulmamış kalaslarla dolu bir çukur . Ah tabi bir de inekler var . Hayatını işkenceyle sürdürmeyi seven mazoşist insanları yargılayamayız değil mi ?
Peki bütün bu insanlar arasında ben neyim ?

Insanların hakkımdaki görüşlerini bilmiyorum . Çünkü diğer insanlarla saçma samimiyetler kurmak bana göre değil . Benim açımdan bakarsak eğer ; kendisinin bile bilmediği soruları ve sırları olan , asi ve hırçın , adeta kapalı bir kutu gibi diyebilirim .

Derin düşüncelere dalarım ve bozulmasını da sevmem . Tıpkı şuan duyduğum korna sesiyle irkilmem gibi . Okuldan daha çok nefret ettiğim bir şey varsa okuldaki öğrencilerle aynı ulaşım aracını kullanıyor olmam .

İçten bir of çekiyorum ve servise adımımı atıyorum .
- Merhaba lucis burda bir Kişilik boş yer var ... Senin için .
Ah ciddi olamazsın . Hayatımı kabusa Çeviren bir şey ise her sabah servisin en ön koltuğunda sanki beni bekliyormuş gibi yer tutan Becky .
- "Sanırım yürüyeceğim ." Diyor ve ordan hızlı adımlarla uzaklaşıyorum .

Okulum Evimden yaklaşık iki kilometre uzakta . Sık ağaçlarla kaplı bir Ormanın yanında ve buz tutmuş bir Gölün kıyısında. Ama sonuç olarak hala bir okul . Böyle bir yere ulaşım da işkence gibi . Kulağımda son ses açtığım müzik biraz olsun rahatlatıyor .
Kapalı ve kasvetli bir hava . En sevdiğim hava bu olsa bile henüz sona ermiş Yağmurun ıslatamadığı kıyafetlerimi ıslatmayı başaran araba bütün moralimi yerle bir etmeye yetiyor . Cidden kimdi o ? Okuluma 200 metreden az kalmış olduğunu düşünürsek Öğrencilerden biri olmalı .

Her ne kadar güne 1-0 başlamama neden olsa da küçük hanım arabadan inme zahmetine giriyor .
- Ben .. Özür dilerim . Geç kaldım ve bugün ...
Sözünü tamamlamasına izin vermeden Yüzümü çeviriyor ve yürümeye devam ediyorum . Arkadan kızgın bir ses tonuyla " küstah " demez mi ?
Kulaklığımı takıyor ve son bir kez derin nefes alıyorum .

Günün geri kalanının sorunsuz ve çabuk geçmesini diliyorum . Ta ki profesör Carl ın keskin bakışlarıyla göz göze gelene kadar . Neşeli ve sürekli gülen bir insan olmamama rağmen bu adamın yüzünü görünce adeta hayat enerjim tabana iniyor . Üstün hayat karartma becerilerini matematikle birleştiren Carl korkulacak bir rakip .

Bugün daha ne kadar kötü olabilir
Ki ? Demeden kapı Çalıyor . Beni hayatımda bir kez bile yanıltmamış olan sezgilerim yine başımın ağrıyacağını söylüyor .
Evet bu o ... Sabahımı rezil eden şey bu . Bütün günümü ...
Onunla aynı sınıfta olma ihtimali aklımdan bile geçmezdi . Tek düşündüğüm bunların bir kabus olduğu ve birazdan uyanacak olmam .
Sınıfın karşısına geçti ve kısa bir iki cümleden sonra ismini söyledi .
-Angela .

SürgünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin