Çift için günler hızlıca geçiyordu. Cuma günlerini Zeynep, kocası için ayırıyor, her seferinde onu mutlu edecek bir şeyler buluyordu. Her hafta sonu tiyatro, sinama, piknik, müze gezisi gibi aktivitelerle geçiyordu. Zeynep derslerini çok sıkı tutuyordu. Onun başarılı olduğunu bilsede bu kadar hakim olmasına şaşırıyordu Faruk ve eğer böyle giderse birinci olarak bitireceğini düşünüyordu. Zeynep sabah ezanında kalkıyor namazını kıldıktan sonra Faruk kalkıp namazını kılana kadar ezber yapıyor sonra kahvaltı karını hazırlayıp bitirince birlikte yürüyüşe çıkıyorlar ordan gelince okula geçiyor, okuldan sonra evin temizliği ve yemekle ilgileniyordu. Kitap okuma saati dışında Faruk ile vakit geçiriyor geri kalan zamanlarda ve Faruk yattıktan sonra da ders çalışıyordu. Faruk onu şaşkınlıkla ve hayranlıkla izliyordu ama karısının bu kadar yorulmasına izin vermedi. Bazı günler dersi geç başlıyordu o günlerde evi süpürüyordu ve ütülenecek kıyafetlerini ütülüyordu. Zeynep başta buna izin vermese de Faruk kabul etmedi.
Zeynep, ben geldim güzelim
Hırkasını asarken Zeynep illa yanına gelirdi ama ne ses var ne Zeynep. Faruk içeriye ilerlediğinde elinde notlarla uyuya kalmış Zeynep'i gördü. Yavaşça elindeki notları aldı. Yatak odalarından aldığı pikeyi de yavaşça örttü. Ordan duşa geçen Faruk sessiz olmaya özen gösteriyordu. Duşunu aldıktan sonra mutfağa geçip sessiz sessiz makarna ve menemen yapmaya başladı. Zaten öyle gelişmiş bir mutfak bilgisi yoktu. Makarnayı önce pişmeye bırakıp doğradığı malzemeleri tavaya atarken Zeynep uyandı.
-Faruk? Ne yapıyorsun?Sen dinlen biraz. Yarım saate yemek hazır olur.
-Ben uyuya kalmışım. Sen zahmet etme ben bir elimi yüzümü yıkayıp geliyorum.
Hayır ben yapıyorum. Ne zahmeti olucak. Bugün de ben yapayım. Zeynep banyoya gidip geldikten sonra Faruk'un yanına geçti.
- hadi bırak bana sen geçHayır Zeynep! Bugün ben yapıyorum sen dinleniyorsun.
-Faruk zaten yapmışsın. kalanını ben hallederim.
Başından gitmeyen karısını bacaklarından ve sırtın tutup kucağına aldı ve hemen salona götürdü. Tabi Zeynep susmuyordu
-Faruk ne yapıyorsun!
Sen burada yatıp dinleniyorsun birtanem. Bende yemeğimizi hazırlıyorum. Zeynep tam konuşacağı sırada Faruk onun dudaklarına bir öpücük kondurdu ve susturdu. Hemen mutfağa geçen Faruk her şeyi hazırladı ve tabaklarını masaya götürüp masayı da kurdu.
Güzelim, yemek hazır. Zeynep notlarını kenara koyup masada yerini aldı.
-harika kokuyor.Afiyet olsun.
Yemeklerine başlayan çift makarnayla başlayıp meneme ekmek banarak bitirdi.
-ellerine sağlık çok güzel olmuş. Özellikle menemen efsane.Tüm yemek bilgim de bu kadardı. Ben senin gibi pek sağlıklı şeyler yapamadım ama
- hepsi harikaydı. Allah razı olsun
Senden de güzelim. Zeynep, lütfen kendini yorma. Derslerin iyi olsun, sen mutlu ol ben başka bir şey istemiyorum.
-Ben iyiyim merak etme. Sadece biraz uykusuzdum. Oda geçti.
Her gün yemek yapmak, evi temizlemek zorunda değilsin. Hafta sonu birlikte temizleriz, dışardan yemek söyleriz. Sadece sen iyi ol
-Faruk söz konusu yemek, temizlik veya dersler değil. Benim için önemli olan huzurlu olmamız. Ve ben seninle çok mutluyum. Hemde Hiç olmadığım kadar.
Seni seviyorum. İşte Zeynep'in kızarmasına neden olacak söz. Kaçamak bakışlarla baktı kocasına
-seni seviyorum.Haftaya finaller var. Sonra sömestr. Sonundaaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzurum
RomanceHuzur bulmak için tek bir insanı beklemişim... Her şeyin daha da kötü olamayacağını düşünürken onunla karşılaştım. Bir anda her şey güzelleşti. Gelin bu hikayeye ortak olun... Bu hikaye kadına şiddete karşı, hayvansever.