🌙

1.3K 92 71
                                    

"Yalvarırım bırak gideyim. Sana çok para veririm. Lütfen, Tanrı aşkına bırak beni!"

"Kes lan, it!"

Lisa tahtadan sandalyeye, ters bir şekilde oturdu. Bacaklarını açmıştı. Rose'nin yanından ayrılalı sadece bir saat geçmişti ve burda, şimdi görevi gereği bu adamı öldürecekti.

Adam feryatlarının arasında, "Ben sana ne yaptım?" diye sordu. Lisa şapkasının altından gülümsedi. Adeta bir görsel şölen gibiydi.

"Gwang2'yu bilir misin?"

"E-evet."

"Onu sinirlendirecek bir şey yaptın mı?"

Adam yutkundu ve düşünmeye bile gerek duymadan cevap verdi.

"E-evet."

Lisa güldü ve "Nasıl bir gerizekalısın?!" dedi. Sonra şapkasını çıkardı ve ters taktı. Böylece yüzü daha da görünür haldeydi.

Lisa soğukkanlılığıyla konuşmaya devam etti:

"Ne yaptın?"

"Neden söylemek zorundayım?"

"Ahh bebeğim, ölmek istemiyorsan söylemek zorundasın."

"Onun sevdiği kızı biliyor musun?"

Lisa şüpheyle, "Evet." dedi. Eğer bu adam Chaeyoung'a herhangi bir şekilde zarar verdiyse onu gebertecekti. Gerçi vermeseydi de görev için yine gebertecekti. Lisa şimdilik sadece bunu düşünüyordu.

"O kız iki yıl önce benim bankama geldi. O müşteri temsilcisiyle konuşurken, biraz onu gözetledim. Çok güzel görünüyordu. Onu fakir sanıp, nasıl olsa sahipsizdir diye takip etmeye başladım. Ama..."

Adam durdu. Lisa çok sinirliydi ama şimdilik adam konuşsun diye sessizliğini koruyordu. Şüpheyle, "Ama?" diye sordu Lisa.

Adam tavana ters bir şekilde asılıyken midesi bulanıyordu. Üstelik elleri de bağlı olduğu için iyice umutsuz durumdaydı. Göbekli olması, durumunu daha da kötü yapıyordu.

"Ama Gwang2 denen adam, beni izliyormuş. O gece çok karanlıktı. O kızsa hiç tekin olmayan caddelere giriyordu. 'Fakir olduğu için evi buralardadır' diye düşünüp onu takip etmeye devam etmiştim. Minicik bir etek giymişti ve...ona dokunmak istemiştim. Ama birden yolun yarısında, köşeyi dönerken biri boğazımı tuttu ve kız görmeden beni ordan uzaklaştırdı."

Adam durduğunda, Lisa hâlâ şimdilik sakin kalmak için kendini sıkıyordu. Adam biraz duraksadıktan sonra devam etmişti.

"Bayıltılmıştım. Sonrası karanlıktı ama uyandığımda köhne bir fabrikadaydım. Üzerim de iç çamaşırım bile yoktu. Biraz ayıldıktan sonra o adam girdi içeriye. Gwang2 mudur nedir? Seri katilmiş. Beni saatlerce durmadan dövdü. Yalvardım, özür diledim ama durmadı. Her insan hata yapar..."

Adam bir derin nefes daha verdi ve anlatmaya devam etti. Elbette hem ölmemek için hem de bunları ilk defa birine anlatabildiği için söylüyordu. İki yıldır bunu saklıyordu ve belli ki bu günah ona çok yük olmuştu.

"Gwang2 denen adamı genç bir adam sakinleştirmeye çalışıp, götürdü. O adam onu götürmeseydi beni öldürecekti. Adı... Lucas mı, ne? Sonra bir gece daha baygın yatmışım. Fabrika ormanlıktaydı. Biraz uğraştıktan sonra ordan kaçtım. Polise gidemedim. Çaresiz, bende ormana daldım. Ormanda bir sürü büyük büyük çukurlar... Hepsinin içi ceset dolu. O Gwang2 denen adamın işiydi onlar. Soğuktan donarken, bir de ceset kokusundan kusunca yine bayılmışım. Polis ekipleri falan, o ormanı buldu. Civarda, kalbinde kanca ay olmayan tek kişiymişim. Yaşadığımı anladılar. Aslında ayıktım ama uyanıp, konuşamadım. Hemen beni hastaneye kaldırdılar. Sonra zaten polis korumasıyla işime devam etmiştim. Gwang2 son iki aydır hiç cinayet işlemiyormuş. Bu yüzden polisler beni korumayı bıraktı. Bende kendime özel korumalar aldırdım. Şimdi de sen beni kaçırdın. Birazdan adamlarım burayı doldurur. Bırak gideyim. Lütfen beni öldürme, ne kadar istersen veririm."

MONSTER 2 // BaekroseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin