🥀

932 77 10
                                    


Sevgili canımsu okurlarım; uzun bekleyiş için hepinizden özür dilerim. Özel bir durum olmasaydı gerçekten detaylı bir şekilde açıklardım ama maalesef. Neyse ki dönebildiğim kadar çabuk döndüm. Bundan sonra ki bölümler geç gelse bile lütfen üzerime gelmeyin. Zor zamanlar geçiriyorum... Herneyse hepinizi çok seviyorum iyi seyirler hepinize~

🖤

-

J-Hope'a öfkeyle bakıyordu Gwang2. Sinirden, birazdan alev çıkartacak gibiydi. Chaeyoung'a döndü ve onu elinden sıkıca tutup, korumalarının yanına götürdü. Sıkı tembihleriyle, onu hemen eve götürmelerini emretmişti. Chae'nin dudak büzüşlerini görmezden gelmeye çalışıyordu. Onun bu halinden, hatta her halinden çok etkileniyordu. Her an öpme ihtiyacıyla doluyordu ama bunu şimdilik bastırmalıydı.

Arkasına döndüğünde J-Hope hâlâ sinir bozucu gülümsemesiyle karşısındaydı. Ağır adımlarla J-Hope'a yaklaştı. Hope hemen söze girerek, "Kuzey cephaneniz... Ahh çok yazık oldu." dedi. Yüzü keyifli görünüyordu. Belki de Gwang'ı yenebildiği nadir anlardan birini yaşıyor olduğu için fazla sevinçliydi.

Gwang, gözlerini kapadı ve Chae'yi şimdilik unutmaya çalıştı. J-Hope'u umursamadı bile. Sadece içinde ki arzuyu bastırmaya çalışıyordu. Başarısız olduğu tek konu buydu. Yapamadı.

"Evet ne sikim etmeye geldin buraya?" Burnundan soludu. Şimdi tam J-Hope'un göz bebeklerine bakıyordu. J-Hope ciddi bir ifade takındı ve "Kuzzuk cephaneliğime dokunmayacaksın. Aklından bile geçirme! Bedelini çok fena ödersin..." dedi.

Duyduğu şeyle Gwang'ın siniri daha da çok artmıştı. Bu gizli bir bilgiydi ama belli ki bunu karşı çeteye sızdıran biri olmuştu. Gwang2'unun aklına ilk ve tek şüpheli olarak Lisa geldi. Nasıl yaptığını bilmiyordu ama kesinlikle bunu çok fena ödetecekti. O böyle düşünüyordu ve böyle olacaktı. Olmak zorundaydı.

Gwang2 sinirle biraz daha karşısında ki adama yaklaştı. "Kuzzuk cephaneliğinden önce seni sikmemi istemezsin. Defol git işine!" Kalabalığın arasında yine de fısıltılı konuşuyorlardı. Gwang2'unun sesi tıslar gibi çıkıyordu ve bu oldukça tehlikeli bir ses tonundaydı.

"Yanlış anlıyorsun değil mi? Lisa ajanım değil. Belki de başka ajanlarım vardır ha?" J-Hope gizemli bir gülüş takındı. Gwang2 umursamazca, "Ben sadece işime geldiği zaman yanlış anlarım. Şimdi defol git. Arkandan o sürtük ajanını da paketleyip göndereceğim." dedi.

J-Hope ne kadar profesyonel bir yalancı olsa da, bu Gwang2'unun karşısında pekte işe yaramıyordu. Pes etti ve savunmayı kesti. Ciddiyetle, "Kuzzuk olmaz." dedi. Bu sefer gülümseme sırası Gwang'taydı. "Hadi ya durdursana beni. Kaşınıyorum bak. Hadi engel ol, götün yerse..."

J-Hope tehditkârca, "Chaeyoung bilmemesi gereken şeyler öğrenirse? Yazık olmasın..." dedi. Gwang'ın bütün damarları gözle görünür bir biçime gelmişti. Sinirden yüzü bir canavar kasvetindeydi.

J-Hope devam etti. "Kuzzuk cephaneliğine dokunma, kimse üzülmesin!"

Gwang2 soludu. "Beni olmadık şeyler yapmaya zorluyorsun. Jisoo'yu aldım, elimde. İstersen ben ona sonsuz acılar yaşatmadan önce kime kafa tuttuğuna dikkat etsen iyi olur."

J-Hope hemen, "Yalan söyleme!" diye çıkıştı. Gwang2 gülümsedi ve "Yapabileceklerimi, senin o küçük beynin almaz. Şimdi defol git! Sana fazlasıyla zaman verdim." dedi. Son kez tehlikeli bakışlarını bıraktı.

J-Hope'a omuz atıp çıkışa yöneldi. Eş zamanlı olarak J-Hope'un telefonu çalmaya başlamıştı.

Jennie arıyor...

MONSTER 2 // BaekroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin