2

18 0 0
                                    

Size bigaya gidip geldikten sonra yazmaya devam ediyorum. Tercih listem artık hazır sayılırdı. Yarın akşam isteme olacaktı. O arada bunu da konuşurduk.

Şu ana dönersek:Temizlik. Evi baştan aşağı güzelce temizliyoruz. Annem ben yokken halıları yıkamış. Mutfak dolaplarını içine kadar temizliyorduk. Akşama kadar her şey bitti. Bende tabi yemekten sonra duş alıp direk yattım.

Sabah namazına kalkıp namazımı kıldıktan sonra kahvaltı hazırladım. Bir haftadır olduğu gibi bu kahvaltı da sessiz geçti. Sonra mutfağı toplayıp akşam yemeğini ve ikramlıkları hazırladım. Tüm hazırlıkları bitirince duş alıp dolabın karşısına geçtim. Ne giyeceğim? Mürdüm, dümdüz bir elbisem vardı onu giysem olur herhalde. Çıkarıp bir baktım. Gayet güzel. Üzerine de krem eşarp baktım. Güzel ya. İkisini de alıp ütüledim. Onları yatağın üzerine bırakıp saçımı taradım ve ördüm. Artık yemek vakti. Mutfağa geçip yemek masasını hazırladım.

Sessiz geçen yemeğin ardından toplayıp hazırlandım. Aynada ki yansımama baktım. Güzel durmuştu. Durmasa ne olur ki? Tamam tamam düşüncelere dalmayacağım. Derin bir nefes aldım. Kapı çalıyordu. Telefonumu da alıp çıktım odadan. Herkes kapıya ilerliyordu. Babam kapıyı açtı ve birer birer selamlayarak içeri geçmeye başladılar. Annesinin elini öptükten sonra iki akşamdır hiç görmediğim abisi ve yengesi geçti. Yengesiyle de selamlaşıp içeri buyur ettim. En arkadan o geliyordu siyah bir takım elbise giymiş. Elinde sadece kırmızı gülden oluşan bir buket ve çikolata. Nazikçe uzatınca kendim bile zor duyduğum bir teşşekür ile elinden aldım. O da geçince babam kapıyı kapattı bende mutfağa geçip çiçek ve çikolatayı bıraktım. Derin nefes aldım ve verdim.

İçeri geçtiğimde koltuklarda yer olmadığı için yemek masasının sandalyesini çekip oturdum. Her zaman ki muhabbet vardı. Yeri incelemekte yetinirken sağ tarafım oturan Faruk'un yengesi laf attı.
'Zeynep?

-Efendim

' daha önce tanışmak nasip olmadı. Ben Leyla

-çok memnun oldum. Mevlütünüze katılamamıştım.

'anneni görmüştüm ama seni hatırlamıyordum. Demek ondanmış. Tebessümle karşılık verdim.

+zeynep kızım kahveleri yap hadi

-tamam baba

' ben sana yardım edeyim

- lütfen otur sen. Zahmet olmasın.

'zahmeti mi olur.
Mutfağa geçtik ben kahveyi cezveye ve makineye koyarken Leyla :

' fincanlar nerede ben onları dizeyim

-hemen üst kapakta

'buldum. Sanırım tepsi de burada

-aynen.

' Faruk'un ki ayrı değil mi?

-hayır. Herkese orta yapıyorum ama olmaz mı? Leyla'nın gülmesine bir anlam yükleyemedim.
'hayır hayır olmaz ama Faruk'a tuz sirke falan yok mu?

-hayır ben öyle bir şey yapmak istemiyorum.

' ama gelenek bu

-aslında gelenek o değil çarptırılmış ama olsun. Kahve zehir olmasın.

'sen çok sakinsin

-onu da nerden çıkardın?

'anlatılanlar ve 15 dakikadır gördüklerimden.

HuzurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin