"Şimdi, ilk teorimiz Hyunjin'in evine bacadan girip yazmış olması." Dedi Jisung bir dedektif edasıyla mantar tahtanın en üstüne raptiyeyle Hyunjin'in fotoğrafını sabitleyerek.
Felix, Jisunglara geleli yaklaşık kırk dakika oluyordu. Jisung'un ısrarları üzerine aynaya o yazıyı kimin yazdığını bulmaya çalışıyorlardı. Felix, Jisung'un yatağında bağdaş kurmuş bir şekilde otururken, Jisung ayaktaydı.
"Ama yazının İngilizce olması ve eğer bunu salak Hyunjin yapsaydı Korece yazacak olması, ayrıca yazısının bok gibi olması onu elememiz için yeterli nedenler." Dedi ve Hyunjin'in fotoğrafının üstünü kırmızı keçeli kalemle çizdi.
"Diğer teori ise birisi sana abayı yakmış ve evine gizlice girip, söylediğin şarkıyı dinleyip aynaya bunu yazmış," Deyip üstünde soru işareti olan siyah bir adamın fotoğrafını yapıştırdı. "ama bunu yazıp o kadar kısa sürede evden çıkması için Flash olması lazım o da olamayacağına göre bunuda eliyoruz." Dedi ve o fotoğrafında üstünü çizdi.
"Üçüncü teori ise biri eve girip bunu yazdı ve sonra bir yere saklandı-"
"Sence yetmez mi bu kadar..?"
Jisung kaşlarını çattı ve elindekilerin hepsini teker teker Felix'e fırlattı. "Ben neden hiçbirinize yaranamıyorum?" Dedi ve kendini yatağa attı.
İkisi bir süre sessizce bakıştılar. Jisung, aydınlanmış gibi bir ifadeyle Felix'in üstüne atladı ve onu sarsmaya başladı. "Parmak izi! Parmak izine bakalım!"
Felix göz devirerek üstünde tepinen Jisung'u itti ve tekrar oturur pozisyona geldi. "Eldiven giyip yapmışsa?"
Jisung heyecanla ayağı kalktı ve Felix'in elinden tutarak sürüklemeye başladı. Felix yine soğukluk ve ürperti hissettiğinde elini çekmeye çalıştı ama Jisung çok sıkı tutmuştu.
"Anne biz dolaşıp geliyoruz!"
-
Felix derin bir nefes vererek aynayı inceleyen Jisung'a baktı. "Görebiliyor musun bari?"
"Hayır ama mükemmel gözlerim şu an çok uğraşıyor."
Felix, kollarını göğsünde birleştirmişti ve bıkkın bir ifadeyle aynayı inceleyen Jisung'a bakıyordu. O olaydan sonra bu evde olmak onu fazlasıyla tedirgin ediyordu ve bunu belli ediyordu ama arkadaşı aynaya o kadar odaklanmıştı ki fark etmiyordu bile.
Felix dayanamayıp minik elini Jisung'un koluna sarıp onu çekiştirerek dış kapıya götürdü.
"Yeter artık, gidelim buradan."
"Ama-"
Felix ayakkabısını giyerken delici bakışlarıyla ona bakınca Jisung susarak ayakkabılarını giydi ve geldikleri yoldan geri dönmeye başladılar.
+
"Hyunjin ne yapıyorsun canım arkadaşım?" Diye sordu Seungmin kendini yorgunlukla yere atarken.
"Amuda kalkıp halay çekmeye çalışıyorum canım arkadaşım, sen ne yapıyorsun?" Seungmin ona cevabını göz devirerek verdi ve gözlerini kapattı.
"Seungmin, sen ciddi miydin?" Gözlerini açıp Felix'e baktı.
"Hangi konuda?" Dudaklarını yaladı Felix.
"Bir ruhun sesimi sevdiği konusunda." Gözlerini duvara sabitledi Seungmin.
"Değildim," deyip yattığı yerden doğrulup kahkaha atmaya başladı. "Tanrım, çok safsın Felix. Jisung dün onlarca teori üretmiş ama sen benimkine inanmışsın."
Hyunjin, Seungmin'in dediklerine gülmeye başlayıp düştü ve yerde yuvarlanarak kahkaha atmaya devam etti. Jeongin'de gülmeye başlarken Felix homurdandı.
"Benim size yaranamadığımın kanıtı işte!" dedi Jisung ve elindeki su şişesini Felix'e fırlattı. Su şişesi Felix'in kafasına gelirken Felix su şişesini tekrar ona fırlattı.
"Bana bir şeyler fırlatıp durma aptal."
Jisung omuz silkti ve sırıtarak Seungmin'e baktı. "Bugün Seungminlere mi gitsek?"
Aniden gülmeyi bırakıp ciddileşen Seungmin'le beraber Felix kahkaha atmaya başladı.
"Hayır olmaz bugün-"
"Tamam, hadi toplanın bu gece Seungmin'deyiz."
"İlk önce ben eve gidip duş alsam-"
"Orada girersin, evinde tedirgin olduğunu biliyorum. Aynısı olursa biz orada oluruz, korkmazsın."
"Tamam o zaman.."
-
"Kapının önünde biri mi bekleyecek?"
"Evet çünkü neden olmasın."
"İşime gelir, korkuyorum zaten. Ama kim bekleyecek?"
"Ben." Dedi Hyunjin ve banyoya ilerlemeye başladı. Felix, başını iki yana salladı ve gergince onu takip etti. Geldiklerinde Hyunjin kapıyı açarak Felix'in önünde eğildi. "Hoşgeldiniz Felix Hazretleri, lütfen içeri geçin."
Felix, Hyunjin'in ensesine vurdu ve elindeki Seungmin'in ona verdiği kıyafetlerle içeri girip kapıyı kapatarak kilitledi.
Bir süre sonra, Felix suyu kapattı, kabinden çıkacağı sırada aniden her yer karanlığa büründü. Felix çığlık atarak Hyunjin'e seslenecekti ama konuşmaya çalışsada sesi çıkmıyordu. Gözleri dolmaya başlarken buğulu aynadan sesler gelmeye başladı.
Hyunjin sağır oldu sanırım, diye düşündü Felix. Aynadaki sesler kesilince aniden ışıklar tekrar açıldı ve Hyunjin içeri girdi. "Bir şey mi oldu?"
Felix dolu gözleriyle başını salladı ve kabinde çıkmak için Hyunjin'in gitmesini bekledi. Hyunjin gittikten sonra yandaki havluya sarınarak kurumaya çalıştı ve üstünü giydikten sonra hâlâ buğulu olan aynada yazan şeye baktı.
'Neden bugün şarkı söylemedin?'
Felix kapıyı açarak hâlâ önünde olan Hyunjin'i içeri çekerek aynayı gösterdi. Hyunjin dudaklarını kıpırdatarak okuduktan sonra alaycı bir sırıtmayla başını iki yana salladı.
"Psikopat."
...
psycho 👁👄👁
![](https://img.wattpad.com/cover/209979059-288-k835056.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
your voice, chanlix [düzenlendi.]
Fiksi Penggemar-tamamlandı, düzenlendi. Felix duş alırken şarkı söylemeyi severdi. Bir gün duştan çıktığında buğulanmış aynada yazan bir şey gördü. 'Sesini beğendim.' ⓒ ahmetkaeya | 11012020