Leman Hanım devam etti konuşmasına:
-Bir sevdiğim var diyip çıksaydın eğer birgün babanın karşısına kıyametler kopardı. Düşündüm ki böylesi senin için daha iyi olur. Seni üzmezler üzmek isteseler işin içinde kızlarını düşünürler hem iyi insanlar bir za......
Efruze annesinin sözünü kesti kısık ses tonuyla;
Efruze:
-Abim Hazal'ı mutlu ediyor diye bir Miraç'da beni mutlu eder mi anne? Böyle kıyametler kopmadı mı anne? Benim kıyametim koptu bu halde...Her iki şekilde de üzüleceğim ben. Artık olmaz deseniz de üzüleceğim. Çünkü ben seviyorum onu ondan ayrılmak da istemiyorum ona kavuşmakta. Kızım bak göreceksin zamanla düzelecek her şey.Bende çok aşağılandım, hor görüldüm yıllarca. Baban sezdirmedi bana ama ailesi yakınları başkasını sevdiğini dile getirdi durdular. Sonra çocuğum olmadı...Uzun yıllar sonra kavuştum sizlere. O sıralar babana kapı aralanmıştı. Baban beni bırakabilirdi, herkes ben dahi öyle düşünürken, baban benimle olmayı seçti. O gün ekmek kazandı kızım sabırla işlediğim nakış nakış emeklerim kazandı gün geldi... Devran döndü kaderim kızıma geçti. İstemezdim böyle olsun,ama başka türlü de olacağı yoktu. Sevginin olduğu her yer güzelleşir sen seviyorsan nakış nakış emek vereceksin.Bu insanlar ne için toplanmış? Neden böyle heyecanlılar? Bu elbiseyi kim giydirdi bana? Başımı mengene gibi sıkan şeyde ne? Zehra. Ah Zehra papatyalardan örülü bir taç geçirmişti başıma. Papatyalar çok narin bu kadar sıkamaz başımı. Galiba onlarla alakası yok baş ağrım'ın.
Neyi bekliyor bu kalabalık?
Yanımda oturan yüzüme bakmayan adam Miraç olmalı. Ölüden farksızım son günlerde. Bir nida gibi iç seslerini dışa vurdu Efruze:
- Nredeyiz böyle? Ne oluyor?
Miraç başına hızla çevirip kulağına eğildi Efruze'nin;
Miraç:
-Biraz sonra nikah memuru gelip bize ailenizin etkisi ve Naime Hanım'ın baskısıyla diri diri toprağa girmeye hazır mısınız diyecek. Biz de canı gönülden evet diyeceğiz.
Her zamanki lakayıtlığı ve kırıcı sözleri arasında en doğrusu buydu Efruze'ye göre. Naime Hanım'ın baskısı, ailelerin etkisiyle bu evliliğe adım atacaklarını Miraç'ın dediği gibi diri diri toprağa girmekti bu. Efruze karşılarındaki yüzlerde Cihan'ı aradı. Gözz göze geldiler. Fakat Cihan hemen kaçırdı gözlerini.
Cihan ve Hazan mutlu görünüyordu. Buda Efruze'nin canını acıtıyordu. Kendi aşkının ahını almış aşk mutluydu. Kendisi mutsuz üstelik hiçbir suçu yokken. Efruze'nin gözlerinden yeni bir iki damla yaş düştü. Miraç stresli tavırlarla etrafına bakarken Efruze'nin gözyaşlarına şahit oldu. Kalbinin sızladığını fark etti birden. Böyle umursamaz bir adam için bu minicik Merhamet büyük bir adımdı hem de adeta düşman bellediği Efruze'yi karşı. Parmaklarını alnında dolaştırırken bir iç çekti. Dayanamadı;
Miraç:
-İyi misin Efruze?
Efruze gözyaşlarını silerken cevap verdi;
Efruze:
-Sana bağlı
Miraç:
-Anlamadım...
Bu esnada nikah memuru geldi. Efruze'nin konuşacakları yarım kalmıştı. Fakat Miraç'a bir şeyler anlatacak takati de yoktu zaten. Miraç annesinin gözlerinin içine bakarak kahrolup kahredercesine Efruze kimseye aldırış etmeden hıçkıra hıçkıra ağlarken "Evet" demesi üzerine salonda bulunanların sahte alkışları ile nikah töreni son buldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/194371601-288-k430923.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektum
ChickLitHayatta insanların odaklanacağı tek şey kendi mutluluğudur başkalarının söylemleri değil...İnsanın kulak tıkaması gerekirken umutsuzluğa kucak açmasının getirdiği bir hikaye🍂