15

8 0 0
                                    

Cuma günüydü. Bu günü tamamen boştu Zeynep'in ve bu gününü tamamen kendisine, kocasına ayırmak istiyordu. Faruk'u geçirdikten sonra evi toparlamaya başladı. Önce nevresimleri çıkarıp yıkanmaları için makineye attı. Onlar yıkanırken yerleri süpürdü, sildi ve toz aldı. Nevrsimleri serdikten sonra da biraz dinlenirken telefonunu eline aldı. Hatice annesini aramak için rehperi gezerken kendi annesinin numarasına gözü takıldı. Hayır! Hayır kendini üzmek istemiyordu. Gününü gayet iyi geçirmek istiyordu. Genç kadın bunları düşünürken annesi onu aramaya başladı. Hayır olamaz diye düşündü. Sıkıntıyla telefonu açıp kulağına götürdü.

-Efendim anne ?

= Kızım nasılsın? Müsait misin? Sıkıntıyla anlını kaşıdı genç kadın.

- Evet. Evet müsaitim anne. Bu gün dersim yoktu da biraz evi temizledim. Sen nasılsın ?

= İyiyim kızım. Seni merak ettim. Nasıl gidiyor mutlu musun orada ?

- Evet. Çok mutluyum. Harika insanlarla tanıştım. Okula da alıştım. Her şey yolunda.

= Ben... Ben çok sevindim kızım. Kendine dikkat et. Allah'a emanet ol 

- Sağol sende anne. Görüşürüz.

= Görüşürüz kızım.

Genç kadın telefonu koltuğa bırakıp yüzünü ellerine kapadı. Hayır o çok mutluydu ve geçmiş geçmişti kalmışı. Derin bir nefes alıp direk Hatice annesini aradı. Önce onunla konuştukta sona Leylayıda aradı. Telefonu  kapadıktan sonra yemekleri de hazırladı. Son olarak banyoya geçip maske yaptı. Maskesi kururken beden temizliğini de yaptı ve duşunu aldıktan sonra gül yağını ve nemlendiricisini sürdü. Dolabın kapaklarını açıp normalde tunik olarak kullandığı diz üstü güzel bir elbiseyi giyip saçlarına fön çekip şekil verdi. Aynada ki görüntüsü beğenmişti.

Faruk son dersin sıkıcılığını yaşıyordu. Son dersler ona asla geçmiyordu. Bir an önce evine gidip gün içinde göremediği karısına kavuşmak istiyordu. Son dakikanın sevinciyle öğrencilerine dersi bitirip toparladı ve çıktı. Sabahtan planladığı bir buket kadife kırmızısı gülleride alıp evine gitti. Kapıyı açıp girdiğinde karısına seslendi

Zeynep, ben geldim güzelim.

-hoş geldin diyen Zeynep'e baktı ve bakada kaldı. Zeynep, tüm güzelliğiyle karşısında duruyordu. Yutkunup gözlerine baktı. Tüm güzelliğiyle ve samimiyetiyle gülümseyerek ona bakıyordu. Bu birkaç saniyelik sessizliği Faruk bozdu.

Muhteşem görünüyorsun  diyerek karısını kendine çekti ve dudaklarına bir öpücük kondurdu. Her zaman ki gibi derken gülleri ona uzattı.

- Bunlar çok güzel. teşekkür ederim. Faruk bir kez daha öpüp geri çekildi.

- Ben bunları suya koyarken sen duş al sonra da yemeğimizi yiyelim.

Tamam güzelim .

- Namazını kıldın mı ?

Evet kıldım. 

Faruk duş alırken Zeynep'te yemeklerini hazırladı. Saçları nemliyken karısının beline doladı kollarını Zeynep arkasındaki bu benden güven alıyordu. Islak saçlarını onu ürpertirken

-Hey, saçların ıslak.

 Böyle muhteşem bir karım varken ben nasıl uslu durabilirim Zeynep artık utanmıyordu ama kalp atışlarına engel olamıyordu.

-Yemek hazır. Önce yemeğimizi yiyelim Faruk munzurca güldü. Zeynep bu gülüşü biliyordu

-Sonrada çaylarımızı alır kitaplarımızı okuruz.

HuzurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin