Derin ve uyanması imkansız bir rüyada gibiyim . İnanmadığım ama uyanmak da istemediğim bir rüyada . Kurduğum bütün hayalleri bir yana koyup senelerce mutlu olabileceğim bir rüya .
Dünya'da ilk defa bana ait hissettiğim bir varlık . Ve o Varlığın bana verdiği büyük sihir . Bu tarifi imkansız bir duygu . Benden iki tane varmış gibi güçlü , ve daha mutluyum . Her ne kadar bu haberi duyunca bayılmış dahi olsam , güçlüyüm . Onu hissediyorum .
Bu duruma yeterince alıştım . Kabuslar beni baygınlık ve uyku anımda yakalar. Zayıf ve savunmasız düşüncelerimle bana zarar verir . Kalbimi en derinden nasıl acıtacağını bilir .
Gözlerimi kapatan bir çift el var . Küçük ve sıcak iki el . Ardından duyduğum "Babacık." Kelimesi ve boynumda hissettiğim masum öpücük .
Bu hayallerimin ulaşamadığı güzelliğe sahip sevgilim . Bana yaşama sevinci veren , hayatıma renk katan , melekleri kıskandıran sevgilim . Angela ...
Bulunduğumuz yer eski ve terkedilmiş bir kiliseye bakan Yemyeşil , çiçeklerle dolu bir tepe . Kocaman tek bir ağacın gölgesinde piknik sepetimiz ve turkuaz bir cd çalar . İçinde rüyamızı kusursuz hale getiren bir şarkı Çalıyor . Bu bizim şarkımız . İndila - Love Story ... Gökyüzü ışıl Işıl . Tek bir bulut yok . Sanırım bu bir rüya .
Angela gözlerini bir an olsun benden ayırmıyor . Birine sadece bakınca bile hissettiğimiz derin kalp atışı , aşırı dozda sevgi ve biraz da kaybetme korkusudur aşk . Üzerinde uzandığımız örtünün heryerinde bebeğimizin ultrason fotoğrafları var . Her birinin üzerinde ise birer not .
" Annecik ve Babacık seni bekliyor . "
" Aşkımızın koruyucu meleği "
" Gerçek aşkın meyvesi "Angela kollarımda sadece gökyüzüne bakıyoruz . Derken koca bir yağmur damlası Angela'nın karnına düşüyor . Olduğumuz yerden Kalkıyor ve etrafa göz gezdiriyorum. Tek bir bulut yok . Hava sıcak ve bu bir yağmur damlası için fazla büyük . Ve parlak .
Angela çığlık çığlığa Ultrason fotoğraflarının üzerine yığılıyor . Ona yardım etmek için yanına gitmeye çalışıyorum . Ama kolumdaki zincirler engel oluyor . Angela'nın etrafında kor bir ateş halkası oluşuyor . Çığlıklarını duymanız bile acı çekmenize neden olurdu .
Ateş söndü , zincir kırıldı . Nefes almaksızın Angela'nın yanına koşuyorum . Karnı kana bulanmış , ama gözlerinde hala aynı masumiyet var . Omuz hizasında ise onu ateşten kurtaran iki dev kanat izi . Çimlere simsiyah bir şekilde kazınmış halde .
Karnından elime uzanan küçük parmaklar ise kabusumu sonlandıran şey oluyor .
-" Gereğinden fazla heyecan yaptı ."
-" Lütfen ona hak verin ... Bunu beklemiyordu . "
Anneminki dışında anlam veremediğim yabancı sesler eşliğinde kendime geliyorum . Hadi ama hangi hemşire henüz şok atlatmış bir adama pat diye bebeğiniz olacak der ki ? Sevincimi belli edemeden bayıldım belki de ...
Genelde rüyalarımın bu şekilde sonlanmasına alıştım diyebilirim . Ama tek fark buranın hastane olmaması . Duvarımdaki Nirvana posterine bakıyor ve derin bir oh çekiyorum . Evimdeyim .
Telefonuma uzanıyorum ve gördüğüm manzaranın karşısında korkuyla karışık bir heyecan yaşıyorum . Genelinin Angela dan geldiği yedi yüz yirmi dört mesaj . Cidden mi ? Hastayken cevap veremedim diye bana trip mi attı ?
Ah doğru ... Hormonlar .
Ilk yaptığım şey onu aramak oluyor . Telefonu açar açmaz soluk soluğa ;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürgün
FantasyGüzellerin ve bilgelerin en mükemmeliydi . Eden'de, Tanrı'nın bahçesindeyken ; Giysileri hep güzel taşlarla (Yakut,Zümrüt ,Ay taşı, Beril,Oniks,Safir) turkuaz ve altın işlemelerle süslüydü . Bunlar ona yaratıldığı gün verildi ... "Seni kudretinle ve...