11. Bölüm

364 35 4
                                    

Karşımda başını eğmiş yaşlı gözlerle duran Cantekine bakarken, bir saniye daha düşünmeden içimden geleni yaptım. Ona sarıldım. O böyle karşımda masum ve üzgün bir şekilde dururken yaptığım şeyi sorgulama ihtiyacı duymadım. Şu an tek istediğim şey yanında olduğumu hissetmesiydi.

Elimle saçlarını yavaşça okşarken, sırtıma dolanan ellerini hissettim. Ardından göz yaşlarını daha fazla tutamamış olacak ki , gözünden damlayan her damla , teker teker omzumu ıslattı. Göz yaşları tek omzum ıslatmayla kalmayıp birer ateş parçasına dönüşüp kalbimi de yaktı. Şu an farkettiğim bir şey vardı ki , Cantekine ağlamak hiç yakışmıyorudu. Yaşadıkları kalbimde büyük bi ağırlık çökmesine sebep olurken, onun tüm bunlarla nasıl baş ettiğini düşündüm. Ne kadar acı çekmiş olduğunu. Daha kaç kez bu şekilde belki de tek başına ağladığını. Bu düşünceden nefret ettim. O kadar nefret ettim ki, bundan sonra her kötü anında yanında olup ona destek olmak için elimden gelen her şeyi yapmak için kendime bir söz verdim.

Omuzumda hala ağlamaya devam eden Cantekin , kalbimin daha fazla sıkışmasına sebep olurken artık ağlamasını istemedim. Ama buna rağmen ona sakinleşmesi için biraz zaman verdim.

Aradan geçen belli bir süreden sonra yavaş yavaş dinen göz yaşlarıyla birlikte en sonunda rahat bir nefes alabildim. Tamamen sakinleştikten sonra yavaşça kollarını sırtımdan çekip uzaklaştı. Yanakları ıslak bir şekilde bana bakarken çekingen bir sesle
" Teşşekür ederim" diye fısıldadı.

Gözleri ağladığında yeşilin en güzel tonunda parlarken, ellerim benden bağımsız bir şekilde ıslak yanaklarını tutup yavaşça sildi. Yaptığım harekete benimle birlikte o da şaşırırken
" Teşekkür etmene gerek yok. " diye fısıldadım bende. Neden bende fısaldadığımı bilmezken muhtemelen anın etkisiyle olduğu için çok fazla sorgulamadım.

Ellerimin hala yanaklarında durup okşadığını farkettiğimde, kendime gelip hemen ellerimi uzaklaştırdım. Hafif bir utanç hissettiğimde , Cantekinde bunu farketmiş gibi yüzünü bir gülümseme kapladı. Onun gülümsemesi ile otomatikman benim de yüzümü bir gülümseme kapladı.

Az önceki ortamın tam tersi olarak şimdi ikimizde birbirimize gülümseyerek bakıyorduk. Bir insana gülümseme ancak bu kadar yakışabilirdi. Baharda açan ilk çiçekler gibi insana mutluluk hormonu salgılayan bir gülümsemesi vardı. O güldükçe, dünya gülüyordu sanki.

Bir anda kapının çalınıp içeri Derya hanımın girmesiyle girdiğim kısa süreli transtan çıktım. Derya hanım bize gülümseyerek bakarken "Cantekinin ilaçlarını getirdim " dedi elinde duran ilaçları gösterirken. Ayağa kalkıp elindeki ilaçlarla suyu alırken bende ona gülümsedim. Sessizce odadan çıkarken bende Cantekine yaklaşıp elimdeki ilaçları uzattım. Bir şey demeden elimdeki ilaçla suyu alıp önce ağzına ilacı atıp suyu içti.

Elindeki bardağı alıp masaya bıraktığımda odanın ortasında öylece kaldım. Yatağa onun yanına oturmakla sandalyeye oturmak arasında kararsız kalırken , yüzüme masum bir şekilde bakan Cantekinle sandalyeye oturma fikrini direk es geçip yanına oturdum. Sessiz geçen kısa bir süreden sonra Cantekinin boğazını temizlemesiyle konuşacağını anlayıp yüzüne baktım.

" Benim hayatım hakkında çoğu şey bilirken, benim senin hakkında bildiklerim bir elin parmağını geçmez. " bedenini bana doğru döndürüp tam yüzüme doğru bakarken
" Birazda sen anlatsan diyorum " diye devam ettirdi konuşmasını.

Benim tek düze giden sıradan hayatımda anlatılacak hiç bir aksiyon yoktu.

" Benim çok sıradan bir hayatım var. Ne anlatabilirim ki "
Cantekin yüzündeki hafif gülümsemeyle bana bakıp " Aklına ne geliyorsa. Anlatacağın her şeyi büyük bir heycanla dinlerim. " dedi.

" Pek bişey yok aslında. Üniversiteden yeni mezun olup staj için buraya geldim. Annemle babam , babamın işi için bir yıl önce Ankaraya taşındıkları için evde tek kalıyorum. En yakın arkadaşımın adı Alperen. Hukuk bölümünü nasıl kazandığı meçhul olan arkadaşım biraz aptaldır da. " 

Dediğimle gülmeye başlayan Cantekinle birlikte bende güldüm. Ama dediğimde haklıydım çok iyi bir puanla hukuk bölümünü kazanan arkadaşım gözün önündeki bariz şeyi göremeyecek kadar aptaldı. Ve şu an onun ağtallığının en işe yaradığı anda onun sayesinde ilk kez Cantekinin kahkahasını duyuyordum. O karşımda böyle gülerken benim gülümsemem yavaşça kesilip ona hayran hayran bakmaya başladım.

Bakışlarımı farkeden Cantekin gülmesini yavaşça kesip hafif utanmış bir şekilde boğazını temizleyip " Niye arkadaşına aptal diyorsun ki ?" Dedi gözlerini benden kaçırarak.

" Eh şöyle ki, diğer yakın arkadaşım ona deli gibi aşık olup ve bunu da çok fazla belli etmesine rağmen anlamayacak kadar aptal. "

Dediğimle yerinden hafifçe dikleşip bana merakla bakarak " Diğer arkadaşın erkek mi ? " dedi.

" Evet " dedim.

" Peki sen bu konuda ne düşünüyorsun ?" yüzüme daha büyük bir merakla bakarken sordu.

" Aşkın cinsiyetle alakalı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir kalbin bir kalbi sevmesi olarak bakıyorum olaya." Dedim kendimden emin bir şekilde.

Yüzüme cevabımdan memnun bir şekilde bakıp " Eh , iyi o zaman. " dedi. Oturduğu yere dahada yerleşerek yüzündeki gülümsemeyle başını eğip , elleriyle oynamaya başladı. Bu hareketi küçük bir çocuğu anımsatırken, ellerimle kıvırcık saçlarını dağıttım. " Hey , saçlarımı dağıtma" deyip ellerimden uzaklaşarak saçlarını düzeltmeye çalıştı.

Çocuksu yüz ifadesine gülerken dizlerim üzerinde doğrulup ellerimle saçlarını daha fazla dağıtmaya başladım. Gülerek gerçekleştirdiğim eyleme karşılık Cantekin çocuk gibi kaşlarını çatarak ellerimden uzaklaşmaya çalıştı. Ellerimden uzaklaşmaya çalışırken ayağıyla dizime vurduğunda bir anda dengemi kaybedip yatağa yanına doğru düştüm.

Cantekin yüzündeki endişeli bakışla bana doğru dönüp " Özür dilerim isteyerek olmadı. İyi misin ? " dedi. Yüz üstü düştüğüm yataka dönerek sırt üstü daha rahat bir pozisyonda durdum. Aldığım bir kaç derin soluktan sonra gülerek Cantekine doğru dönüp " Sorun değil , pek canım yanmadı zaten " dedim.

Beni baştan aşağı süzüp emin olmaya çalışırken " Cantekin iyiym dedim sakin ol " dişlerimi gösterecek kadar büyük bir gülümsemeyle yüzüne bakarken , onunda endişeli yüzünden arınıp yavaşça gülümsediğini gördüm.

Birbirimizin yüzüne gülümseyerek bakarken, Cantekinin yüzündeki gülümseme yavaş yavaş silinirken başını yavaşça yüzüme doğru yaklaştırmaya başladı. Bir anda değişen havayla benim yüzümdeki gülümsemede silinirken , Cantekinin bana yaklaştığı her an kalbim daha hızlı atmaya başladı. Gözlerimi sonuna kadar açıp şaşkın bir şekilde yüzüne bakarken tam burnumun dibinde duran Cantekinle kalbim göğüs kafesimi terk etti.

Nefesimi tutmuş bir şekilde Cantekinin gözlerine bakarken sanki benden izin ister gibi bakıyordu bana. Gözlerim benden bağımsız bir şekilde kapanırken, Cantekin beklediği izni almış olacak ki  dudaklarını dudaklarıma değdirdi.

——

Amacım daha uzun bir bölüm yazmaktı ama bir elin parmağını geçmeyen okuyucularımı fazla bekletmek istemediğim için ufak aralıklarla yarattığım zamanda bölümü yazdım. Umarım beğenerek okursunuz. 💙

Medyaya kafamdaki Cantekini koyuyorum ama siz yinede istediğiniz gibi hayal edebilirsiniz. 😊

Karanlığa Bir Işık Yak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin