MONSTER 2 // Baekrose

🌙

Özel bir bölümdür.

"Chae'yi görmeye gitmek istiyorum." dedi Jennie. Bütün çete üyeleri kendi fabrikalarında oturmuş, ne yapacaklarını düşünüyorlardı.

Jisoo üzgünce, "Keşke onu Gwang'ın elinden kurtarabilsek. Tüm bu olanları unutmasını sağlasak. Çok acı çekiyor meleğim..." dedi. Kimse, Lisa'nın Gwang2'yla iletişimde olduğunu bilmiyordu.

Lisa çok gizli bir görevi hallediyordu ve fazlasıyla yoruluyordu. Ama kimsenin bundan haberi yoktu. Olmamalıydı da zaten.

J-Hope, "Olmaz. Hem hamile. Gwang2 piçi, onu görmemize izin vermez. Evin etrafı adamdan geçilmiyor." dedi. V sıkıntıyla nefes verdi ve "Hem işimiz de var. Bu gece ki banka soygunu çok önemli." dedi.

Lisa şaşkınca, "Hangi banka soygunu? Benim niye haberim yok?!" diye sordu. V sinirle, "Toplantılara geliyor musun ki haberin olsun?! Ahh cidden senin sorunun ne?! Aptal!" dedi.

Lisa ona öldürücü bir bakış atıp, lidere döndü. J-Hope'ta, V ile aynı düşüncedeydi. Ama yine de lider olduğu için daha sakin konuştu ve "Toplantıları ihmal ediyorsun Lisa. Bir daha olmasın. Ayrıca *** bankası, bu gece." dedi.

Lisa'nın gözleri pörtlek oldu. Ama o bankanın müdürü, Gwang'ın onun öldürmesini söylediği adamdı. Lisa bir anda "Olmaz!" diye bağırdı.

Hepsi ona anlamsızca bakmaya başlamıştı. J-Hope şüphelenmişti. Lider yine aynı şüphesiyle, "Neden?" diye sordu.

Lisa profesyonel bir yalancıydı. Kimse bu konuda onu geçemezdi. Gwang2 hariç tabii.

Lisa ciddi sesiyle, "Orası Lucas'ın. Başımıza bela mı alalım?!" dedi. J-Hope şaşkınca, "Ne?" diye sordu. Jisoo ise şüpheyle, "Peki sen nerden biliyorsun bunu?" diye sordu.

V'de aynı soruyu tekrarlayarak, "Aynen sen nerden biliyorsun?" dedi. Lisa'da sırıtarak V'ye döndü ve "Belki de senden daha fazla katılıyorumdur. Toplantılara!" dedi.

Lisa zaferle ayağa kalktı ve "Bir dahakine lütfen ben yokken toplantı yapmayın. Ayrıca şu araştırma işlerini V'ye vermeyin. Fazla beceriksiz..." dedi ve fabrikadan çıktı.

Lisa, siyah lüks arabasına bindi ve Gwang'ın evine sürmeye başladı. Bir aydır göremediği arkadaşı Rose'yi görmek için izin almıştı. Ve yine hiçbir grup arkadaşının bundan haberi yoktu.

*

Rose (Chaeyoung)

Şimdiki ev daha ferahtı ve çok güzel güneş alıyordu. Yine ormanın içindeydi ve etrafta bir sürü koruma vardı. Hiçbirini umursamadan, bebeğimi düşünüyordum.

Yeterince acı çekiyordum ve biraz rahatlığa ihtiyacım vardı. Bu yüzden geçmişi aklıma getirmemeye çalışıyordum. Belki mutlu olamıyordum ama olmaya çalışıyordum.

Bebek, bir aylık olmuştu. Git gide onu hissetmeye başlıyordum ve bu çok güzel hissettiriyordu. Belki de doğacak çocuğumuz, babasının karanlığını yok edebilirdi.

Umuyorum öyle yapardı...

Yavaş adımlarla, karnımı tutarak aşağıya indim. Mutfağa ilerlerken, hizmetçinin dışarda çamaşırları astığını görmüştüm. Ama derdi çamaşırdan çok, yakışıklı bir korumaylaydı. Umursamadan gülümsedim ve kendime bir su doldurdum.

Suyumu içerken, iki tane kolun belime sarıldığını hissetmiştim. Baekhyun, başını omzuma koymuş yavru bir kedi gibiydi.