-Madem bu kadar kararlısın. Hazırsan anlatmaya başlıyorum...
Hazır olmamı gerektirecek her neyse öğrenmeye hazır değildim. Daha hazır olmadığımı bilememe rağmen ne öğrenmem gerekiyorsa öğrenecek, suçluysam da kendini ona göre ifade edecektim. Artık suçsuzum diye bir çabam yoktu. Ben ne ara bu kadar çabuk kabullenmiştim bilmiyorum ama her şeyin bir açıklaması olmalıydı.
-Birkaç kere eve gelmiştin. Ben o zamanlar Kerim Beyler'in ailesinin yanında çalışıyordum. Sende o sıralar şirkette avukat olarak işe başlamıştın.
-Kerim Beyin şirketi mi? Olumlu anlamda kafa salladı.
-Babası doktordu değil mi? Nasıl oluyor ?
-Çetin Bey, oğlunun da kendisi gibi doktor olmasını istiyordu. Bunun için elinden ne geliyorsa yaptı. Fakat Kerim Bey, annesi gibi avukat olmaya karar vermişti.
Demek annesi avukattı. Şu ana kadar Kerim'in annesiyle hiç karşılaşmamıştım.
-Annesini şu ana kadar hiç görmedim.
Olumsuz anlamda kafa salladı.-Aslında gördün. Fakat şuan hatırlamaman normal. 3 ay önce haber aldım. Kendisi komaya girmiş. Durumunda bir değişiklik yok diye biliyorum. Oğlu öldükten sonra durumu hiç iyi olmamış zaten. Birkaç kere intihar etmeye kalkmış. Yavrusu nefes almayan bir anne başka ne düşünebilir ki zaten? Zor. Çok zor bir durum... Başını öne eğdi. Sanki durumu kendisi yaşıyormuş gibiydi.
-İyi misin? diye sordum.
-Benn sadece... Sustu. 'İyiyim sorun yok.' Olumlu anlamda kafa salladım. Sorunları vardı. Bunu biliyordum. Hangimizin yoktu ki ? Bu sorunlarla başa çıkma kabiliyeti yüksek olanlar çıkabiliyorlardı işin içinden. Bunun bir ölçüsü yoktu ki. Kimi açlıkla mücadele ederken kimisi de bozulan ojeleriyle imtihan ediliyordu. Demir kapının açılma sesi duyuldu. Gardiyan içeri girdi.
-Nimet Bozdağ ziyaretçin var. Gardiyanda olan bakışlarımız buraya adımımı atar atmaz kavga ettiğim kadına kaydı.
-Vay be Nimet Abla. 7 yıldır buradayım. Son iki haftadır ziyaretçin eksik olmadı, hayırdır?
-Cemile, senin bu aralar çenen fazla düştü. Toplamazsan kırarım onu. Yapmadığım şey değil, bunu en iyi sen bilirsin. Geldiğinin 3. ayı hani... dedi imalı bir şekilde. Nimet Ablanın buradaki ağırlığının havadan, sudan olmadığını tahmin etmiştim ama bunu duymak garip hissettirmişti. Burada ayakta kalabilmem için bir ağırlığım olması lazımdı ama buradakilerin dışardan gelenlerin varlığını kabul etmeleri zaman alacaktı. Burada ne kadar kalacağım belliydi. Bir değişiklik oluncaya kadar ki bu zordu. Bir şekilde hayatta kalmalıydım. Nimet Abla gardiyanla dışarı çıkarken kendi yerime geçtim. Bir şeyleri düşünmek için kendime zaman ayırmalıydım. Olanlar her neyse hemen hatırlamalıydım. Üstümdeki ranzanın demirliklerini inceliyordum. Burada koca 15 yıl nasıl geçerdi? Burada kalmak yaşamak denemezdi. Aynı denek hayvanlarının kaldıkları kafese benziyordu. Dışarıdan bakanlar suçlulara acımayabilirdi. Fakat biz de insandık. Acı bir gülümseme yüzüme yerleşti. 'Biz' burada kabullenme seviyem artmıştı anlaşılan. Burada kalmak içimizdeki insanı öldürürdü. Yemek masasının karşısında küçük bir televizyon vardı. Görmesem de sesini duyabiliyordum.
-Ünlü Doktor Çetin Özdemir'in oğlu Kerim Özdemir'in faili Aslı Enver'in komadan çıkmasının ardından tutuklanması bir olmuştu. Herkesin bildiği gibi Aslı Enver 2 yıl önce Kerim Özdemir'le birlikte dünya evine girmişti. Aslı Enver'in cinayeti neden işlediği hala soru işaretiyken Aslı Enver çıkarıldığı mahkemede 15 yıl 7ay 27 gün hapsine karar verilmesinin ardından mahkemeden çıkarken kameralarımıza şöyle yakalandı. Muhabirlerin sorularına bakın nasıl bir cevap verdi:
-Hakkımda her şeyi yazıp çizdiler. Kendi sorularına cevapları yine kendileri buldular fakat bir şeyi sormadılar. Neden?
Ne zaman yerimden kalktığımı bilmediğim bir şekilde televizyona bakarken, o kadar şaşkınlığın üzerine videomu görmek... Ne kadar yorgun ve bitkindim. Tükenmiştim. Görüntüler bitmişti. Haber kanalı başka haberlere geçmişti fakat benim zihnimde spikerin söyledikleri çınlıyordu. 2 yıl önce mutlu bir şekilde evlendiğim adam yine benim tarafımdan ölü olarak bulunuyor. Kamera ve benzeri olayı kanıtlayacak veya inkar edecek hiçbir şey yok. Peki kocamı benim öldürdüğüme dair nasıl böyle emin olabiliyorlardı? Ayaklarım artık beni taşımayacak durumdaydı. Güç bela kendimi yatağa attım. Ben 2 yıl önce gelinlik değil de kefen mi giymiştim? Babamlar Kerim'i neden istememişti?
Tatatataaam. Bölüm 6 karşınızda... Beğeni ve yorumlarınızı ihmal etmeyiniz. İyi akşamlar dilerim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Söz Vermiştin
Genç KurguSözler vardır dudaklardan kalbe mühürlenen,sözler vardır o kalbin duvarlarında bile yankı bulmayan.Anlamdır,söyleyendir,söyleyenin bizdeki değeridir sözü söz yapan.İnanmaktır söz.Koşulsuz güvenmektir.Doğruluk ve varlıktır söz.Olduğuna inanmaktır... ...