15. Bölüm

248 27 0
                                    

Gecenin bir yarısı Şileye doğru ilerlerken Cantekinin uyuyor olmasıyla arabada  tekerleklerin yolda çıkardığı ses dışında başka bir ses yoktu. Gideceğimiz ev Alperenin bir akrabasının eviymiş. Kısa bir süre önce evlerine dönmeleriyle anahtarı arada bir evi kontrol etsin diye Alperenlere bırakmışlar. Yılda bir kez gedikleri için de uzun bir süre rahat bir şekilde kalabileceğimiz bir yerdi.

Alperenin yolladığı konuma tekrar göz atarken Şileye girmiştik.  Sokaklarda attığımız bir kaç turun sonunda Sonerin arabasını gördüğümde oraya doğru arabayı sürüp yanına arbayı park ettim. İçeride beni beklediklerini biliyordum , Cantelinle tanışmak için can atıyorlardı.

Yavaş bir şekilde yanımda uyuyan Cantekine döndüğümde kafamda onu uyandırmadan içeriye taşıma fikri geçerken gözlerini kırpıştırmaya başlamasıyla hayal kırıklığına uğradım. Onu kucağımda içeriye taşımak çok güzel olurdu. Kafamdakileri uzaklaştırp bana bakan Cantekine gülümseyerek " Geldik " dedim. Yavaşça yerinden doğrulurken etrafına bir göz attı.

" İçeri girelim mi ?" Sorumu kafasını sallamakla yetinip kapıyı açarak dışarı çıktı. Ben de arkasından arbadan çıkıp kapıları kilitledim. Endişeli bir şekilde bana bakarken büyük adımlarla yanına gidip güven verici bir şekilde gülümsedim. Gülümsememe karşılık verirken eve doğru adımlamaya doğru başladık.

Kapıya vardığımızda içeri girmeden önce Cantekine dönüp " İçerde seninle tanışmaya can atan iki arkadaşım var haberin olsun. " söylediklerimle gözlerini kocaman açıp bana bakarken sevimliliğin kalbimde yarattı etkiden dolayı bir iki kere öksürüp kapıyı çaldım. İçerden duyduğum patırtılarla kapı hızlı bir şekilde açıldı. Kapının bir anda açılmasıyla irkilen Cantekinle başımı ona çevirdim. Bir anda kolumuzdan çekilmemizle kendimizi içeride bulduk , aynı hızla kapı kapanırken Cantekin şaşkın bir şekilde kocaman açtığı gözleriyle dibine girmiş Alperene bakarken  , Alperen onu umursamayıp Cantekini incelemeye başlamıştı.

Cantekinin rahatsızlığını farkedip , ensesinden tutuğum gibi Alpereni uzaklaştırdım. Kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakarken arkadan Sonerin sesini duydum.

" Alperen izin verirsen önce bir içeri girsinler."

" Öff tamam " elimi iterek içeri doğru adımlamaya başladı. Yanımda hala şaşkın bir şekilde duran Cantekine " Yorgunsan ilk önce uyu istersen , onlarla yarın da tanışabilirsin. "
Kafasını iki yana sallayıp " Yok sorun değil. " dedi bana hafifçe gülümseyip. Her gülümsemesi kalbimde depremlere sebep oluyordu. Bende ona gülümseyerek bakarken ökrüsük sesiyle irkilip kafamı bize bakan Sonere çevirdim. İmalı bir şekilde bize bakmasıyla utancımı gizlemek için bir iki kere öksürüp Sonerin arkasından içeriye adımlamaya başladık.

Salona girdiğimizde bizi ayakta bekleyen Alperene gözlerimi devirmekle yetinmiştim. İlerleyip üçlü koltuğun önünde durduğumda Cantekine dönüp başımla oturmsını işaret ettim. Onun oturmasından sonra , ben de aramızda çok az bir mesafe bırakarak yanına oturdum. Ayaklarını hafifçe yere vurmasından endişeli olduğunu anladığımdan onu rahatlatmak için elinin üzerine alimi koyup ona doğru gülümsedim.

Yaptığım hareket onu utandırırken hafif kızarmış yanaklarla kafasını öne doğru eğip gülümsedi. Tatlılığına tüm dişlerim görünecek şekilde gülümserken duyduğum öksürüp sesiyle kafamı boğulacakmış gibi öksüren Alperene çevirdim.

Soner yerinden kalkıp diğer odaya geçerken kaşlarımı kaldırmış Alperene bakıyordum. Elinde bir bardak suyla içeri giren Sonerle bakışlarımı Alperenden ona doğru çevirdim. Alperen suyu alıp tek dikişte bitirdikten sonra bardağı önündeki sehpaya bıraktı. Sonere , Alperenin kendine gelmesiyle yanına otururken " Ne oldu Alperen boğazına bir şey mi kaçtı ? " diye sordum imalı bir şekilde.

Karanlığa Bir Işık Yak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin