3.Bölüm

120 63 6
                                    

     Zil çalar çalmaz hemen yerimden kalkarak  sınıftan ilk çıkan ben oldum ve üst kata çıkarak lavaboya girdim ardından da kapıyı arkamdan kapattım . Suyu açıp elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynaya bakmak için kafamı kaldırdığımda aynada bana bakan Elifnur'u görmemle irkildim .

''Niye öyle haber vermeden bakıyorsun ödüm koptu '' dedim elimi damağıma koyup ittirerek de cümleme destek vererek .

 ''Nil'e niye öyle çıkıştın ? '' dedi sorumu yok sayarak düz bir ses tonuyla.

''Aslında bilmiyorum , biraz bunaldım sanırım . Nil ' in korumacı tavırlarını anlayabiliyorum ama her zaman en küçük bir şeyi bile sakladığımda   anlayıp beni sorgulaması çok fazlalaştı . Sana Nil'e olan sevgimi anlatamam  ama beni çok bunaltabiliyor bazen .''diyerek aklımdaki bütün doğruları söyledim.

''Seni en iyi ben anlarım Mina , ama kendine sahip çıkman gerek .Nil'le çok yakın olmayabilirim ama onu çok iyi anladım ,davranışlarının bazıları Hanzade'ye benziyor . Ama dikkat et benziyor dedim aynılar demedim , sizin en küçük kavganızda Nil içine kapanıyor biliyorsun ve ona ulaşamıyorsun varsayalım ki bir gün çok kötü patlayacaksın Nil'den özür dileyemezsin ,bizim gibi aynı evde yaşamıyorsunuz birbirinizle tekrar konuşmak için . Bunun geri dönüşü olmaz sana söyleyeyim  Neyse bu kadar ders yeterli artık önemi olan konuya geliyorum , Barış'a nasıl yapıştırdın benden hoşlanıyor musun sorusunu ? Kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi ,  ama aslında bir düşün yakışıyorsunuz . ''

Elif söylediği her cümlede haklıydı öyle olacağını biliyordum ama bildiğim halde kendime hakim olamıyordum . Nil  hakkında konuştukları kafamın içinde dönerken  bir anda Barış'ı sorunca önce bir şaşırıp kalsam da cevap vermek gerekiyordu .

''Söyleyebilecek bir şey yok çok haklısın , nasıl bu kadar şeyi bildin anlamıyorum ama kulağının çok iyi duyduğunu anladım . Barış ve ben mi ? Hmm düşünüyorum ,    düşünüyorum olmuyor'' dedim ellerimi iki yana açarak masum bir gülüşle .

  Oda oturduğu kaloriferden kalkıp yanıma geldi .

''Bilmiyorum ama hissediyorum , bence sende düşünme ve  sadece hisset .'' Dedi hissetmek kelimelerinin üzerine baskı yaparak ardından da şunları ekledi .''Ve ayrıca biraz daha konuşursak ezgi hoca ( İngilizce öğretmeni ) bizi sınıfa almayacak .'' en son söylediği cümle ile  dersin İngilizce olduğunu ve hocanın ondan sonra sınıfa girenlere ya sınıfa almama cezası ya da sınıfta ayakta bekletme cezası verdiği aklıma geldi , kafamı duvarlara vurmak istiyorum .

''Şaka yapıyorsun ders İngilizce mi ?'' Dedim cevabını bildiğim halde ve hemen kolumdaki saate baktım öğretmen zili çalalı beş dakika olmuştu.

 ''Niye şaka yapayım'' dedi ve kolumdan çekiştirerek beni lavabodan çıkarıp aşağı indirdi .

''Bak Mina şimdi mideni tut hocaya midenin çok bulandığını ve kustuğun için yanında olduğumu söyleyeceğim , itiraz yok.'' dedi ama itiraz etmek için ağzımı açtığımda karnıma sert sayılabilecek bir yumruk attı , evet şimdi gerçekten karnımı tutuyordum .

    Kapıyı tıklatıp girdiğimizde gözlüğünün üstünden bize bakarak neden geç kaldığımızı sordu ve bizde nedenimizi söyledik . Bu arada canım hocam dakikasında ilk ünitemizin kelimelerini yazmaya başlamıştı tahtaya , nedenimizi söyledikten sonra anlayışla karşılamıştı tamam sıkı bir hoca olsa bile anlayışlı biriydi . Hemen yerlerimize geçmemizi söyledi . Nil 'in kafası ilk sınıfa girdiğimizde defterine gömülmüştü ama Elifnur rahatsız olduğumu söyleyince başı hafifçe bana dönmüş ve beni baştan aşağı süzmüştü , bir şey dememek için dudaklarını kanatacak şekilde ısırıyordu.

Yıldızlara Sığınmak (Askıya Alındı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin