Gözümdeki yaşları sildim. Suçlu olmadığımı biliyordum ya bu bana yeterdi. Beni sadece suçluyorlardı. Ben hapse girecek kadar kötü bir şey yapmış olamazdım. Kapı çaldı. Annem ve babam koşarak içeri girdiler. İkisinin de uzun süredir uyumadığı yüzlerine bakınca anlaşılıyordu. Bu süreç ikisini de yormuştu ama ikisinde de belli değişiklikler vardı. Annemin yüzü biraz daha çökmüştü. Babamın ise yüzünde beliren kırışıklıklar vardı. Sanki yaşlanmışlardı. Yorgunluktan olduğunu pek sanmıyordum ama neden böyle olduğuna da açıklık getirememiştim. Annemin kızarmış gözlerinden yaşlarını tuttuğunu anlayabiliyordum. Babamın yüzünde ruhunun acı çektiğini anlatan bir ifade vardı. Annem sağ yanıma oturdu ve bana sarıldı. Babam acele etmeden yatağın etrafını dolaştı. Gözlerim ondaydı ama onunkiler çok uzaklarda...O da yanıma gelip oturdu. Annem benden ayrılıp yüzümü avuçları arasına aldı.
-İyisin değil mi, bir yerin acıyor mu? Diye sordu. Olumsuz anlamda kafa salladım.
-Ne zamandır yemek yemiyorsun açsındır sen, ben hemen yemek işini halledeyim. deyip bana söz hakkı tanımadan odadan koşarcasına çıktı. Babamın elini kafamda hissettim. Usulca saçlarımı okşuyordu. Elinin varlığını varla yok arası hissettirmesi benim ona olan ihtiyacımı daha da belirtiyordu. Gözlerimi kapatıp babamın yanımdaki varlığına tutundum. Bir süre sonra eli durdu. Gözlerimi hızla açtım. Varlığına bu kadar ihtiyacım olan adamın yokluğuyla sınanmak istemiyordum. Kafam babama döndü soru soran bir şekilde ona bakıyordum. Elini çekti. Çaresiz bir şekilde ''Baba" kelimesi döküldü dudaklarımdan. Gözlerim dolmuştu nedensizce. Ayağa kalktı, arkası bana dönüktü ve ellerini arkasına bağladı. Pencereden dışarıya bakıyordu.
-Şimdi ne olacak? dedi ama benimle konuşmuyor gibiydi.
-Bilmiyorum dedim beni fark etmesi için.
-Bizi bırakıp giderken sana ne dediğimi hatırlıyor musun?
Sustum sadece, ben ailemi arkamda bırakıp mı gitmiştim? Gözlerim dolmuştu. Olumsuz anlamda kafa salladım ama babam bunu görmemişti.
-Gerçi hafızan yerinde değil ama olsa bile cevap verecek yüzün olur muydu o da var? Sana geri dönersen burada bir baban yok dedim. Sen bunu bilerek bir it herifin peşinden gittin. Sonucu ne oldu peki? Önce seni sevenleri sonra sevdiğim dediğin adamı öldürdün. Seni sevenleri öldürdüğün için bir bedel ödemedin ama bunun için ödemek zorundansın. Kapıyı çarparken senin bana cevabın neydi? Dönmem dedin. Kapıyı çarptın çıktın. Anne ve babasından başka gidecek yeri olmayan kızımın bende başka seçenekler bulmaya çalışması beni, (derin bir nefes aldı.)bizi nasıl yıktı haberin oldu mu? Olmadı, bilmedin. Sen bir şerefsiz için seni büyüten, senin canın yansa dünyayı yıkacak insanlardan geçtin. Değdi mi peki? "Sustu. Kısa bir sessizlik oluştu. "Âşıktın, seviyordun ne oldu?" Diye bağırdı babam bana dönerek. İrkildim ve gözlerimdeki yaşlar yanaklarımdan süzülürken hıçkırıklarımı tuttum. Babam kelepçeyi göstererek:
-Aşksız yapamam diyordun, aşka tutsak oldum dedin. Asıl tutsaklığı o kelepçeler bileklerinde buluştuğunda yaşadın haberin yok. Tek tutsaklığı beşik olan küçük kızımın parmaklıklar arkasındaki yabancının bakışındaki tanıdıklığı göstereceksin bana ama sen yaşayacaksın bunu.
Hıçkırıklarıma engel olamamıştım artık. Ben bunları yapmış mıydım cidden. Benim için çırpınan, iyiliğimden başka bir şey düşünmeyen iki varlığı yokluğuma mı terk etmiştim?-Ağlama boşuna. Bu dünyada herkes yaptığının bedelini öder. Peki sen benim hangi günahımın bedelisin? dedi ve süratle kapıyı çarpıp çıktı. Ağlama krizine girmiştim kendime hakim olamıyordum. Bir taraftan da canımın o kadar yanmasını istiyordum ki sanki fiziksel acının ruhsal acımın üstüne baskın gelmesini istiyordum. Saçlarımı çekiyordum kendimi kaybetmiş gibi haykırıyordum. Kapının açılma sesi ve uğultular belirdi başımda ama bir şey anlayacak durumda değildim. Bir yorgunluk hissettiğimi biliyorum en sonunda gözlerim kapandı ama o kadar yüz arasından anneminkileri bulmuştu gözlerim. "Özür dilerim." Beni duyup duyamadığı konusunda bir fikrim yoktu. Tek bildiğim o beni her zaman anlardı...
Evet arkadaşlar bölüm 2 ile karşınızdayım. Beğenilerinizi ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. Sizi seviyor, beğendiyseniz önermenizi istiyorum. Yeni bölüm yakın zamanda :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söz Vermiştin
Ficção AdolescenteSözler vardır dudaklardan kalbe mühürlenen,sözler vardır o kalbin duvarlarında bile yankı bulmayan.Anlamdır,söyleyendir,söyleyenin bizdeki değeridir sözü söz yapan.İnanmaktır söz.Koşulsuz güvenmektir.Doğruluk ve varlıktır söz.Olduğuna inanmaktır... ...