Ashton ve Zayn tartışmasının ardından -daha doğrusu Ashton' un saçmalıklarından sonra- Ashton beni onlarca kez aramış ama hiçbir aramasını cevaplamamıştım. Ona öylesine kızgındım ki... Zayn' in ona neler yapabileceğini bilseydi böylesine aptal olabilir miydi bilmiyorum. Onun hayatını bile bitirebilir, buna gücü vardı.
Üç günün sonunda öfkem kısmen geçip onu uyarmak için aradığımda bu defa telefonları açmayan oydu ve bu aklımı karıştırmıştı. Bana ulaşmak için elinden geleni yapmışken bir anda sessizleşmesi garipti. Bu sebeple, hem alışveriş yapmak hem de onunla yüzleşebilmek adına babasının marketine gittim. Gün içinde babasıyla çalıştığını biliyordum.
Buzdan farksız ellerimi cebimden çıkarıp ağır market kapısını ittirdiğimde tatlı çan sesi içerde yayıldı. Kasada bekleyen babası beni gördüğünde iyimser bir şekilde gülümsemişti.
"Merhaba Nova. Nasılsın?"
"İyiyim, siz nasılsınız?" diyerek kırmızı beremi saçlarımdan çektim. İçerisi epey sıcaktı.
"İyiyim, gayet iyi."
"Ashton buralarda mı?"
"Evet, manav bölümünde biraz işi var. Ona acele etmesini de söyle. Yeni koliler birazdan gelecek."
"Söylerim." Akan burnumu çekerek market raflarının arasına girdim. Her yolu bildiğimden manav bölümüne kolayca ulaşmıştım. Sırtı bana dönük olan Ash, elmaları düzgün bir sırayla önündeki bölüme yerleştiriyordu.
"Hey, seni defalarca kez aradım. Bana-" Yüzünü bana döndüğü anda dondum. Kalbimden başlayıp ayak uçlarıma kadar hızla yayılan bir sızı nefesimi kesmişti.
Yüzü... Yüzü o kadar berbat bir haldeydi ki, saçları olmasaydı onu tanıyamazdım muhtemelen.
Gözleri şiş ve kırmızı, dudakları çeşitli bölgelerden patlak, burnu sargılı ve yüzünün çoğu noktası çürük, şişmişti. Nefes almakta bile zorlandığını görebiliyordum. Ve o an, ona olan öfkem yerini endişeye bırakmıştı. Hiçbir şey söylemeden işini yapmaya devam ettiğinde hızlı bir şekilde ilerleyip yanına gittim. Kolunu tuttuğumda elinden gelen bir hızla benden uzaklaştı.
"Git Nova." dedi boğuk bir sesle.
"Sana ne oldu? Kaza mı geçirdin?"
Hayretle bana bakıp gülecek gibi olsa da canı yandığı için kendini tuttu. "Kaza mı? Kaza mı?!" Elindeki elmayı diğerlerinin yanına fırlatıp tamamen bana döndü. Bu ani hareketi bir adım gerilememe sebep olduğunda "Yüzüme bak amına koyayım!" diye bağırmıştı.
"Kaza gibi mi görünüyor? Tüm geceyi hastanede geçirdim. Yolda öldüğümü bile düşünmüşler!"
"Sana ne olduğunu nereden bilebilirim?" Ben de kızmaya başlıyordum. Hala nasıl beni suçlar bir pozisyonda olabilirdi tanrı aşkına?
"Yolda yürürken birkaç orospu çocuğu bana saldırdı."
"Neden?"
"Sikik bir nedeni yok. Anladın mı? Durdular ve bana saldırdılar. Bunu o piçin yaptırdığını biliyorum Nova. Bana mesaj vermeye çalıştı. Biliyorum."
Başım dönüyordu. Söylediklerine karşı çıkmak istesem de içten içe Zayn' in böyle bir şey yapabileceğini biliyordum. Ya da... Babası yüzünü gördüğünde oğluna bunu yapanı cezalandırmak istemiş olabilir miydi? Ama ne olursa olsun Ashton bu kadarını haketmiyordu. Birkaç yumruk daha yese ölebilecek kadar korkunçtu durumu.
"Karşı çıkamıyorsun değil mi? O piçi savunamıyorsun çünkü ne bok olduğunun farkındasın."
"Bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
phosphene • malik
FanfictionKarşılık alamayacağını bilse de yıllardır ona aşıktı. 21819