14 Eylül 2016 Saat 00:45
Okuduğum mesajdan sonra kendimi eve nasıl attım hatırlamıyorum. Odamda kafayı yemiş bir şekilde attığım turlardan yorulup en sonunda kendimi yatağa bırakmıştım. Şimdi ise son bir saatir yaptığım gibi boş boş tavana bakıp ne yapacağımı düşünüyordum. Düşündükçe de başıma daha fazla ağrılar giriyordu. Geçen bir kaç saatin ardından Ozanı aramak aklıma yeni gelmişti. Hemen yatakta doğrulup telefonumu aramaya başladım. Etrafa bakınırken, telefonumun yatağın diğer ucunda olduğunu gördüm. Aceleyle telefonuma uzanıp kilidini açtım. Rehpere girip, vakit kaybetmeden Ozanı aradım. Telefonu açmasını beklerken odamda bir ileri bir geri gidiyordum. Arama sonlandığında bir daha aradım. Açmasını beklerken gerginliğim git gide artıyordu.
Arama tekrar sonlandığında, sinirle boştaki elimi saçlarımı geçirdim. Tekrar tekrar ararken ulaşamadığım her an hem gerginliğim artıyor hem de endişelenmeye başlıyordum. Ozana ulaşamamanın sinirliyle telefonumu yatağa attım. Geçen her saniye kafayı yemeye daha da yaklaşıyordum. Gözüm saate takıldığında nerdeyse gecenin 1'i olduğunu gördüğümde , muhtemelen uyuduğu için ulaşamadığımı düşünüp , kendimi az da olsa rahatlatmaya çalıştım.
Odamda dönüp durmanın bana hiç bir yarar sağlamayacağını farkettiğimde kendimi yatağa atıp uyumaya çalıştım. Sabah olunca ilk işim Ozanı arayıp bu konuyu konuşmak olacak diye düşünüp kendimi uyumaya zorladım.
Rahatsız geçirdiğim bir gecenin sabahında başımda ki ağrıyla uyandım. Gece boyunca kendimi uyumaya zorlamış en sonunda da uyumayı başardığımdan 2 saat sonra tekrar uyanmıştım. Saatin 7 olduğunu gördüğümde yataktan kalkıp banyoya doğru adımlamaya başladım. Aynadan kendime baktığımda gözlerimin kırmızı olduğunu gördüğüm. İç çekip soğuk suyu açıp kendime gelmek için yüzümü bir kaç kez yıkadım.
Aklım hala Ozandayken bu kadar erken arayıp aramamak hakkında kararsız kaldım. Odamdan çıkıp yavaşça salona doğru adımlamaya başladım. Mutfaktan gelen seslerden anladığım kadarıyla annem kahvaltı hazırlıyordu. Aklımı biraz da olsa dağıtmak için annemin yanına gidip ona yardım etmeye başladım.
•
Odamda , elimde telefon deli gibi dönerken içimde ki endişe her geçen saniye daha da büyüyordu. Saatlerdir Ozana ulaşma çabalarım hep hüsranla sonuçlanıyordu. Ve ona ulaşamadığım her saniye kafayı yemeye bir adım daha yaklaşıyordum. Ne yapmam gerektiğini cidden bilmiyordum. Polise gitmek aklımdan geçse de Ozanla konuşmadan bunu yapmak istememiştim. Benim yüzümden başının derde girmesini hiç istemiyordum.
Kapımın çalınıp yavaşça açılmasıyla başımı kapıya doğru döndürdüm. " Oğlum biz Neriman teyzenlere gidiyoruz bir şey lazım olursa arasın. " Annemin kapı aralığından bana bakarak söylediklerine sadece kafamı sağlamakla yetindim. Kapımı kapattıktan kısa bir süre sonra dış kapının da kapmanmasını duydum. Odamda durmak artık beni boğmaya başladığında odamdan çıkıp salonda doğru ilerledim. İçeri girdiğimde televizyonun açık olduğunu farkettim. Kapatmak için etrafta kumandayı ararken televizyonda açık olan haber kanalında bir kaza haberi vardı. Sonunda kumandayı bulup televizyona döndüm. Tam kapatırkan gördüğüm isimle olduğum yere çakılı kaldım. Gördüklerim doğru olamazdı bu benim beynimin bir oyunu olmalıydı. Orada yazan isim Ozan Deniz olamazdı.
" Hayır , hayır bu doğru olamaz "
Elimdeki kumandayı karşıdaki duvara fırlatıp yere çöktüm. Gözlerimden yaşlar yere damlarken beynim gördüklerime inanmayı reddediyordu. Yakarışlarım çığlıklara dönerken , başım dönmeye, gözlerim kararmaya başladığında kendimi karanlığa teslim ettim.
•
Gözlerimi başımdaki korkunç ağrıyla aralamaya çalıştım. Başımdaki ağrının artmasıyla açmaya zorladığım gözlerimi rahat bırakıp biraz kendime gelmeye çalıştım. Başımdaki ağrının yanında bir de kolumdaki hafif ağrı da eşlik etti. Kısa bir süre zarfından sonra gözlerimi yavaşça aralamaya başladım. Gördüğüm ilk şey bembeyaz duvar oldu. Başımdaki ağrı hala devam ederken başımı yavaşça koluma çevirdim. Kolumdaki serumu gördüğümde ilk başta şaşkınca etrafıma bakındım. Yanımdaki sandalyede uyuklayan annemi gördüğümde hastanede olduğumu tahmin ettim.
Beynimi içinde kocaman bir boşluk vardı. Neden burda olduğumu hatırlamaya çalışırken, beynim sanki hatırlamayı reddediyordu. Şaşkınca etrafıma bakınırken kapının açılma sesiyle başımı çevirip içeri giren babamı gördüm. Benim uyandığımı gördüğünde heycanla yanımda doğru adımlamaya başladı.
" Oğlum nasılsın ? Nasıl hissediyorsun kendini ? " yanıma varıp endişeli bir şekilde yüzüme bakarken elimi tuttu. Babamın sesiyle annemde uyanıp hemen yanıma geldi. İkisi de bana endişeli bir şekilde bakarken sadece
" Başım " dedim.Babam demek istediğimi analdığında hemen doktoru çağırmak için dışarı çıktı. Annem bana yaşlı gözlerle bakarken bir anda aklıma Ozanın gelmesiyle başımdaki ağrı şiddetlendi. Gözlerimi sımsıkı yumup başımdaki ağrıyla baş etmeye çalışırken annemin endişeli sesini sanki çok uzaktan geliyormuş gibi dediklerini anlayamıyordum. Beynimin hatırlamayı reddettiği şeyleri teker teker hatırlarken göz yaşlarım benden bağımsız akmaya başlamıştı bile.
" Anne , Ozan " deyip hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığımda yanımdaki annem hemen bana sarılıp saçlarımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalıştı. Ama Ozanın kaza geçirdiği aklıma geldikçe çıldıracak gibi oluyordum. O adamın bu işte parmağı olduğuna adım gibi emindim. Benim yüzümden Ozanın artık hayatta olmadığını düşündükçe nefesim kesiliyordu. Kardeşim dediğim kişi benim yüzümden ölmüştü. Hıçkırıklarım daha da artarken bağırmaya başladığımın farkında bile değildim. O kadar kendimden geçmiştim ki , doktorun yanıma geldiğini koluma batan iğneyle anca farketmiştim. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken kendimi karanlığa teslim ettim.
••
17 Eylül 2016 Saat 12:30
Derin bir nefes alıp karşımdaki karakola baktım. Her ne kadar çok fazla korksam da kardeşimin katillerinin dışarda özgürce dolaşmalarına izin veremezdim. Dün Ozanın cenazesinde geçirdiğim krizden sonra sabah yine hastanede uyanmıştım. Karakola girmek aklıma geldiği gibi kendimi direk dışarı attım. Anneme endişeden kafayı yememesi için hava almak için dışarı çıkacağıma dağir kısa bir mesaj yollamıştım. Korkudan kalbim göğüs kafesimi döverken yavaşça karakola doğru ilerlemeye başladım. Telefonuma gelen mesaj sesiyle adımlarımı durdurup telefonumu cebimden çıkardım. Mesajın tanımadığım bir numaradan geldiğini gördüğümde kaşlarımı çattım. Kim olabilir diye düşünürken mesajı açtığımda kalbim atmayı kesti.
" Karakola girmeyi denersen arkadaşının yanına ailen de eklenir. Eğer onların da katili olmak istemiyorsan ordan uzaklaşıp benden çaldığın malları geri verirsin. "
Kulaklarım uğuldarken bedenim korkudan tir tir titremeye başaldı. Etraftaki bir kaç kişi dönüp bana bakmaya başladıklarında ailemi de kaybetme korkusuyla kalbimdeki kocaman suçluluk duygusuyla arkama bakmadan koşarak karakoldan uzaklaşmaya başladım. Son hızla koçarak durağa vardığımda nesef nesefe minübüsü beklemeye başladım.
Her geçen saniye içimdeki korku artarken içimde çantanın hala bıraktığım ara sokakta olması için dua etmeye başladım. Gelen minübüse acele bir şekilde bindim. Nefeslerimi düzene sokmaya çalışırken geçen kısa bir süreden sonra ara sokağın olduğu yere yaklaştığımı gördüğümde minübüsten inip koşmaya başladım.
İnsanların bana tuhaf bir şekilde bakmalarını umursamayıp ara sokağı gördüğümde hızımı arttırdım. Vardığımda çantanın olması gereken yeri boş görürken içimdeki korkuyla deli gibi sokağı baştan sona aramaya başladım. Bütün çabalarım boşa çıkarken kafayı yiyecek duruma gelmiştim. Ailemi kaybetme fikri beni nefessiz bırakırken ne yapacağıma dağir hiçbir firim yoktu. Gözlerimden yaşlar benden izinsiz akmaya başlarken dizlerim artık bedenimi taşıyamayınca ağlayarak yere çöktüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığa Bir Işık Yak
Mistério / SuspenseÇemberin içinden bakan insanlar hikâyelerin bittiğini düşünürler. Çemberin dışındakiler ise , her bitmeye yüz tutan hikâyenin başka bir yol bularak yeniden canlandığını görürler. -Ahmet Batman Başlangıç tarihi : 30.03.2019 Bitiş tarihi: 31.03.2020