raison d'être | texting

•vingt-huit•

Ali: deniz

Ali: konuşalım mı bi müsaitsen

Deniz: ne hakkında

Ali: biliyorsun

Deniz: o konu açıldığı gün kapandı Ali

Deniz: için soğumadıysa tekrar beni kırmak istiyorsan

Deniz: başka bir yol bul

Deniz: çünkü ben artık seninle bu konuyu konuşmayacağım

Ali: haksızlık ediyorsun

Ali: sadece konuşalım istiyorum

Deniz: ben bir daha aynı hataya düşmeyeceğim

Deniz: benim bir kez dilim yandı ikincisine yeltenmem

Deniz: sen de değmeyecek hiçbir şey için uğraşma lütfen

Deniz: uzun zaman oldu ben aştım

Ali: öyle mi

Deniz: aynen öyle

Ali: üzgünüm umurumda değil

Ali: son kez de olsa konuşacağız Deniz

Ali: bugün olmasa da bir gün mutlaka

Deniz: Ali anlamıyor musun

Deniz: ben artık yoruldum senden

Deniz: seni sevmekten

Deniz: seninle bu konuyu konuşmak istemiyorum

Deniz: çünkü denedik bunu

Deniz: her ağzını açışında canım yandı

Deniz: ben artık kabullendim senin bana olan nefretini bile

Deniz: bana ihtiyacın olursa

Deniz: ne bileyim bir sıkıntın olursa

Deniz: gel benim kapım hep açık sana

Deniz: ama bu konuyla gelme

Deniz: rica ediyorum

Ali: beni yordun

Deniz: üzgünüm :)

Ali: pekala

Ali: seni dinleyeceğim

Ali: konuşmayalım diyorsan konuşmayalım

Ali: ama hep böyle mi olacak

Ali: sensizlik çok yeni

Ali: ve hiç de eskimeyecek

Deniz: unutalım

Deniz: yani eğer istersen

Deniz: ben sana hiçbir şey söylemedim

Deniz: o gün çok farklı bir şey itiraf ettim ben sana

Ali: bak sen

Ali: ne itiraf ettin

Deniz: bundan önceki oyun konsolunu benim kırdığımı

Ali: bunu uydurdun

Deniz: üzgünüm

Deniz: ama pişman değilim

Deniz: sürekli oyun oynayıp benimle ilgilenmiyordun

Deniz: bir aylığına bile olsa istediğim ilgiyi aldım senden

Deniz: hem sen boşver onu

Deniz: unutacak mısın

Ali: unutmamı ister misin

Deniz: evet

Ali: sen de unutacak mısın

Deniz: unuturum

Ali: unutursun

Deniz: unutacağım

Ali: öyleyse

Ali: unutalım

Deniz: unutalım Ali