raison d'être | texting

•quatre•

Ali: İsmail abi

Deniz: hop

Ali: hayırdır

Deniz: ne

Ali: bi sıkıntın mı var

Deniz: yo nereden çıktı

Ali: yüzünü gördüğümüz yok kaç gündür

Ali: ne yazıyorsun ne arıyorsun

Ali: varsa bir şey bilelim

Deniz: bir şey olduğu yok Ali

Deniz: kafa dinlemeye çalışıyorum

Ali: ha bizimle dinleyemiyorsun yani kafanı

Deniz: söylenenleri götünden anlama hastalığına mı yakalandın

Ali: ben anlamam kızım

Ali: yarın buluşacağız

Ali: seni de göreceğim

Ali: kardelenle tanıştıracağım sizi

Ali: orada ol mutlaka

Deniz: işim çıkmazsa gelirim

Ali: işin çıkmasın

Deniz: emredersin paşam

Deniz: her gün başıma ne geleceğinin haberini alıyordum ben de

Ali: kahkaha tufanı

Deniz: ondan

Ali: bana bak

Ali: sende harbiden bir şeyler var

Ali: mutlaka öğrenirim biliyorsun değil mi

Deniz: eminim öğrenirsin

Deniz: :)

Deniz: ay pardon

Deniz: gülücüğünü çaldım

Ali: anladım ben senin derdini

Deniz: neymiş benim derdim şaman bey

Ali: size söylemedim diye bozuldun değil mi

Deniz: kimseye bozulduğum yok Ali

Deniz: senin hayatın, kızla sen çıkıyorsun benlik bir şey yok

Deniz: her şeyi bizimle paylaşmak zorunda da değilsin ayrıca

Ali: işte bu kesinlikle asla senden duyamayacağım bi cümleydi

Ali: derdin kesinlikle bu

Ali: gelseydin bizimle öğrenirdin neden anlatmadığımı

Deniz: lan yok bir derdim yok

Deniz: merak da etmiyorum sizin aranızda her ne geçtiyse

Deniz: dertsiz insana dert yaratmaya çalışıyorsun yemin ediyorum

Deniz: abi neden senin bir kızla olan ilişkin benim derdim olsun

Deniz: mutlu olun

Deniz: sizin hakkında dert edebileceğim tek şey mutluluğunuz olur

Ali: öyle olsun Deniz

Deniz: öyle zaten

Ali: bekliyorum seni yarın