Anlaşılmak koca bir ihtiyaçmış meğer🎭

73 16 2
                                    


Kaderimi Naime'nin ellerine bırakan herkesin Allah belasını versin. O sebep oldu tüm bunlara. Vicdanı ölmüş bu kadının. Geldiğim nokta Naime'den tehlikeli. Artık Naime vazgeçse ben vazgeçmem. Çünkü.........Çünkü......SEVİYORUM ONU MİRAÇ'ı.

Efruze bir anda açtı gözlerini. Kendisi beslediği halde, kendisine itiraf edemediği sevgisini gün yüzüne çıkarmıştı. Bu Efruze'ye biraz ağır gelmişti. Baş ucunda bulunan komidinin üzerinde ne varsa bir hamleyle yere fırlatırken bağırdı;
Efruze:
-Seviyorummm....lanet olsun........ kahretsin......seviyorum..........
Kendini toparladıktan sonra odasından çıktı. Annesi Leman Hanım, bir çok kişiyi çağırmış düğün hazırlığındaydı.
Kızını görünce tebessümle;
Leman Hanım:
-Şükür uyandın. Hadi sende bir işin ucundan tut.
Efruze hiç oralı olmadı. Hazırda bulunan demlikten çay doldururken annesi devam etti;
Leman Hanım:
-Hadi ama güzel kızım artık şu yüzün gülsün. Bak bu akşam kına gecen var. Yarın düğünün.....
Efruze dişlerini sıkıp elindeki bardağı hızla masaya bıraktı;
Efruze:
-Düğün falan yok.
Leman Hanım'ın neşesi kaçmıştı;
Leman Hanım:
-Nasıl yok ??? Ne diyorsun kızım???
Efruze:
-Anladın işte anne düğün müğün yoook.
Leman kolu komşunun yanında sarf edilen bu sözlerden rahatsız oldu. Orortamı yumuşatırcasına;
Leman Hanım;
-Miraç'la yeni bir kararmı aldınız? Bize demediniz birşey.
Efruze acı acı gülümsedi;
Efruze;
-Hıhı evet Miraç'la yeni karar aldık. İkimizin verdiği bir karar. Düğün istemiyoruz. Nikah olacak sadece.
"Ooo kızımız hızlı çıktı" diyerek Efruze'yi utandıran sözler etti komşular. Leman da bu sayede ailevi meseleleri anlaşılmadığı için rahatlamıştı.

Her zaman hak ettiğini yaşamıyor insan ve de hayal ettiği.....Zaten gönlü arşa bağlanmışları incitiyordu en çokta bu dünya. Onlar somutluktan, ikilikten, benlikten vazgeçen nadir insanlardı. Gönlünü arşa bağlayan iki insan zor gelirdi bu dünyaya. Zor gelirdi çünkü bu dünyaya fazlaydı onlar.
Görüntülerden çok insanın sohbetine, sohbetindeki hissiyata, sesine kulak verirlerdi. Hatta bazen sohbet bile etmezlerdi. Bakışlarla anlaşır, gönülden sohbet ederlerdi. Böyle iki aşığın bir araya gelmesi elbette fazlaydı dünyaya.
Belki de kolaylıkla bulunmuyordu böyle bir aşk. Demek ki birilerinin muhabbet nedir bilmesi lazımdı. Bazı maşukların imtihanı sevdiğine seygiyi ögretmekti. Efruze'nin de kaderi bu muydu? Alın yazısına Miraç'a sevgiyi öğretmek onun mu harcıydı. Ama dedik ya her zaman hak ettiğini ya da hayal ettiğini yaşamaz insan. Hem Efruze kaderini seviyordu Yazan'dan ötürü sevmesine de, ne yapacağınıda bilmiyordu. Zaman denen mefum onuda öğretirdi zamanla.

Kaderin olmuş, sevdiğin adama uzak kalmak mı?
Zehirli bir sarmaşık gibi. Ne aşıklar kavuşamazken Efruze önce kaderi sonra sevdiği olan adama kavuşmak için artık son günleri sayıyor. Sabırsız değildi sadece korkuyordu. Hayatı değişecekti. Yeni bir ev, yeni insanlar ve kendisini sevmeyen adam. Ne yabacağını bilmiyordu Efruze. Ellerini göğe açmış göz yaşlarıyla dua ederken annesi girdi odasına, Efruze'yi ağlerken görmek onuda üzdü, yanına diz çöktü;
Leman Hanım:
-Baba evinden gitmek zordur ama tatlı üzüntüler kızım bunlar kızım. Yuva kuracaksın, çocukların olucak.
Efruze annesini dinlerken hıçkırığa boğuldu;
Efruze:
-Anne.....annnne......bilmezmiş gibi konuşma. Gerçi sen nerden bileceksin evlendiğin adam tarafından sevilmemeyi...........
Efruze artık kinini kusuyordu. Kırıp incitmekten korkan kız gitmiş yerine acımasız bir kız gelmişti adeta;
Efruze:
-Babam gibi bir insanla evlenmiş gününü gün etmişsin. Sonra biricik oğlunuda almışsın kucağına dünyalar senin olmuş. Şimdi oğlun sevdiği kadınla yuvasını kurdu sen sevinçten dört köşesin. Peki ben nolacağım anne? Miraç peşkeş çekildiğin diyor kırılıyorum ama haklı.
Leman beynine bir kurşun aldı sanki bu sözler karşısında. Efruze'nin susmaya niyeti yoktu;
Efruze:
-Abim sevdiği kadınla olacak diye uğradığım haksızlığa bak. Her şey istediğiniz gibi mutlusunuzdur umarım. Ya ben? Ya ben? Benim ne önemim var gerçi!
Leman Hanım:
-Deme öyle kızım.
Efruze:
-Ne diyeyim anne? Mutlu olduğumumu duymak isterdin benden? Mutlu değilim anne! Sende babamda abimde anlayamassınız beni anlayamazsınız. Çünkü sevdiklerinizle birliktesiniz siz.
Leman şefkatli halleriyle Efruze'nin başını dizlerine yatırdı;
Leman Hanım:
-Sakin ol benim güzel kızım. Ben anlıyorum seni emin ol.
Efruze'nin hıçkırıkları katlandı;
Efruze:
-Nasıl anlayacaksın anne? Bir adam tarafından sevilmemenin ne demek olduğunu anlayabilirmisin? Üstelik bir kaç gün sonra evleneceğin bir adam!
Leman artık tutamadı kendini. Ağlamaya başladı, anlattığı her şey sır perdesini aralıyordu sanki;
Leman hanım:
-Çok küçüktüm annemle babam ölünce. Teyzemin yanında büyüdüm. Sokağa bırakmaya el vermedi vicdanı ama çok ta iyi bakmadı. Çocuktum, çaresizdim, teyzemin yanından başka yerim yoktu.
Ezilerek büyüdüm onların yanında. Sonra bir gün teyze oğlum bir kızla evleneceğim diye tutturdu. Karşı taraf kabul etmedi. Israr edince berdel dediler. Teyzemde beni çıkardı gözden evlendirdi babanla. Babanın bir sevdiği
varmış. Beni hiç üzmedi ama zor kabullendi. Bana yaklaşırken kendi kız kardeşinin teyzemlerin himayesi altında olduğunu düşünerek yanaştı.
Dalmış gözlerini derin bir nefes alarak Efruze'ye çevirirken devam etti. Efruze duyduklarına inanamıyordu. Şimdi anlamıştı çocukluğunda bir kere gördüğü halasıyla dayısını bir daha görmediğinin sebebi bu olduğunu...

MektumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin