Kesit

302 69 127
                                    

Bir intihar olayı duyunca insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran ceset değil; İntihardan hemen önce o kalpte olup bitenlerdir. (Simone de Beauvoir)

Bu yazıyı aklımın bir köşesine kazımıştım. Çünkü insanlar biri intihar ettiğinde o kişiyi yargılarlar yada bir kaç gün arkasından konuşup, üzülüp sonra da unuturlar. İnsanoğlu hep böyledir. Bizim en değerli olduğumuz an öldüğümüz andır aslında.

Bir anda herkes bizimle olan anılarını hatırlamaya başlar. Pişmanlık duygusu sarar insanı, keşke o gün onu üzmeseydim, keşke böyle yapmasaydım keşke keşke keşke VS ama önemli olan bu değildir önemli olan o yaşıyorken kıymetıni ve değerini bilmektir.

Ama insanoğlu bencildir. İnsanoğlu acımasızdır. İnsanoğlu bilmeden yargılar. Öğrenmeden ilk duyduğu şeye inanır ve gerçek buymuş gibi davranır.

Belki de işin aslı bambaşkadır ama bunu sadece sen biliyorsundur ve insanlara inandırmaya mecalin kalmamıştır ya içte en büyük çaresizlik budur.

Çok büyük bir şey yapmamış olabilirsin ama insanlar onu gözünde büyütür ve seni bir keklik gibi aglayıp kalbine en büyük acıyı verir.

Mesala bir dedikodu bile insanı mafeder bazen. Bir yargı insanı intihara sürükler. Çünkü bir yalan olur zamanla bin yalan ve eğer elinde kanıt yoksa yada kendini kurtarmak için gücün kalmamışsa, insanlara inancın kalmamışsa işte o an aslında vazgeçersin.

Ama tabiki bu kadar kolay değil. Ben hayatımdan vazgeçiyorsam boş insanların arkamdan konuşmasıyla ilgili değil. Ben hayatımdan vazgeçiyorsam gerçekleri kimseye kanıtlayamadığımdan değil.

Çünkü artık kimseye kendimi kanıtlamak zorunda hissetmiyorum.

İnsanlar nasıl olsa yine her duyduğuna inanacak. Yine her duyduğunda seni yargılayacak. Yine arkandan konuşup yüzüne gülecekler.Yine sana yardım edip arkandan beceriksizliginle dalga gececekler. Yine yanındaymış gibi yapıp gidecekler. Yine söz verip tutmayacaklar. Yine mutlu edip sonrasında hiç bir şey olmamış gibi üzecekler.

Tine hiç gitmeyecekmiş gibi yapıp gidecekler.
Yine yalan söyleyecekler. Yine kandıracaklar.

En kötüsede kullanacaklar seni
ve işleri bittiginde kapıyı gösterip, bir daha açmayacaklar o kapıyı

Ama sen daha kötüsünü yapacaksın.

Onlara inat yine seveceksin. Yine inanacaksın. Yine güveneceksin. Yine umut edeceksin.

Çünkü sen safsın küçüğüm. Sen o kadar acıya rağmen buraya kadar kendin gelebilmişsin ve insanlar bunun farkında bile olmadan yine senin canını yakmışlar.

Seni yine vurmalarına rağmen sen onları affetmişsin. Sana yaptıklarını sen onlara yapmamışsın. Bu ana kadar kendini hep iyi insan sanmışsın.

Ama sen iyi bir insan değilsin küçüğüm sen bir enayisin. Sen bir aptalsın. Onların gözünde hiç iyi olmadın. Onların gözünde onların yanında istedikleri kadar vardın. Sen bunca şeye rağmen pesetmemişsin. Bunun için mi pes edeceksin?

Sen bu kadar aciz misin? Sen bu kadar güçsüz müsün? Sen sana ait olmayan bir bedene kıyacak kadar ucuz musun?

Hayır degilsin.

Bunu yapamazsın. O insanların yine kazanmasına izin vermeyeceksin. Onlara aptal olmadığını göstereceksin. Onlara güçlü oldugunu hissettireceksin.

Bak senin ölümün onların hayatında bir şey değiştirmeyecek ama senin yaşaman bir çok şeyi değiştirecek. senin varlığın onlara bir çok acı verecek.

Çünkü onları en büyük silahlarıyla     "vicdanlarıyla" vuracaksın. Sana yapılanlar, bize yapılanlar onların yanına kalmayacak. 

Bizim her günümüz zehir olurken onların bu kadar mutlu olmalırına izin veremeyiz küçüğüm. Vermemeliyiz.

Onları tanrıdan önce biz cezalandırmalıyız.

İçimizdeki Karanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin