_O Gün _

68 13 4
                                    

Ben Ateş

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben Ateş.
16 yaşımdayım ve bu benim hikayem.
Nereden anlatmaya başlasam bilemiyorum ama en iyisi baştan başlamak.

Ben daha 9 yaşımdayken ailem beni, sadece adını bildiğim ama neresi olduğunu bilmediğim bir yere tatile gittiğimizde terk etti. Burası Paris'ti.

2-3 gün boyunca Eyfelin altında yatmıştım. Açtım. Gelen geçen herkes bana bakıyordu. Sonra yaşlı bir amca geldi yanıma, " ne işin var senin burada çocuğum", dedi. Türktü. O an o kadar mutluydum ki anlatılamazdı.

Yaşlı amcanın elinde bir boya sandalı vardı. Göz altları şişmiş, saçları dökülmüştü. Elmacık kemikleri çıkıktı ve 'bana güven, ben iyi bir insanım' diye resmen bağıran kocaman kara gözleri vardı.
Yaşlı amcayı süzdükten sonra konuştum :

"Merhaba amca, benim adım Ateş. Ailem beni burada bırakıp gitti ve ben 2-3 gündür buradayım. Bana yardım edebilir misin? Ve senin adın ne?", dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Çünkü o gün ilk defa yanımda ailem yokken birisiyle - hemde yabancı birisiyle - konuşuyordum. Eminim ki ailem beni o gün  görseydiler benimle gurur duyarlardı. Ama onlar beni bıraktılar.

Her neyse biz konumuza geri dönelim. Yaşlı amca dilini şaklatarak başını iki  yana salladı. Sonra bana eliyle gel işareti yaptı. Yerden destek alarak ayağa kalktım ve amcanın ardından yürümeye başladım.

Ailemin beni terk etmesinin ardından çok az zaman geçmişti ama ben sanki aylardır hiçbir şey yememiş - içmemiş gibi zayıflamıştım. 9 yaşımda olsamda en az 12 yaşındaki bir çocuk kadar zekiydim. Abim Demir ile aramızda 4 yaş vardı ama ben bazen abimin bile zor çözdüğü soruları çözebiliyordum yani yaşımdan büyüklerin kurduğu cümleleri kurmamın sebebi bu.

Her neyse biz konumuza tekrar geri dönüş yapalım. Yaşlı amcayla yaklaşık  5 dakikalık bir yol yürüyerek eski bir evin önüne geldik. Ama eski ev dediğime bakmayın. Çevrede ki evlere göre eski kalır ama onlarla kıyaslanmazsa gayet pahalı ve yeni bir eve benziyordu dışarıdan bakınca.

Yaşlı amca şifresini girdi ve  kapı açıldı. İçerisi tıpkı ihtiyarlar gibi kokan, klasik bir yaşlı eviydi. Tabii ne bekleyebilirdim ki?
Amca, beni yer minderlerinin olduğu bir odaya götürdü ve "sen oturup dinlen ben birazdan geliyorum", diyerek evden çıkıp gitti.

Sonbahar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin