III| sweet white roses

5.1K 398 177
                                    

Kardashianları sevmiyordum. Ama Keeping Up With the Kardashians programını asla kaçırmazdım. Sahte kavgalarını izlemek eğlenceliydi ve evde yalnızken kendimi düşüncelerden uzak tutmanın tek yolu bu saçmalıkları izlemek oluyordu.

Khloé' nin çıldırmış bir şekilde "YALANCI!" diye bağırması gülmeme sebep olduğunda patatesli cipsimden büyük bir parçayı ağzıma tıkmıştım.

Oldukça eğlenirken zilin çalması üzerine gözlerim doğruca duvardaki saate kaydı. Bugüne dek akşamın on birinde zilim asla çalmamıştı. Aslında hiçbir zaman çalmamıştı ve içime bir şüphe düşmüştü. Televizyonun sesini kısıp tedirgin olarak koltuktan kalktığımda kapıya doğru yürüdüm. Kapı deliğinden baktığımda ise ev sahibimin karısı olan Bayan McKenzie' nin sıkıntılı yüzünü görmüştüm. Kira gününe yalnızca bir hafta vardı. Sanırım televizyonun sesinden rahatsız olmuştu ama sesi çok da yüksek değildi.

Aklım karışmış bir şekilde kapıyı açtığımda "Merhaba Nova, nasılsın?" diye sordu hemen.

"İyiyim, siz nasılsınız?"

"Ben de iyiyim."

Sessizlik oluştuğunda kollarını birbirine bağlayarak gözlerini çevrede gezdirdi.

"Bir sorun mu vardı?"

"Evet ama nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum... Yarın akşama kadar evden çıkman gerekiyor. Çok üzgünüm."

Tepki veremedim. Ne demek evden çıkmam gerekiyordu? Kiralarımı zamanında ödüyor, eşyalarına asla zarar vermiyor ya da gürültü yapmıyordum. Tam olarak istedikleri bir kiracıydım ve benden yıllardır memnunlardı.

"Gerçekten çok üzgünüm canım."

"Birkaç gün önceden haber verebilirdiniz." dedim şaşkınlıktan kısılan bir sesle.

"Biliyorum ama plansız şeyler oldu. Daireyi satacağız. Piç Gustin' in kredi kartı borçları için yalnızca birkaç günümüz varmış. Evi satmaktan başka bir seçeneğimiz yok."

Ne diyeceğimi bilemedim. Ya da ne yapacağımı. Kararlarını vermişlerdi ve itiraz etmek için çok yorgundum. Bu yüzden ona yarın sabah anahtarı teslim edeceğimi söyleyerek kapıyı kapattım.

Dalgın bir halde rahat koltuğa geri döndüğümde ağlayan Khloé gibi benim de gözyaşlarım aktı. Bütçeme göre bir ev bulana kadar dükkanda yaşayacaktım galiba. Yaz olsaydı bunu dert etmezdim fakat kışın en soğuk günlerindeyken bu çok, çok zor olacaktı.

Khloé bağırmaya başladı. Sesine katlanamadığım için televizyonu tamamen kapatıp ayağa kalktım ve yatağımın altında duran bavulumu açarak içine kıyafetlerimi doldurdum.

Eşyalar zaten eve ait olduğu için toparlanmak çok zamanımı almadı. Üç tane çerçeve, yatağımın üzerindeki duvara astığım rüya kapanı, dükkandan geçen günlerde getirdiğim üç kitap ve turuncu Japon balığı benimdi yalnızca. Bir de yatak örtüleri. Onları da bir çantaya yerleştirdikten sonra son kez yatağa uzandım. Sabaha kadar belki de yalnızca iki saat uyumuştum.

Bayan McKenzie, anahtarını ona verirken oldukça mahcup görünüyordu. Yine de her şey için ona teşekkür ettim. Her zaman anlayışlı ve iyi bir ev sahipleri olmuşlardı.

Dükkanı açtıktan sonra bavul ve çantayı bir kenara koyup elimdeki kavanozu masaya bıraktım. Yaptığım ilk şey ısıtıcıyı açmak oldu. Yünlü atkımı ve montumu çıkardıktan sonra kavanozun kapağını açıp balığın yemini verdim. Tek gerçek dostum bu sevimli turuncu balıktı. Sanırım birlikte dördüncü yılımızı bitiriyorduk ve beni asla terk etmemiş ya da bir ihanette bulunmamıştı. Ben de ona sadık kalarak başka bir balık almayı hiç düşünmemiştim.

phosphene • malikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin