Birlikte yürüyüp gözden kaybolunca Miraç peşlerinden gitti. Poyraz'ın elleri ceplerinde salına salına yürürken, Efruze düğünde giydiği kıyafet yüzünden ve ayakkabıları hâlâ üzerinde olduğu için minik ve dikkatli adımlarla ilerliyordu. Poyraz başını gökyüzüne kaldırdı:
-Ne kadar güzel değil mi?
Efruze'de yıldızlara göz gezdirince içinin rahatladığını hissetti, dudağının kenarında yarım bir buseyle:
-Kesinlikle, dedi.
Poyraz:
-Çocukken yazları buraya gelirdik. Haftalarca burda kalırdık çok özlemişim...Sende sevdin umarım.
Efruze:
-Çok sevdim burayı, temiz hava,yeşillik,çicekler börtü böcek,gökyüzünü kısıtlayan binalarda yok hem.
Poyraz:
-Burayı sevmen beni mutlu etti. Çünkü malum düğün sonrası bir nevi buraya yerleşir bizimkiler diyebilirim. Diğer evimiz nasılsa...Annem çok sever burayı sık sık getirir senide. Sevmeseydin senin için bir işkence olabilirdi.
Efruze:
-Evet öyle olabilirdi ama aksine ben çok sevdim sık sık geleceğimi bilmekte beni mutlu etti beni...
Poyraz tesbessümle karşılık verirken, bir eliyle yolun kenarında ki papatyalardan bir tane koparıp Efruze'ye uzattı:
-Papatyaları severmisin?
Efruze kaşlarını çattı:
-Sevmem hiç sevmem ben papatyaları!
Poyraz:
-Neden?
Efruze:
-Hep eziliyorlar dikeni olan bir gül için.
Poyraz anlam veremedi onun bu çıkışına ve ettiği sözlere yinede devam etti:
-Ezilmeleri onların suçu mu? Ezenlerin suçu yokmu?
Efruze:
-Elbette var ama ne bileyim dikenleri olsaydı onların da, kendisini ezen veya koparan olunca hemen batırsalardı.
Efruze kendisini zora sürekleyen ailesine karşı çıkamadığı için ve zorla evlendirildiği adama beslediği sevdasını kendisini papatyalara benzettiğinden çocukça düşünüp konuşmustu. Bir müddet bekleyen Poyraz elindeki papatyayı işaret ederek:
-Bak bunun koparılması onun suçu değil. Bunu sahip olmak için kopardım. Sahiplenmek istediğimdeyse onu koparmak yerine yaşaması için çabalarım. Sevmek ve sahiplenmek öyle bir şey ki bu papatya yerine kaktüste olsa çaba harcanır. İnsanda böyledir.
Bazen koparılır papatya gibi. Fakat insan herşey olabilir, papatyada kaktüste...Koparıldım diye kızmadan papatya olmaya devam etmeli. Hoş seven kaktüste olsa sahiplenir ama önemli olan, insan koparıldığında papatya mıydı kaktüs mü?
Papatya gibi koparıldıysa şayet öyle kalmalı...
Efruze'yi düşündürdü bu sözler:
-Peki papatyayla kaktüs aynı saksıda yaşar mı?
Poyraz:
-Yaşar elbette.
Efruze:
-Nasıl yaşarlar? Kaktüs incitmez mi papatyayı?
Poyraz:
-İncitir incitmesine de papatya koparıldım diye küsüp açmaktan vazgeçmezse, zamanla kaktüs içindeki suyu papatyası için biriktire durur ve gün geldiğinde papatyasının yaşaması için sular.
Efruze'nin deli umudum dediği hayat mücadelesine yeni bir bakış açısı oluştu, yeni bir kapı aralandı. Vazgeçmeyecekti aşkı için elinden geleni yapacaktı. Biranda kendini dünyaya kafa tutacak kadar güçlü hisseti. Herkes biliyordu Miraç'ın kendisini istemediğini varsın olsundu. Kendisi istiyordu yetmezmiydi? Ayıplanacaktı, kınanacaktı, küçümsenecekti gurursuzmuş gibi muamele görecekti. Her kötülüğü görecekti de Miraçtan bir sevgi görecek miydi?
Bilinmez yarınların sırrıydı bunun cevabı.
Poyraz bir hamleyle yere oturdu. Kollarını dizlerinin üstüne bağladı. Efruze'de belirli bi mesafeyle çöktü çimenlere.
Poyraz yine gökyüzüne bakarak:
-Çocukken gözlerimi dikip gökyüzüne, hayaller kurardım. Elini boşa salladı ve devam etti:
-Hiç biri gerçek olmadı.
Efruze teselli edercesine:
-Eee ne demişler "Gönül bağını arşa bağlayanların hayalleri için bu dünya dardır.
Poyraz:
-Şiir severmisin?
Efruze:
-Hemde çoook.
Poyraz:
-Hangi şairden?
Birde Miraç belirdi çalıların arasından çıkıp. Poyraz takip edileceklerini biliyorken Efruze şüphelenmişti sadece. Poyraz'ın kesin kanaati Efruze'nin şüphesi boşa çıkmadı, Miraç'ın görünmesiyle.
Miraç elinde alköllü içecekle çıkarken karşılarına gayet rahattı. Her zamanki gibi agresifliğinin yanı sıra lakayıt bir tavırla, takip ettiğinide açıkca beyan edercesine:
-Bravo deminden berri dinloyorum sizi ne güzel edebiyat yaptınız öyle.....Hele o papatya ve kaktüs aşkı gözlerimi yaşarttı. Küçük hanımın söylediği o son edebi ve felsefik sözle kapanışı yaparken şiirlere geçmeden önce bir hediye takdim edeyim dedim.
İçkisini Efruze'ye doğru uzattı:
-Buyrun küçük hanım
Efruze kaşlarını çatıp tiksinircesine baktı.
Miraç alkolünde etkisiyle iyice saçmalıyordu:
-Aaa içki.....doğru ya siz sevmessiniz
Diyerek bardağı boşaltı ve tekrar uzattı:
-Bardak, bardağı alın bari bügünün anısına.
Efruze cevap vermiyor hiç oralı oluyordu. Hemen doğruldu yerindenden. Poyraz'da kalktı ayağa:
-Abi kendini küçük düşürme..!
Efruze gidelim biz.
Efruze:
-İyi olur hemen uzaklaşmak istiyorum buradan, eve gitmek istiyorum.
Miraç Efruze'nin önünü kesti:
-Bırakırım güzelim.
Efruze irkildi. Ne yapacağını bilmez bir şekilde Miraç'a ve Poyraz'a bakıyordu.
Poyraz Efruze'yi Miraç'ın karşısından çekip:
-Korkma Efruze. Hemen uzaklaşalım ben bırakırım seni eve.dedi.
Miraç elindeki bardağı yere fırlatıp, hızlı adımlarla uzaklaşan Poyraz'a yaklaşıp arkasından çekti, yüzyüze geldirler. Miraç öfkesinden deliye dönmüştü.
Miraç:
-Kimi kimden alıyorsun lan sen!
Poyraz kendinden gayet emin bir tavırla:
-Yengemi abim gibi bir beladan koruyorum.
Miraç:
-Bakkk seeennn......Hem saman altından su yürüt hem yenge de.
Poyraz:
-Abi benimle doğru konuş.Ne demek istiyorsun sen!
Miraç:
-Asıl sen doğru davran lan haysiyetsiz!
Poyraz sabır çekti. Bu tatsızlık Efruze'nin canını sıkmıştı belli.
Poyraz yönünü Efruze'ye çevirip "gidelim" dedi. Efruze ağlamaklı ilerlerken Miraç bağıra çağıra bu kezde Efruze'yi tuttu kolundan. Alışık olmadığı topuklu ayakkabılarınabdaha fazla direnemedi Miraç'ın bir hışımla çekmesiyle topuğunu burktu, kısa bir feryat kopardı Efruze. Miraç hiç oralı olmadı Efruze'yi yaralayan sözlerine devam etti:
-Sende pek masum sayılmassın küçük hanım bana peşkeş çekildiğin yetmedimi, kardeşime mi göz diktin?
Efruze bileğininde ağrısıyla bu sözleri kaldıramayıp ağlamaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/194371601-288-k430923.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektum
ЧиклитHayatta insanların odaklanacağı tek şey kendi mutluluğudur başkalarının söylemleri değil...İnsanın kulak tıkaması gerekirken umutsuzluğa kucak açmasının getirdiği bir hikaye🍂