phosphene • malik

XVI| the system governing the world

"İyi görünüyorsun."

Salatasından biraz daha alıp yavaşça ağzında çiğnerken siyah boyalarla çevrili, her zaman şeytani bakan gözlerini yüzümde gezdirdi. Dudaklarında ise memnuniyet dolu küçük bir tebessüm vardı.

"Seks mi yaptın?"

Daphne' nin sorusu gözlerimi kaçırarak gülmeme neden olduğunda büyük gözleri daha da büyüyerek hayretle masaya doğru eğildi. "Yaptın mı?! Kiminle?"

"Yapmadım. Sessiz ol, insanlar bize bakıyor."

Tepkileri her zaman ani ve abartılı olduğundan bu davranışı çoğu zaman onu zor durumda bırakabiliyordu.

"Yanlış anlama ama öyleyse neden mutlusun? Seni kederli görmeye alıştım Nova, hayatım."

"Galiba artık Zayn' le arkadaş değiliz."

Daha da şaşırdı. "Kavga mı ettiniz?"

"Hayır, öyle değil."

Tekrar güldüğümde farkındalık dolu heyecanlı bir mırıltı çıkardı. Ben de heyecanlıydım. Olanları düşündükçe organlarıma ağrılar giriyordu.

"Artık anlatacak mısın?"

Bazı şeyleri söylemeden nasıl anlatabileceğimi bilemedim. Onun neden benden uzak durmaya karar verdiğini, görüşmediğimiz zamanda olanları, onunla yüzleştiğimde konuştuklarımızı... Herkese anlatılmayacak şeyler söylemişti. Ben de bu yüzden dikkatlice sözcüklerimi seçip fark edemeyeceği eksikliklerle ona anlattım. Birilerine bundan bahsetmeye olan ihtiyacımı karşıladığımda daha iyi hissediyordum.

Daphne benim için ne kadar mutlu olduğunu gösterirken bu konu hakkında biraz daha konuştuk. Sonrasında erkek arkadaşı Nathan da yanımıza gelmişti.

Daphne yakında ondan sıkılacaktı. Çünkü Nathan da öncekileri kadar aptal tiplerden birisiydi sadece. Yaklaşık on dakikadır yakında alacağı yeni arabasından bahsediyor ve bizi etkilemeye çalışıyordu. Bu tip gösteriş beni etkilemezdi. Daphne ise etkileniyormuş rolü yapmaktan hoşlanırdı. Dediğim gibi, onun için her şey bir oyundan ibaret.

Tuvalete gitmesi gerektiğinden bahsedip yanımızdan ayrıldığında Nathan ile yalnız kaldık. Oldukça koyu olan kahverengi gözlerini yüzümde gezdirmişti.

"Sıkılmış görünüyorsun?"

Evet, hem de çok.

"İyiyim."

"Güzel, ben de eğleniyorum... Adının anlamı ne?"

Neden bunu merak ettiğini anlayamadım. Ya da şu an neden bunu düşündüğünü. Yine de ona cevap vermiştim.

"Normalde sönük olan ama aniden parlayıp bir ya da iki gün sonra tekrar sönen yıldızlara Nova deniliyor."

Dolgun dudaklarında yamuk bir tebessüm oluştu. "Neden sana her zaman parlayan bir yıldızın adını vermemişler?"

"Bilmiyorum."

"Saçma."

"Adımla bir derdim yok."

Bir dalı dudaklarımın arasına sıkıştırdığımda o da benim gibi bir sigara yakmıştı.

"İsimler önemlidir. Bence insanın üzerinde bir etkisi oluyor."