1. Bölüm

876 61 3
                                    

Güneş tam tepede ışık ışıl parlarken, dünki yağmurdan eser yoktu. Her ne kadar güzel bir görüntü olsa da yazın sıcağını iliklerime kadar hissediyorum. Bir kaç kez ellerimi yelpaze yaparak serinlemeye çalışırken, yaptığımın bir faydası olmadığının farkındaydım elbette.
Tam karşımda yazan " Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi" yazısını okurken kapıdan ilk adımımı atmıştım.  Ayaklarım acele bir şekilde hareket ederken amacım bir an önce içeri girip yakıcı güneş ışınlarından kurtulmaktı.

Kendimi en sonunda içeri atarken rahat bir nefes aldım. En azından içerisi daha serindi. Kafamı cevirip etrafa bakarken ilerde danışmada çalışan kadının yanına gittim. Kafasını eğmiş önünde ki kâıtlara bir şeyler karalıyordu . Benim geldiğimi farketmemişti bile.

Bir iki kez öksürüp kadının dikatini çekmeye çalıştım. En sonunda kafasın kaldırıp direk bana bakarken amacıma ulaştığımı anladım. Gözleriyle bana ne söylüyeceksen acele et der gibi bakıyordu. Kafamı hafifçe eğip yüzümdeki hafif yapmacık gülümsemeyle  "  Merhaba ben Doruk Güven staj için gelmiştim, bi kaç gün önce dosyalarımı yollamıştım." dedim sakin bir sesle. Nedense bu kadından hoşlanmamıştım. Gıcık birine benziyordu. Önündeki bilgisayara odaklanıp bir şeyler aradı. Aradığını bulmuş olacak ki kafasını tekrar bana çevirip umursamaz bir ses tonuyla " Evet burda yazdığına göre Profesor Doktor Kadir Seçkinin yanında staj yapacakmışsınız. Doktor Kadir seçkin şu an odasında , hemen ilerdeki koridordan sağa sapıp soldaki ikinci kapı." Deyip benden bir cevap beklemeden önündeki işine geri dönmüştü.

Yavaşça arkamı dönüp koridorda etrafıma bakarak ilerlemeye başladım görünürde hiç bir şey  yoktu . Bomboş koridorda ilerlerken yanımdan hemşire olduğu giydiği elbiseden belli olan bir kadın aceleyle geçti. Biraz arkasından bakıp acelesini hafif merak etsem de gitmem gereken yeri hatırlayıp ilerlemeye devam ettim. 

Koridorun  sonunda geldiğimi fark edip sağ'a saptım. Soldaki ikinci kapının önünde Profesor Doktor Kadir Seçkin yazısını gördüğümde doğru yerde olduğumu anlayıp kapıya  hafifçe bir iki kez vurdum. Boş koridorda benim kapıya vuruş sesim yanlılandığında kendimi içerden gelecek sese verdim.

İçerden kalın bir erkek sesi "Gir" dediğinde, boğazımı temizleyip kapıyı yavaşça açtım. İçeri adımlarken beni ferah bir oda karşıladi . Odaya genelikle açık renkler hakimdi. Sağ taraftaki masanın başında oturan Doktor Kadir Seçkin olmalıydı. Kırlıklı yaşlarında hafif beyazlamaya  başlamış siyah saçlı birisiydi.

Sakince kapıyı kapattım masanın önüne doğru ilerledim . Bana boş gözlerle bakarken niye geldiğimi açıklamaya başladım. " İyi günler Doktor Kadir Seçkin bey ben İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünden Doruk Güven. Sizin asistanınız olarak staj yapmak için geldim. Dosyalarımı size yollamıştım bir kaç gün önce." Deyip yüzüne bakmaya başlamıştım.

Bana hafifçe gülümseyip " Senin halkında çok şey duydum Doruk Güven bölümünü birincilikle bitirmişsin burdan seni tebrik etmek istiyorum" sözleri kapısının acele bir şekilde çalınıp açılmasıyla yarım kaldı. İkimizde başımızı kapıya çevirdiğimizde içeriye az önce yanımdan acele bir şekilde geçen hemşire girdi.

Yüzünden ne kadar telaşlı olduğu belli oluyordu. Beni görünce kafasını utançla eğip " Özür dilerim Doktor Seçkin bey  içeride biri olduğunu bilmiyordum." Dedi mahçup bir şekilde . Doktor önemli olmadığını söylerken hemşirenin telaşlı hallerinden bir şeylerin yolunda olmadığını anlamış, kadının devam etmesini bekliyordu. Kadın doktorun bu bekleyişine karşılık verip aceleci bir şekilde konuşmaya başladı. " Hastanız Cantekin Erkovan kriz geçirdi efendim." Doktor duyduklarıya hızlı bir şekilde oturduğu yerden kalkıp, hemşireyle birlikte dışarı çıktılar. Bense öylece boş odanın içinde kalıp ne yapmam gerektiğini düşünüyordum.

İçimdeki merak beni kemirirken peşlerinden gitmenin ne kadar doğru olacağını kafamda tartıyordum. Sonuçta doktor bana burda beklememi söylememişti, hatta hiç birşey dememişti . İçimdeki meraka yenik düşüp bende dışarı çıkıp etrafıma onları kaybetmeme umuduyla bakındım.

İlerdeki koridordan sağa döndüklerini görüp acele bir şekilde peşlerine takıldım sağa dönerken tam karşıdaki basamaklardan yukarı çıktıklarını gördüm . Uzun bir koridorda koluştururlarken ilerden sola döndüler tektar uzun bir koridor ve sonra yine sola saptılar hemen onlara yetişirken sonuda bir kapının önünde durduklarında vardıkların anladım.

Kapının ardından bağırış sesleri geliyordu. Bağırışlarının arasında birinin " Ben deli değilim." Sözlerini seçebildim . Doktor aceleyle içeri girerken kapıyı açık bırakmıştı. Yavaşça kapıya doğru ilerlerken aynı kişinin " O ilaçları kullanmak istemiyorum hasta değilim " diye bağırdığını duydum. Yavaş bir şekilde kapıya yaklaşmaya başladım.

Tam kapının karşısında dururken içeri girmeden açık kapıdan içeriye bakındım. İlk başta doktor ve hemşireden hiç birşey göremesem de, ilerleyip görüş açımı açtıklarında onu gördüm. Kollarını tutan iki kişinin arasında çırpınıp bağırıyordu . Derken bir anda göz göze geldik. Gözlerime su yeşili gözleriyle derin bir şekilde bakarken bir anlığına çırpınmayı kestip öylece bana baktı . Şokla önümdeki manzaraya bakarken, karşımdaki adamın tüm hayatımı değiştireceğini o anlık bimiyordum. Gözlerime böylesine derin bakan adam için vereceğim mücadeleden o anlık haberim yoktu.

Karanlığa Bir Işık Yak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin